Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Şarkı söyleyen beyin

        Mary CARMOCHAEL/ HT PAZAR

        Sinir sistemi uzmanları 21. yüzyılda bilimin rock yıldızları olabilirdi, ama biri hariç hiçbiri kariyerinde bir platin plağa sahip olmadı: Daniel Levitin. “Ode to Joy” ve “Super Freak” gibi şarkılarla ciddi bilimsel tartışmaları bir araya getiren Levitin, 2006’nın en çok satan kitabı “This Is Your Brain On Music”in (Müzik Dinleyen Beyniniz) de yazarı. Ardından yazdığı “The World in Six Songs”da (Altı Şarkıda Dünya), insanların neden iyi melodiden hoşlandığı konusuna evrimsel bir bakış açısı getirdi. Levitin, Kanada McGill Üniversitesi’ndeki araştırmalarını Mary Carmichael’a anlattı.

        ■■ Diyelim fonda Rolling Stones’un “Gimme Shelter” şarkısı çalıyor. Beynimde neler oluyor?

        Müzik o kadar öznel bir şeydir ki insanlar aynı parçaya kendi durumlarına göre oldukça farklı tepkiler verebilir. Kulak zarınız içeri ve dışarı doğru titreşimler yapar ve beyin de bu titreşimleri yorumlamaya çalışır. Bunu yaparken; ses perdesinin, ritmin, ses tınısının ve melodinin özünü alıp birbirine bağlar; sonra sizin şarkı olarak tanımladığınız şeyin içine katar. Yüz yıldır işitsel algılama üzerine çalışan insanların incelediği budur. Fakat son yıllarda bu alandaki yaklaşım değişti; duygular da inceleniyor artık. Eğer “Gimme Shelter”ı seviyorsanız beynin ödül merkezleri; yani nükleus akumbens, amigdala ve ventral tegmantum bölgesi işlemeye başlıyor. Bunlar “mutluluk hormonu” dediğimiz dopaminin seviyesini ayarlayan ödüllendirme sisteminin parçaları. Aynı zamanda sözleri de dinliyorsunuz, yani beyindeki dil merkezleri, diğer adıyla Broca ve Wernike bölgeleri çalışıyor. Böylece beyinde iki farklı işlem gerçekleşiyor. Bu arada o şarkıyla ilgili bazı çağrışımlar ortaya çıkabiliyor, mesela ilk öpücüğünüz...

        ■■ Örneğin bu şarkı bana “Köstebek” filmini hatırlatıyor.

        O zaman o hafıza çağrışımı da bunun bir parçası olacak. Bütün müzikler için geçerli olan son bir şey daha var; müzik zaman üzerinden şekillenir. Yani siz şarkıyı bilin ya da bilmeyin beyniniz sürekli bir sonraki notanın ne olduğunu anlamaya çalışacaktır. Beyniniz en kestirilebilir olanlarla, en az tahmin edilenleri derleyerek bir istatistik haritası oluşturur. Eğer şarkı sürekli sonradan gelecek notayı tahmin edebileceğiniz şekilde devam ederse sıkılır, en az ihtimalli olanla yürürse siniriniz bozulur. İyi bir şarkının doğru orana ihtiyacı vardır.

        ■■ “Altı Şarkıda Dünya” kitabınızda müziğin bir canlı türü olarak bizi biz yaptığını söylüyorsunuz.

        Kitabın başlığında söz edilen altı şarkı, atalarımızın müziği kullanarak toplumu geliştirmek, örneğin bilgi aktarmak ya da geniş ölçekli bir koordinasyon sağlamak için sosyal ilişkiler yaratmak amacıyla kullandığı altı yol. Sosyal bağlar içinde, birlikte şarkı söylemek bir güven hormonu olan oksitosin üretiyor. Yani asıl hikâye şu: Müziğin çıkardığı sese karşılık kendiliğinden senkronize hareket eden atalarımız belki de ortaklaşa yaptıkları işlerde daha başarılıydı ve bu kişilik özelliklerini çocuklarına da devrettiler.

        ■■ Ama yine de çoğunlukla dil yoluyla öğreniyoruz. Müzik bizim için kelimelerin yapamadığı neyi yapıyor?

        Müzik haber bülteni değildir. Bilgi şarkıları dışında, müzik genellikle objektif durumları anlatmayı amaçlamaz. Müziğin dilden daha iyi yapabildiği şey, insan duygularının karmaşıklığını anlatabilmesidir. Tek bir duygu içinde olmamız çok nadir bir olgudur. En son ne zaman katıksız bir neşe hissettiniz? Büyük olasılıkla keyif ve biraz endişe; mutluluk ve biraz üzüntü birlikteydi. Majör gamda da, minör gamda da sadece yedi nota vardır. Fakat bu notaların biraraya geldiği biçimler farklı duygular aktarabilir. Bu da beynin bir sonraki notayı tahmin etmeye çalışmasıyla bağlantılıdır. Eğer notaları öngörülebilir bir şekilde çalarsam başlangıçta bir gerginlik yoktur, rahatlatıcıdır. Ama bunu sürekli yaparsam gerginlik tırmanır.

        ■■ Çünkü bazı değişiklikler bekliyorsunuzdur...

        Bu da gerginlik ve kararlılık, rahatlık ve uyanıklık gibi karmaşık hislere ön ayak olur.

        ■■Matematikte iyi olan insanların müzikte de iyi olduğuyla ilgili genel bir kanı vardır. Ama siz bu konuda hemfikir değilsiniz.

        Bu asılsız bir bağlantı. Evet, bir grup insan ikisinde de iyi olabilir. Ama birinde iyi olup diğerinde olmayan insanlar da var. Aynı zamanda hem solak hem de kızıl saçlı insanlar var mesela; ama biz birinin diğerine sebep olduğunu düşünmüyoruz. Bununla birlikte müzik ve matematik aynı dil algısındadır. Bu yüzden belki de dile kabiliyetiniz olduğunda üçünde de iyi olabilirsiniz.

        'YÜZDE 10 MÜZİK SEVMEZ'

        ■■ Müziği sevdiğiniz çok açık. Sevmeyen insan var mıdır?

        Biz insanlar ilginç şekillerde birbirimizden ayrılırız. Müzik konusunda da tahminler şöyle: Toplumun yüzde 10’u müzikten uzak duruyor.

        ■■ Gerçekten mi?

        Hiç böyle bir insanla tanışmadım. Çünkü bunu açık etmemeyi öğrenirler. İnsanlar onları tuhaf bulur diye.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ