Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Festivalin bu yılki sürprizi, Türkiye’ye ayrılan bölümü. Programa bakınca “Festival böyle olur!” dememek mümkün değil

        Heja BOZYEL / HT CUMARTESİ

        1947’den beri düzenlenen bir festivalden bahsediyoruz: Holland Festival. Dünya çapında ünlü ve aşırı başarılı bir performans sanatları festivali. Hollandalıların iyi, güzel yapmadıkları tek bir şey yok ki bu festival kötü olsun. İçinde tiyatro da var dans da müzik de. Bu yıl ilk kez festivali Ruth MacKenzie koordine ediyor. MacKenzie, dünyanın en tanınmış festival yöneticilerinden biri. Sanata dair aklınıza gelebilecek her şeyde parmağı var. Hatta uluslararası sanat camiasında onun hakkında “Arkadaş olmadığı büyük sanatçı yok” deniliyor. Böyle bir kadınla karşılıklı oturup sohbet etmek büyük bir ayrıcalıktı.

        ■ Festival organizasyonlarında çalışmaya nasıl başladınız ve nasıl bu kadar çok sanatçı dost edindiniz?

        Bence bir küratörün işi, sanatçıyı ve sanatı sevmek ve desteklemek. O nedenle biz sadece sanatçı farklı, ilham ve haz verici işler yaparsa var olabiliriz. Aynı zamanda izleyicinin sanatla yüzleşmesini sağlarız. Sanatçıyı sorunlardan korumak, oluşan sorunları çözmek de işimizin bir parçası.

        ■ Çağdaş Türk sanatı hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Şu anda İstanbul Modern’de, İstanbul’un imajını değiştiren bir yerde oturuyoruz. İstanbul’u olağanüstü bir sanatçı jenerasyonu ile birlikte dünya çağdaş sanat atlasına ekleyen yerde. Aynı zamanda müzisyenleriniz sayesinde de Türkiye ilerledi.

        ■ Holland Festival’e de Türk müzisyenleri davet ettiniz...

        Sufi, Kürt, Ermeni sanatçılar, nerede yaşıyor olursa olsun kendini Türk olarak tanımlayan sanatçılar yer alacak. Kimisi Türkiye’den geliyor, kimisi Avrupa’nın farklı yerlerinden. Tüm bunlar bence birinci sınıf bir dünya çapında festivali oluşturuyor.

        ■ Müzik festivalleri genelde kendi cumhuriyeti olan ülkeler gibidir. Holland Festival’in programına bakınca Türkiye’nin çokkültürlülüğü benimsediği ve azınlığı azınlık olarak ayırmadan yaşadığı günlerini anımsatan bir program görüyorum.

        Bu çok güzel bir tanım. Festivallere giden, bilet alan kişilerden ilham aldık. Senin gibi. Bu benim için bir başlangıç. Gelecek yıllarda Türkiye’den daha çok sanatçı görmeyi umuyoruz. Ama aynı zamanda çok daha fazla barış, huzur görmek istiyoruz. Bana göre festivaller bir maceraya atılmak için doğru yerler. Her zaman yapmadığın bir şeyi yapabileceğin yerler. Bu hem Amsterdam hem de katılımcılar için normalde yapmadıklarını yapabilecekleri bir alan. Tek bir program içinde yeni ufuklar açacak, geleceğe yön verecek işleri, isimleri bir arada göreceğiz.

        ■ Sanatın barış için bir araç olabileceğine inanıyorsunuz o zaman...

        Kesinlikle inanıyorum. Sanatçılar yaptıkları işlerle sadece kalbinize değil beyninize giden yolları da bulurlar. Günlük hayatımızda yüzleşmediğimiz soruları yüzümüze vururlar. O yüzden sanatçıların dünya sorunlarını çözebilecek ve hayallerimizi gerçekleştirebilecek kişiler olduğunu düşünüyorum. En güzel örneği Holland Festival. 1947’de 2. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra düzenlenmiş ilk kez. O zamanlar Hollandalılar çok fakirmiş ve geleceğe umut duymak için uluslararası sanatçılara bel bağlamışlar.

        Türkiye’den sesler

        Selim Doğru’nun muhteşem müzikal işi “From Byzantion to İstanbul”, İstanbul’un 2500 yıllık tarihini anlatıyor. Orhan Pamuk’un kaleminden okumalar, şiirler ve Ara Güler’in fotoğrafları ile tamamlanan From Byzantion to İstanbul, 6 Haziran’da Podium Mozaiek’te gerçekleşecek. Biletleri için çok uzun bir bekleme listesi mevcut. Elektronik müziğin çok başarılı isimlerinden Erdem Helvacıoğlu ile arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu’nu buluşturan Resonating Universes, 10 Haziran’da Bimhuis’de.13 Haziran’da Mor ve Ötesi ile Şebnem Ferah, Amsterdam’ın en ünlü kulübü Paradiso’da sahne alacak. 12’sinde Mercan Dede Niyaz ve Al-Kindi ile yine Paradiso’da. Türkiye bölümünün en özel gecelerinden biri ise 30 Mayıs. “Boğazı Geçen Şarkılar” başlığıyla Kardeş Türküler ve Candan Erçetin Konninlijk Theater Carré’da sahne alacak.

        63 extra

        Holland Festival, biraz da kendi içinde küçük festivallerini doğuran bir festival. Mesela 23 Nisan’dan beri “extralar” yani festivale bağlı ama programdan bağımsız etkinlikleri devam ediyor. 63 farklı extra var. Bu etkinlikler içinde seminerler de var, öğlen konserleri de, film gösterimleri de, bale ve dans, opera da workshoplar da, partiler de. Fakat asıl program 30 Mayıs-23 Haziran arasında, farklı mekânlarda yer alıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ