Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Usain Bolt’un bir dönem marihuana kullandığını biliyor muydunuz? Peki nasıl dünyanın en başarılı atleti haline geldi?

        HT CUMARTESİ / Melik DEMİREL

        Yıllar önce Fransız Liberation Gazetesi’nde bir karikatür dikkatimi çekmişti: Siyahi iki adam; biri koşuyor, diğeri yerinde. Hareket etmeyen figürün altında “ÖLÜM” yazıyor; koşanın altındaysa “YAŞAM”...

        İşte Usain Bolt, yaşamak için koşanlardan. Bugün 100 metreyi 9.58 saniyede koşan tek adam o, çünkü özel bir hikâyesi var. O, belki de kendinden kaçıyor...

        2008 Pekin Olimpiyatları’nda, atletizmde 100 metre erkekler finaliyle tanıdık onu. O dönem 22 yaşında olan Jamaikalı atlet, yarışın başlamasından sadece 7 saniye sonra, yani henüz koşarken şampiyonluğunu kutluyordu.

        Açık ara önde bitirdiği yarışta 9.69’luk derecesiyle dünya rekoru da kırdı üstelik. 2009’da Berlin’deki Dünya Şampiyonası’nda bu kez en ciddi rakiplerinden Amerikalı Tyson Gay’i solladı. Yarış sonrası “Yeni dünya rekoru: 9.58” yazan tabelanın yanında poz veriyordu. Son olarak Pekin’de geçtiğimiz pazar 100 metrede (9.79), perşembe ise 200 metrede (19.55) dokuzuncu kez dünya şampiyonu oldu.

        ‘ONA ASLA KRONOMETREMİ GÖSTERMEZDİM’

        21 Ağustos 1986’da Jamaika’nın kuzeydoğusunda, Trelawny’de doğan Usain St. Leo Bolt dünyaya normalden 10 gün geç geldi. Üç kardeştiler. Annesi Jennifer ve babası Wellesley bir bakkal işletiyordu. Bolt o günleri şöyle aktarıyor: “Kırsal bir bölgedeydik. Etrafta çok insan yoktu. Zengin değildik ama bir eksiğim yoktu. Babam beni okula gönderebilmek için çok çalıştı; şu anda bile çalışıyor. ‘Artık çalışma’ desem de o işini bırakmıyor.” Sokaklarda kriket ve futbol oynayarak büyüyen Usain Bolt için dönüm noktası, 2001 yılı oldu.

        15 yaşında, bugünkü boyuna, 1.96 metreye ulaştı. Okuduğu William Knibb Lisesi’nin antrenörü Pablo McNeil’in dikkatini çekti. McNeil, 1964 Tokyo ve 1968 Mexico City Olimpiyatları’na katılan eski bir sprinterdi. Bolt’un kumaşının iyi olduğunu hemen anladı ve birlikte çalışmaya başladılar.

        McNeil bir demecinde; “Ona asla kronometremi göstermezdim. Çünkü dereceleri inanılmazdı” diyor. Zira Bolt, uslu durmuyordu. Ve “iyi” olduğunu bilse onu durdurmak daha da zorlaşabilirdi. Bir gün McNeil, antrenman saati Bolt’u sahada göremedi. Etraf marihuana kokuyordu.

        Yıllar sonra Bolt, Alman Bild gazetesine verdiği röportajda gençliğinde bir dönem marihuana kullandığını itiraf edecekti ama uluslararası yayınlara böyle itiraflarda bulunabilmek için o günlerde çok çalışmalıydı. Bunu, birileri ona öğretmeliydi. O ise direniyordu.

        McNeil, her seferinde Bolt’u kaçtığı delikten çıkarmak zorundaydı. Okul çıkışlarında taksiye atlayıp kızlarla buluşurdu ama McNeil, hiç üşenmeden onu bulur, alıp okula geri getirirdi. “Okulda kalmalıydı” diyor McNeil.

        “Başta anlatmak zordu ama durumu anlayınca hiç çekinmeden yüzde 101’ini sahaya adadı.”

        Bolt 2001’de Karayip Oyunları’nda 200 metrede ikinci olarak ilk madalyasını kazandı. 1976’da kürsüye çıkan Donald Quarrie’den beri Jamaika’dan olimpiyat madalyası alan sprinter çıkmıyordu.

        Bolt’un potansiyeli ortadaydı. McNeil, onu başkent Kingston’a götürdü. 2002’de Bolt, 200 metrede Dünya Gençler Şampiyonu olarak uluslararası camianın ilgisini çekti. Aynı yıl Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği’nin (IAAF) “Yükselen yıldız” ödülünü aldı. Ama Amerikan üniversitelerinin burs tekliflerini reddedip idmanlarına Jamaika’da, University of Technology’nin toprak zemininde devam etti.

        Jamaika’daki atletlerin çoğu Cockpit Country denilen ve geçmişte kölelerin yaşadığı bölgeden çıkıyor. Kingston’daki West Indies Üniversitesi ve İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi’nin ortak bir araştırmasına göre Batı Afrikalı siyahilerin adaleleri çabuk daralıp inceliyor ve bu durum hızlı koşmalarına neden oluyor. Fakat Usain Bolt’un bir özelliği daha var:

        Sprinterlerde pek rastlanmayan, upuzun bir boy! Bolt uzun boyunu bir avantaj haline getirdi. Zira uzunların çıkış yapması nispeten daha zor. Ama sonra Bolt uzun bacakları ve attığı büyük adımlar sayesinde onu en ön sıraya taşıyor. Usain Bolt, eğer düzgün çıkış yaparsa, ilk 30 metrede hızını alıyor, sonraki 20 metrede yarış içindeki en yüksek hızına ulaşıyor. Yani aslında çoğu yarış, Bolt için 50. metrede bitiyor. Bolt, “80 metre sıkı koşup, kazanacağımı anlayınca hızımı kesiyorum. Spor bir eğlence... Beni stadyumda destekleyen binlerce kişiye gösteri yapıyorum” diyor. Pekin’de Olimpiyat Şampiyonu olduktan sonra, zafer turu esnasında “Kuş Yuvası” Stadyumu’nda reggae müzik çaldırması da ondan...

        BASKINLARDAN TEMİZ ÇIKTI

        Bolt’a kuşkuyla yaklaşanlar da var. Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı, Bolt’un zafer pozunun bir şampiyona yakışmadığını söylemişti mesela. Bizde, Kocaeli Üniversitesi’nden spor uzmanı Cem Çetin, Bolt’u 2000 Sydney Olimpiyatları’nda dopingle üçü altın beş madalya kazanan ABD’li kadın atlet Marion Jones’la bir tutmuştu. Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın gen dopingi uzmanlarından Prof. Perrick le Simon ise, 2008 Pekin Olimpiyatları’ndan sonraki yıl Bolt’tan yaklaşık 40 numune aldı. Hatta Jamaikalı atlet Florida’daki halasını ziyaretteyken bile doping görevlilerinin baskınına uğradı. Sonuçta tüm numuneler temizdi. Gerçi Simon, “16-17 yaşlarındaki performansı da tamamen standartların dışındaydı” diyerek Usain Bolt’un hakkını kısmen teslim ediyordu.

        Bolt’un içi rahat; her an doping kontrolü için numune verebileceğini söylüyor. Zaten artık kimse Bolt’un doping ihtimalini düşünmek bile istemiyor. Çünkü bitmeyen skandallar yüzünden yeni yıldızlar çıkaramayan atletizm, aradığı kanı bulmuşken ağır bir darbe daha yememeli.

        İKİNCİ DÖNÜM NOKTASI

        Bolt kariyerinin başlarında dahi “Her yarışta kendisinin mükemmel koştuğunu” düşünse de şu anki antrenörü Glen Mills ile yollarının kesişmesi onun ikinci dönüm noktasıydı. Mills, antrenman yapmayı pek sevmeyen Bolt’a pisti sevdirdi. Asıl önemlisi, Bolt’un gezmesine, eğlenmesine karışmadı. Pekin’deki üstün başarısından sonra televizyon, ünlüler, partiler derken motivasyonunu geri kazanmakta zorlanan Bolt’u kısa sürede toparlayan da yine Mills’ti. İlk antrenörü Pablo McNeil ise 2008’de Pekin’deki finali kalp rahatsızlığı nedeniyle izleyemedi. Ancak yarış öncesinde Bolt’un 9.70’in altına rahatlıkla ineceğini söylüyordu. McNeil Temmuz 2011’de vefat etti. Ellerinde yetişen yaramaz çocuk şimdi insanlığın en hızlı sprinteri. Usain Bolt, bugün artık hayata daha gerçekçi bakıyor: “Büyük başarılara imza attım, ama geçilebileceğimi de biliyorum. Günün birinde üç, dört yarışı kaybedebilirim; ama zirvede kalmak için ne yapılması gerektiğinin farkındayım: Daha çok çalış ve hedefe odaklan.”

        9.58 - Erkeklerde 100 metre dünya rekoru 9.58 saniye ile Usain Bolt’a ait.

        BOLT'A DAİR KISA KISA

        - Hem 100 hem de 200 metrede dünya rekorunu elinde bulunduran ilk ve tek atlet.

        - Sprinter olarak 6 olimpiyat altını kazanan ilk atlet.

        - Futbolu çok seviyor. 2009’da İngiliz futbolcu Rio Ferdinand’a Manchester United’ı tuttuğunu söyledi. Ayrıca Portekizli yıldız Cristiano Ronaldo’ya sprint tavsiyeleri de verdi.

        - Hayran olduğu sporcular; Hintli kriketçi Sachin Tendulkar ve Amerikalı atlet Michael Johnson.

        - Pazar değeri en yüksek atlet.

        - Uzun yıllar Mizicann Evans’la birlikteydi. Ancak şu an kalbi boş.

        - “Jamaika’dan başka ülkede yaşayamam” diyor.

        - Beslenme rejimi; yüzde 30 karbonhidrat, yüzde 60 protein ve yüzde 10 yağ. Aldığı proteinin baş kaynağı tavuk fileto...

        33 - Usain Bolt 100 metrede dünya rekoru kırdığı koşuyu 33 adımda tamamladı. Geçtiğimiz pazar ise 41 adımla birinci oldu.

        REKORLAR RÜZGARLA MI GELİYOR?

        Usain Bolt, son dünya rekorunu kırdıktan bir gün sonra, 9.40 bile koşacağını iddia etmişti. Yeni Zelandalı araştırmacı Steve Hollings’e göre bunun gerçekleşmesinde çevresel faktörlerin önemi büyük.

        2009’daki 9.58’lik derece baz alınarak yapılan araştırmaya göre Usain Bolt o gün 999 metre rakımda, arkasından 2m/s hızla esen rüzgârla 100 metreyi 9.48 saniyede koşabilirdi. Bolt’un dünya rekoru kırdığı iki yarışta; 2008’de Pekin’de (9.69) hiç rüzgâr yokken, 2009’da Berlin’de (9.58) arkadan esen 0.9 m/s hızında bir rüzgâr vardı.

        İşte Hollings aradaki 11 saliselik farktan yola çıkarak “Yeni rekor rüzgârla mı gelir?” diye araştırdı. Berlin’de 9.58 koşan Bolt’un rüzgârsız derecesi 9.62 çıktı. Ortalama bir rüzgâr, 100 metrecilere 7-9 salise kazandırabiliyor. Hollings ayrıca sprinterlerin, dünya şampiyonalarında diğer turnuvalardan daha iyi dereceler yaptıklarını saptadı. Sonuç olarak 1936’dan beri kısa mesafe yarışlarda rüzgâr hızının ölçümü tartışılsa da organizasyonun psikolojik etkisi apaçık ortada.

        400 - Usain Bolt, idman koşulları 100 ve 200 metreye göre daha ağır olduğundan dolayı 400 metre yarışlarından uzak duruyor.

        2017 - 2017’de Londra’da yapılacak Dünya Şampiyonası’ndan sonra emekli olmayı planladığını açıkladı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ