Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Arda asla sadece futbol değildir / Alihan Mestci'nin haberi

        Alihan MESTCİ/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        Bir futbol forumunda Arda’nın Barcelona’ya transferini yorumlayan Real Madrid’li bir taraftar, “Neden Arda?” diye soranlara şu cevabı veriyor: “İnanılmaz derecede becerikli, çok yönlü bir futbolcu. Kendini kanıtlamış bir kalite. Ve bize karşı her zaman çok iyi oynuyor...”

        2011’de 12 milyon Euro bonservis bedeliyle Galatasaray’dan Atletico Madrid’e giden Arda, geçen hafta Atletico’dan Barcelona’ya 41 milyon Euro bonservis bedeli ve kendisine de yıllık 7 milyon Euro civarında bir gelirle 5 sene için transfer oldu. Peki aradaki 4 yılda Arda’ya 10 milyonlarca Euro değer katan neydi? Galatasaray neden 41 milyon Euro’ya satamadı; dahası, belki de neden hiçbir zaman bu bedele satamayacaktı? Bu hikâyede Türkiye’nin kronik ekonomik sorunlarına dair pek çok ipucu var...

        4 SEZONDA 5 KUPA

        “O, kendini kanıtlamış bir kalite” diye yazan Real Madrid’li taraftarın demek istediği şu: Arda, 24 yaşından 28’ine dek, her maçı stadyumlarda ortalama 27 bin, ekran başında 2.2 milyon insanın izlediği bir ligde forma giydi. Futbolcuların ortalama piyasa değerinin 2 milyon Euro olduğu Süper Lig’den ayrıldı, bu değerin 6 milyon Euro’ya ulaştığı La Liga’da oynadı. 4 senede 5 kupa aldı. Lig şampiyonluğu yaşadı, Şampiyonlar Ligi’nde finale çıktı. Öte yanda Süper Lig’in geçen sezon seyirci ortalaması 6 bindi... Haydi, “Passolig etkisi” diyelim. Bir önceki sezon da bu sayı zaten 12 bindi...

        İNSAN, MARKA, REKABET

        Hakkıyla kıyaslamaya kalkınca araya eğitim, kültür, AB kıstasları da girecek. Lakin, manzara o kadar net ki... Bir tarafta Arda Turan’a 4 senede 3.5 kat değer katan bir sistem; diğer tarafta 41 milyon Euro’luk bir potansiyeli 12 milyon Euro’ya satan; satmasa belki bu değeri de kaybedecek bir başka “sistem” var. Habertürk Gazetesi ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım, bu değeri yaratan faktörleri, yani bu işin sırrını 3 ana başlıkta özetliyor: İnsana yatırım/saygı, küresel marka değeri/sayısı ve rekabet gücü... Ve bu başlıklar ne sadece Galatasaray’ı ilgilendiriyor ne de sadece futbolu. Her takım, dahası hemen her sektör için stratejik dersler içeriyor.

        BİR JENERASYON 200 MİLYON EURO

        Arda Turan’ın transferine tepki gösteren Barcelona’lı bir taraftar, aynı futbol forumunda “Altyapıdan yetiştirdiğimiz isimler de pekâlâ Arda kadar takıma faydalı olur. Neden 41 milyon Euro ödeyelim ki?” diye yazmış. Sitem etmekte haklı olabilir. Çünkü, bizde altyapıya yatırım “tasarruf” sanılıyor ama Barcelona Futbol Kulübü her yıl altyapısına 20 milyon Euro yatırım yapıyor. Yani, 10-11 yaşından 20-21 yaşına kadar La Masia’da yetişen bir jenerasyonun kulübe maliyeti 200 milyon Euro. Bu yatırımı göze aldığı için de Barcelona markası oluyor. Zira marka yaratmanın da bir maliyeti var. Barcelona’nın çiftliği La Masia’da 15, dışarıda 30 pilot takım; 40 yetenek avcısının dünyanın her köşesinden bulup getirdiği geleceğin futbolcularını yetiştiriyor. Bu çocukları yetiştirirken nelere özen gösterdiklerinin ayrıntısı tezlere konu oluyor. Zira bu yatırımın geri dönüşü, Barcelona’yı “bir kulüpten fazlası”na dönüştürüyor.

        İNSANA YATIRIMIN GERİ DÖNÜŞÜ 5 KAT

        Öncelikle şunu bir kenara not edin: Amerikalı finans yönetim danışmanı Matt H. Evans, Ocak 2015’te hazırladığı endekste insana yatırımın gelir olarak geri dönüşünün 5 kat olduğunu saptamış. Galatasaray ise Fatih Terim’in 2013’teki kulüp divan kurulunda ifade ettiği kadarıyla altyapıya yılda 1.8 milyon dolar yatırıyor. Yani Galatasaray 10 yılda, Barcelona’nın 1 yılda yaptığı altyapı yatırımını yapmıyor. Bu da aradaki fark: Forbes’a göre Mayıs 2015 itibarıyla Barcelona’nın piyasa değeri 3.16 milyar; Galatasaray’ınki 294 milyon dolar...

        MESSİ’NİN MALİYETİ 2 MİLYON EURO

        İşte bu veriler, Türkiye ekonomisinin sıkıntılarına dair de bir portre sunuyor... Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, geçen ay Türkiye’nin 1 dolarlık ihracat yapmak için 1.5 dolar ithalat yapması gerektiğine ve bunun en önemli sorunlardan biri olduğuna işaret etti. Futbolda da öyle... Zira temel girdisi futbolcu olan bu düzende, Galatasaray son 10 sezonda oyuncu transferlerine, yani “ithalata” (kaderin bir cilvesi olsa gerek, neredeyse Barcelona’nın 10 yıllık altyapı yatırımı kadar) 192 milyon Euro ayırdı. Oyuncu satışından 72 milyon Euro gelir, nihayetinde 120 milyon Euro zarar etti. Barcelona ise altyapı modeliyle transferde ne kadar tasarruf yaptıklarını görmek için bir hesap yapmış. Messi, Pique, Xavi, Puyol gibi Barcelona tarihinin en iyi takımında forma giyen, altyapıdan yetişmiş A takım oyuncularının her birinin maliyeti Barcelona’ya 2 milyon Euro’ya geliyor!

        ARDA’DAN FINDIĞA ‘POTANSİYELİ KEŞFET’

        En naif ifadeyle Galatasaray, potansiyeli kadar değer yaratmıyor. Ve aslında Türkiye de pek çok alanda aynı sorunla yüz yüze... Arda’yı ham haliyle İspanya’ya satan ülke, mesela fındığı da yeterince işlemeden ihraç ediyor. Arda’dan fındığa... İkisi de başka ellerde çok daha fazla değerleniyor. İkisi de Türkiye’de yetişti...

        Dünya fındık rezervinin yüzde 70’i Türkiye’de, üretimin yüzde 90’ı ihraç ediliyor. Türkiye, 2014’te 252 bin 500 ton fındık satmış; girdi 2.3 milyar dolar. Fındık üreticilerinin kâr marjı yüzde 1-1.5... Dünya fındık borsasının, Türkiye’nin 100’de 1’i kadar fındık ihracatı yapan Almanya’da, liman kenti Hamburg’da olduğunu, dolayısıyla fiyatların da orada belirlendiğini zaten duymuşsunuzdur. Peki Türkiye’den çıkan fındık neye dönüşüyor? Burada üretilen yaklaşık her 3 fındıktan 1’ini İtalyan Ferrero satın alıyor, fındık aromalı çikolata kreması yapıyor. Nutella yani. 1964’te İtalya’da kurulan Ferrero, Nutella’yı 11 ülkedeki tesislerinde üretiyor. Aralarında Türkiye de var. Ferrero, 165 ülkede her yıl 365 bin ton, yani 11 milyon kavanoz ürün satıyor ve 8 milyar Euro ciro yapıyor. Arda gibi, fındıkta da Türkiye’nin 4 katına yakın bir girdi! Bu denklemi alıp onlarca sektöre uygulayın, bakalım ne çıkacak!

        “Türk Malı” algısını yükseltmek amacıyla Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin başlattığı bir proje geçen yıl sonuçlandı. Sloganı, “Discover the Potential” yani “Potansiyeli keşfet”... Görünen o ki genellikle potansiyeli başkaları bizden önce keşfedip değerlendiriyor.

        1987: 30 Ocak 1987’de İstanbul’da doğdu.

        2005: Arda, Galatasaray'dan yılda 2 milyon Euro kazanıyordu. 2005'te Galatasaray A Takımı'na yükseldi.

        2011: Galatasaray'da 127 maça çıktı. Atletico Madrid'e 12 milyon Euro'ya transfer oldu.

        2014: Atletico Madrid'de 127 maça çıktı. Arda'lı Atletico 18 yıl aradan sonra lig şampiyon oldu.

        2015: Geçtiğimiz hafta 41 milyon Euro bonservisle bedeliyle Barcelona'ya transfer oldu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ