Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam İklim değişikliği raporu endişe verici; Türkiye riskli bölgede

        Dün başlayan ve bugün devam eden iki günlük toplantıda iklim değişikliği ile mücadele için neler yapılması gerektiği ve iklim değişikliği adaptasyonu konuları ele alındı.

        5. Değerlendirme Raporu, bir yandan iklim değişikliğinin inkar edilemez bir gerçeklik olduğunu ve insan kaynaklı fosil yakıt tüketiminin iklim değişikliğine neden olduğunu ortaya koyarken, diğer bir yandan ise, küresel ısınmayı engellemek ve sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için halen zamanımız olduğunu belirtiyor.

        Türkiye’den ve komşu ülkelerden karar vericiler, bilim insanları ve sivil toplum temsilcileri ile medya mensuplarının katıldığı toplantına konuşan 5. Değerlendirme Raporu Teknik Destek Birimi Başkanı Leo Meyer, “iklim değişikliğinin etkinlerini şu anda bile yaygın olarak deneyimliyoruz, daha fazla ısınma insani kalkınma ve refah için daha fazla risk anlamına geliyor. İklim değişikliği daha fazla kuraklık, daha fazla su sıkıntısı, sıcak hava dalgaları, tarımsa üretimde azalma demek. İklim değişikliği aynı zamanda çatışmaları da tetikleyecek ve ekonomik krizlere sebep olacak olan önemli bir tehlike. İklim değişikliği ile etkin bir mücadele için adaptasyon ve azaltım politikalarını harekete geçirmek gerekiyor’’ dedi.

        KAYBEDECEK ZAMAN KALMADI

        Rapora göre iklim değişikliği ile mücadele için sera gazları salımlarının zaman kaybetmeden azaltılmaya başlaması gerekiyor. 5. Değerlendirme Raporu, bir önceki rapora göre, küresel düzeyde iklim değişikliği ile mücadele ve sera gazlarını azaltma konusunda atılan adımların arttığını gösterse de emisyonların halen artmaya devam ettiğini ve daha etkin adımlar atılması gerektiğini ortaya koyuyor.

        IPCC Başkan Yardımcısı Jean-Pascal van Ypersele (Belçika) , IPCC yazarları Roxana Bojariu (Romanya), Lučka Kajfež Bogataj (Slovenya ), Nebojsa Nakicenovic (Avusturya/Karadağ) ve Barış Karapınar’ın (Türkiye) konuşmacı olarak katıldığı toplantıya ev sahipliği yapan Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Kurnaz ise “IPCC raporu iklim değişikliğinin ne kadar ciddi bir tehdit olduğunu ortaya koyuyor. İklim değişikliği ile mücadele için her ülkenin adımlar atması gerekiyor. Türkiye’nin de bir an önce sera gazlarını azaltmaya yönelik adımlar atması, kömür başta olmak üzere fosil yakıtlara dayalı enerji politikalarından vazgeçmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

        Toplantıya Slovenya Üniversitesi’nden katılan iklim bilimci Lucka Kajfež Bogataj ise, iki günlük toplantının ilk ayağı olan 9 Eylül tarihinde medya mensuplarına yönelik düzenlenen çalıştayda iklim değişikliğine yol açan etmenleri anlattı. İnsan faktörünün çok önemli bir yeri olduğuna işaret eden Bogataj, iklim değişikliğinin teknik değil sosyal bir problem olduğunu; istihdamdan sağlığa, sosyal politikalardan tarıma her alanda geniş bir nüfusu etkilediğini vurguladı.

        2014 EN SICAK YIL OLDU

        Bogataj, 1750 yılından bu yana insan aktivitesi sonucu atmosferdeki metan ve karbondioksit gibi sera gazları oranının %150’ler seviyesine yükseldiğini belirterek IPCC raporuna göre 2014 yılının 1880’den bu yana dünyanın yaşadığı en sıcak yıl olarak tarihe geçtiğini ekledi.

        İklim değişikliğinin en çok kutupları, okyanus kıtalarını ve yoksul ülkeleri etkileyerek, açlık, susuzluk, deniz seviyesinde yükselme, sel ve göç gibi sorunları da beraberinde getirdiğini söyleyen Bogataj, 2014 IPCC raporuna göre atmosferdeki sıcaklığın +2 derece yükselmiş olduğunu, daha fazla sera gazı etkisiyle kirlilik oranının da ciddi oranda arttığını belirtti.

        TÜRKİYE RİSKLİ BÖLGEDE

        1980-2013 yılları arasında dünyada yaşanmış olan belli başlı doğal felaketler söz konusu olduğunda en dikkat çekici artışın iklim değişikliği kaynaklı felaketlerde olduğuna dikkat çeken Bogataj, önlem alınmadığı takdirde okyanusların ısınmaya devam edeceğini, buzulların erimesiyle deniz seviyesinin yükseleceğini, 2081-2100 tarihlerinde deniz seviyesindeki yükselişin özellikle Türkiye gibi Akdeniz bölgesindeki ülkeleri olumsuz yönde etkileyeceğini sözlerine ekledi.

        İklim değişikliğine bağlı oluşabilecek su ve besin kıtlığının ise ileride çok önemli sorunlar yaşatabileceğini belirten Bogataj, insanların yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmaları gibi gelecekteki olası büyük sosyal problemlere de dikkat çekti.

        Bogataj konuşmasında, sıcaklıktaki bu artışın durdurulabilmesi için daha etkin ve verimli enerji kullanımının şart olduğunun altını çizerken iklim değişikliği ile mücadele için çözüm önerilerini şöyle sıraladı: Düşük karbon veya sıfır karbon kullanımının çoğalması, ormanlık arazilerin çoğalması, biyo enerji kullanımı ve yaşam tarzımızı ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmek.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ