Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul İlk sahipleri tarafından öldü gözüyle bakılan ikinci el eşyaların ruhları Dolapdere bit pazarında yaşamaya devam ediyor

        Serhan Sevin/HABERTURK.COM

        İstanbul’da ikinci el eşya denildiğinde insanların aklına ilk gelen yerlerdendir. Dolapdere bit pazarı. Her çeşit insan ve her çeşit eşyanın birlikte harmanlanarak oluşturduğu hava ve koku adeta bütün Dolapdere’ye yayıılıyor. Günlerden Pazar, saatin de 07.00 olmasına aldırış etmeden insanlar harıl harıl Dolapdere’nin ara sokaklarındaki tezgahların aralarına bırakıyorlar kendilerini. Ayakkabıdan mutfak robotuna, tabaktan portmantoya, oyuncaktan fırına hemen hemen herşeyin olduğu pazarda gazeteci lafı geçtiğinde sinirler biraz geriliyor. Geçmiş zamanlarda yapılan olumsuz haberler sonrası Dolapdere halkı içgüdüsel olarak doğal bir savunma mekanizması geliştirmiş kendilerince. "Bu sinir harbinin asıl nedeni binlerce kişinin gelip sadece fiyat sorup, herhangi bir şey almadan yollarına devam etmeleri" diyen Rıdvan Özbatır plak ve pikap tezgahı olan bir pazar sakini.

        Üç senedir eskilere merak sardığını söyleyen Rıdvan Özbatır ‘Artık kaliteli plak bulmak zor’ diye söze giriyor. Plak fiyatlarındaki şikayetten söz açılınca da ‘Küçük plaklar 15 lira cıvarında, büyük plaklar ise milyara kadar gidebiliyor. Mesela Ahmet Kaya’nın plağı bin lira. Bizim sektörde fiyat sanatçıya göre değişiyor desem yalan olmaz. Ercan Turgut 10 lira, Erkin Koray 200 lira. Dediğim gibi ilgi alanım plak olduğu için tezgahım her kesime hitap etmiyor. Bu yüzden de çok defa tezgahımı siftahsız kapattığım oldu’ şeklinde konuştu ve iç çekerek pazarda gezen insanları süzmeye devam etti.

        Pazarda hemen yan komşusu olan Halil Özel’in tezgasında ise neredeyse yok yok. Vakit kaybetmeden sorduğum ‘Nedir bu kadar eşyanın hikayesi Halil abi’ sorusuna ‘Binalarda oturanlar kullanmadıkları eşyalarını atmaları üzerine apartman görevlilerine veriyorlar. Onlar da atmayıp apartmanların bodrumlarında, kömürlüklerinde saklıyorlar. Ben de belirli bir ücret karşılığında o eşyaları çuvalların içine bakmadan satın alıyorum. Şansımıza artık ne çıkarsa kabulüm. Bunun haricinde el arabalarıyla gezen eskicilerden de eski eşya alıp buradaki tezgahıma getiriyorum’ diye cevap verdi Halil Özel.

        Söz antikalardan açılınca ise ‘Açık olmak gerekirse bir malın antika değeri taşıyıp taşımadığını bizler pek anlamıyoruz. Burada milyarlarlar değerindeki eşyaların da 3-5 liraya satıldığı oldu. Her malın bir alıcısı var. Cüzdan toplayan ayrı, ayakkabı toplayan ayrı, gümüş toplayan ayrı. Eğer bu şekilde uzmanlaşabiliyorsanız bir eşyanın antika olup olmadığını anlayabiliyorsunuz. 8 yıldır bu işin içersindeyim. Ben de artık yavaş yavaş pişmeye başladım’ diye konuştu.

        İşler nasıl sorusuna ise ‘İnsanlar tatilde şehir dışına gittiği için işler yazın durgun oluyor fakat kışın çok hareketli günler geçiriyoruz. Ben de eşyaları satın aldığım arkadaşlar gibi apartman görevlisiyim. Buradan gelen ek gelir ile iki çocuk okutmaya çalışıyorum ve tek amacım günü kurtarmak’ diye cevap verdi. Bir yandan benimle bir yandan da müşterileriyle konuşmaya çalışan Halil Özel uğur şapkasıyla son bir hatıra fotoğrafı verdi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ