Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Türkiye'nin nağmağlup tek antrenörü Gül İlter

        Hasan ERCAZİP/HT PAZAR

        Antrenörlüğün erkek egemenliğinde olduğu ülkemizde, parke salonlardan taşan enfes bir öykü onunkisi... Kendi deyimiyle “Bir Atatürk kadınının” neler yapabileceğini ortaya koyan bir öykü... Gül İlter’den söz ediyoruz. Yani Türkiye profesyonel liglerinin namağlup tek antrenöründen... 9 Eylül Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu’nu birincilikle bitiren, Voleybol 2.Ligi’nde yer alan Salihli Belediyespor’u 26 maçta 26 galibiyet alarak şampiyonluğa taşıyan İlter’e kulak verdik, anlattıklarına “Vay be” dedik...

        Türkiye’nin tek namağlup antrenörü olarak bu öykünün başına dönelim.

        İzmir doğumluyum. Spora 5 yaşımda cimnastikle başladım. Ritmik cimnastikte minikler kategorisinde 1 Türkiye Şampiyonluğu, 2 de ikincilik elde ettim. Voleybola olan ilgim ilkokulda başladı. Ailemin İzmir’den Salihli’ye taşınmasından sonra voleybola yine okul takımlarında devam ettim. 9 Eylül Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu’nda Üniversite Ligi şampiyonluğu yaşadık. Ama hiç kulüp takımında oynamadım.

        Eşinizle nasıl tanıştınız?

        Öner, Salihlili. İlişkimiz lisede başladı. Aynı lisede okuduk, aynı üniversiteye gittik. Ben BESYO’daydım, o hukuk fakültesinde. 15 yıldır birlikteyiz. 10 yılı flört dönemiydi. Ne mutlu ki, ilk aşkımla evlendim.

        Antrenörlük de evlilik de büyük sorumluluk istiyor. Kriz anları oluyor mu?

        En büyük kriz, düğün öncesi çıktı. Ben altyapı il karmalarında yardımcı antrenörlük yapıyordum. Ardından Antalya’daki Milli Takım seçme kampına davet edildim. Düğün yaklaşıyordu ama bu kampı da kaçıramazdım. Düğün hazırlıklarının büyük bölümünde yoktum! İnanın, gelin gireceğim evi bile ben seçmedim. Aile büyükleri evi hazırladı. Gelinlik seçme işini 1 günlük izinde hallettik. Deyim yerindeyse kendi düğünüme adeta davetiyeyle geldim!

        Takımın başına geçişiniz nasıl oldu?

        9 Eylül Üniversitesi ve Köln Spor Akademisi sonrası önce akademisyenliği düşünmüştüm. Bir dönem Salihli’de öğretmenlik de yaptım. 2006-07 sezonunda Salihli Belediyespor’da Soner Binici’nin yardımcılığına getirildim. Soner Abi’nin ayrılmasından sonra görevi bana önerdiler. 2009-10’dan itibaren takımın başına geçtim. 6 yılın 5’inde yarı final ve finallerde yer aldık, 1. Lig’in kapısından döndük. Hamileyken bile takımı bırakmadım.

        Hamilelik sürecini nasıl yürütebildiniz?

        “Eş teknik direktörlük” diyebiliriz! Ben takımla ilgileniyordum ama antrenman yaptırmam mümkün olmuyordu. Yönetimle konuştuk, Osman Uraner hocamızı da kulüp bünyesine aldık.

        Az daha salonda doğum yapacakmışsınız...

        Tam da öyle! Hamileliğimin 9. ayındayken deplasmanlara gittiğimizde “Hocam dışarıda ambulans var. Doğum başlarsa sizi hastaneye yetiştiririz” diyen görevliler oluyordu. Oğlum Deniz Kaan’ın doğduğu gün de İzmir deplasmanına gidecektik. Normalde doğuma 2 hafta vardı. Biraz ağrım vardı ama takım otobüsünü beklettim. Giyinirken ağrılar arttı. Bunun üzerine takım İzmir’e bensiz gitti. 2-3 saat sonra ben de doğum için hastanenin yolunu tuttum. Doğumhaneye girmeden telefon açıp maçı sordum. Kazandığımızı öğrendim! İş aşkı böyle bir şey!

        Önümüzdeki yıl planlarınız nedir?

        Bir kere dünyanın ve Avrupa’nın en büyük takımları, en büyük oyuncuları buraya gelecek. Bu kaliteye yakışır adımlar atmak istiyoruz. Bin kişilik bir salonumuz var. Şimdi 3 bin kişilik yeni bir salon inşa edilecek. 1. Lig’e çıktık. Burada 1 sene kalmak bize yetmez. Tesisiyle, sporcusuyla, çizgimizi bozmadan 1. Lig’de kalıcı olmak istiyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyespor’un aldığı Avrupa Kupası bizim için güzel bir örnek oldu.

        Oyuncularınızdan istediğiniz ilk şey nedir?

        Oyuncularıma hep “Gözlerinizden sahaya ateş çıksın” derim. 6 yılda Salihli’de sadece 2 takıma yenildik. “Biz bu salondan kimseyi çıkarmayız” diye insanlara mesajı verdik.

        ‘Hocam Jupp Derwall’

        ■■ Köln Spor Akademisi gibi çok saygın bir okuldan mezunsunuz.

        Alman bir ailenin bursuyla gittiğim Köln Spor Akademisi’nde Galatasaray’ın eski teknik direktörü Jupp Derwall, spor bilimleri dersine giriyordu. İlk dersine 5 dakika geç kaldım. Beni sınıfa almadı. Bu bana çok büyük bir ders oldu. Saatimi 5 dakika ileri aldım ve bundan sonra her şeyi daha dakik ve programlı yürütmeye başladım.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ