Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘İki solistle gazino gecesi olmaz’

        Ekin Türkantos/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        45’lik plakları, gazino programları ve unutulmaz şarkılarıyla bir döneme damga vurmuş bir isim Kamuran Akkor. Ablası Gönül Akkor’un büyük desteğiyle girdiği sanat hayatında birçok başarıyı kucakladı. “Aşk Eski Bir Yalan” ve “Reyhan” şarkılarıyla bir döneme damgasını vuran Akkor, dönemin hit parçalarını yorumlayarak büyük bir ilgiyle karşılandı. Ona “Arabeskin Kraliçesi” de dendi, “damar şarkıların ustası” da. Oysa ki Hafif Batı Müziği de okudu tutkunu olduğu sanat müziği de. “Şanslıydım ki her ikisine de sesim uygundu” diyen Akkor, ablasının yanı sıra eşi müzisyen Vasfi Uçaroğlu’nun da büyük desteğini aldı sanat hayatı boyunca. Önemli müzik adamı Uçaroğlu ile evliliği boyunca hem sanat hayatını hem de evliliğini güzel bir şekilde götürdü. Eşinin hastalığı ve vefatı sonrasında ise kendini eve kapadı ve uzun süre yasını tuttu. Çocuklarının desteğiyle yeniden hayata karıştı ve tiyatrocu Onur Şenay ile birlikte Gayrettepe’de Kats Sahne’yi hayata geçirdi. Burası şehrin yeni sanat mekânlarından biri olmaya aday. İçerisinde tiyatro, müzik, dans ve kişisel gelişim konularıyla ilgili eğitimler ve workshop’lar olacak. Kamuran Akkor da bir zamanlar yaptığı gibi yine koro eğitimlerinin başında yer alıyor. Yakın zamanda İspanya’da albümünün çıkması da onun için yepyeni bir heyecan olmuş. Geçmişten bahsederken gözlerinin dolmasını, eski gazino günlerini anlatırken gülümsemesini ve fotoğraf çektirirken içten şekilde objektiflerimize poz vermesini hayranlıkla izlerken keyifli bir sohbeti de ardımızda bıraktık.

        Kamuran Akkor, geçirdiği zor zamanlardan sonra yeniden aramızda. Onun hüzünlü ve bir o kadar dolu dolu geçen hayatını, büyük bir heyecanla yeniden öğrencileriyle buluşmayı beklediği Kats Sahne’de konuştuk.

        Sizi uzun zaman göremedik. Nasılsınız, nerelerdeydiniz?

        Eşim Vasfi Uçaroğlu’nu 4 yıl önce kaybettim ve bir kenara çekildim. Çok fazla sarsıldım. Vefat etmeden önce de rahatsızlığıyla uğraştık ve böylece neredeyse 7-8 sene mecburi bir ara oldu. Öncesinde uzun süre amatör bir koro çalıştırmıştım. Vasfi’nin rahatsızlığı ortaya çıkınca bıraktım. Zaman zaman televizyon programlarına katıldım ama çok fazla ortalıkta değildim. İnsan ara verince de üzerine bir durgunluk ve tembellik geliyor. Ama şimdi Kats Sahne ile yeniden başlıyoruz.

        Geriye dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz, nasıl bir hayat geçmiş?

        Çok güzel bir hayatmış. (Gözleri doluyor.)

        Sık sık geçmişi düşünür müsünüz, özlem duyar mısınız?

        İnsan zaman zaman geçmişi özlüyor. O güzel sahne çalışmalarını, gazino günlerimi özlüyorum. Dolu dolu geçen günler, alt kadrolarımız oluyordu. Halkla göz göze bütünleşmek bambaşka bir şeymiş. Matineler, plaklar, şaşaalı günler...

        Müzik aşkınız aileden geliyor değil mi?

        Babanızın sesi güzelmiş, anneniz de ud çalıyormuş... Evet, ben çok ufaktım onlara yetişemedim ama ablam daha iyi biliyor. Bize çok güzel Türkçe konuşmayı öğrettiler. Şarkı söylerken ablam diksiyona çok dikkat ederdi. Ben de hep onlardan feyz aldım.

        Peki aileden ya da ablanızdan aldığınız ve müzikal çalışmalarınızda kulağınıza küpe yaptığınız nasihatler neydi?

        Gönül ablamı çok dinledim ve ondan çok etkilendim. Güzel okuyan, iyi icra eden seslere âşığım.

        Ablanız Gönül Akkor’un desteğini hep arkanızda hissettiniz mi?

        Elbette, duayen Gönül Akkor ablam sağ olsun bana hep öncülük yaptı. Radyoda onun terennümleriyle büyüdüm. Bir bahaneyle ablam, beni eşimle tanıştırdı. Ben daha sonra Vasfi’nin orkestrasına girdim ve evlendik. 10 sene Hafif Batı Müziği hayatım oldu. Ama içimde hep Türk Sanat Müziği aşkı vardı. Ailece Türk Sanat Müziği tutkunuyuz ve ses yapım da ona uygun. Bu arada Batı müziği de okudum. “Aşk Eski Bir Yalan”, “Reyhan” gibi.

        Eğitim de aldınız ama sonrasında...

        Evet, benim sanat müziği sevgimi bilen sevgili Adnan Şenses, 1972’de “Konservatuvar imtihanları var, sen seviyorsun” dedi. Ben de müzik eğitimi alıp şan alanında kendimi geliştireyim ve nota öğreneyim diye hemen sınava girdim. Komşumuz Münir Nurettin Selçuk hocama danıştım, o da “Çok iyi olur kızım” dedi ve kazandım. Orkestrayla devam ettim. 6 yıllık tahsilimi 5 yılda bitirerek Türk Sanat Müziği’ne döndüm. Plak yaptım, konserlere çıktım. Orkestramla çeşitli lokallerde yanımıza Türk Sanat Müziği sazları alıp uygun şarkıları seslendiriyordum. Eşim zaten engin müzik bilgisi olan biriydi. Ona “cazın babası” derlerdi. Müzikal olarak da saçımdan giyimime ve şarkı seçimime kadar her anlamda bana çok fazla yardımcı olurdu.

        Ödülleriniz de var...

        Evet, Orhan Gencebay’ın “Bir Teselli Ver” şarkısını okumuştum altın plak aldım. ‘Reyhan’dan Altın Plak aldım. Özgün müzik parçalarına da yer verdim. Allah’a şükür hem Batı hem de Türk Müziği’ne ve arabeske sesim uygundu da icra edebildim.

        ‘ÇOK KOYU, AĞDALI ARABESK YAPMADIM’

        Sizin için internetteki yorumlarda arabeskin damar parçalarını da yorumladığınızı ancak sanat müziğine de çok yakın olduğunuzu söylüyorlar. Ama sanki dinleyici de sizi tam olarak belli bir yerde konumlandıramamış...

        Çok koyu, ağdalı arabesk yapmadım. Daha özgün, daha yumuşak, sesime giden ve sözleri daha romantik parçaları seslendirdim.

        O zamanın aşkı da farklıymış ki hâlâ o dönemin parçalarını dinliyoruz, ne dersiniz?

        Romantikmiş. Herkes bunu söylüyor. Çünkü şimdikiler güncel sözler üzerine popüler şarkılar. Eskiden, romantik ve hisler üzerine kurulmuş şarkılar vardı. Şimdi bakıyorum da yeni sanatçı arkadaşlarımız da eskilerin klasik parçalarını seslendiriyor. Benimle beraber hit olmuş şarkıları, radyoda da dinliyoruz. Genç arkadaşlar da repertuvarına “Bir Teselli Ver”, “Sev Yeter”, “Zalimin Zulmü”, “Senin Olmaya Geldim” gibi parçaları koyuyor. Ama çok güzel benim hoşuma gidiyor.

        Evet eski parçalar, yeni düzenlemelerle de oldukça beğeniliyor. Siz böyle bir projede yer alsanız kiminle düet yapmak istersiniz?

        Güzel yapılan her şeye sıcak bakarım, yeter ki güzel olsun. Müziği, icrası, melodik yapısı, sazı sözü yerinde olursa neden olmasın? Şu an belli bir isim aklıma gelmedi ama birçok arkadaşımla birlikte çalışma yapabiliriz. Çok güzel sesler var, kaliteli şeyler yapanlar var.

        Eski aşklarda kavuşamama var, bir özlem var. Bu duyguları kaybettiğimiz için şarkılarımıza da yansıyor...

        Minik bir yasak güzelmiş. Evet. İlişkilerde saygımız ve sevgimiz biraz azaldı sanki. Saygı olduktan sonra ilişki uzun olur. Benim çok değer verdiğim şey saygıdır. Her insanın içinde sevgi vardır. Bunu yükseltmek lazım.

        'SONUNDA KAVUŞACAĞIZ İNŞALLAH'

        Sizin Vasfi Bey'le tanışmanızın da özel bir hikâyesi var. Yenikapı Gar Gazinosu’nda tanıştınız değil mi?

        Ablam orada solistti. Ben de müziğe yeni başlamıştım. Rahmetli Berkant ile çalışıyorlardı ve “Yedek bir hanım solist alalım” diye konuşuyorlar. Ablam o vesileyle beni Vasfi’yle tanıştırdı. Onları seyrederken ablamın hazırlanmasını bekliyordum. Vasfi de çok şakacıdır. “Ne güzel kız” diye beni gösteriyor. Ben utandım. Ablama sordu “Kim bu kız?” diye. Ablam da “Kim olacak kardeşim” diyor. “Sesi güzel midir?” deyince “Ee tabii kimin kardeşi?” diyor ablam. Böyle bir diyalog gelişti ve Vasfi sesimi dinledi. Yani her şey kader. Böylece çalışmaya başladık 3 ay sonra da evlendik.

        Size hem hayat arkadaşı, hem meslektaş hem de müzik hocası olması ne kadar güzel...

        Vasfi çok büyük bir insandı. Hem eşim, hem arkadaşım, hem orkestra şefim hem de hocamdı. Saçım, ayakkabım, repertuarıma kadar ilgilendi benimle. Eğitimci biriydi. Rejisör gibiydi. Allah nur içinde yatırsın, onun büyük boşluğunu hissediyorum. Ama ne yapalım Yaradan’ın takdiri. Sonunda kavuşacağız inşallah.

        Müzikal çalışmalarınızda aklınızda kalan yapmak istediğiniz bir şeyler oldu mu?

        Kabare yapmadım ve çok isterdim. Renkli ve güzel bir şey olurdu. Müzik hayatımda aklımda kalan bir şey olmadı. Farklı parçaları seslendirme imkânım oldu. Öyle bir özlemim yok.

        Sizin şarkılarınız arasında “Aşk Eski Bir Yalan” bizim ekip olarak favori parçamız...

        Şu aralar o kadar çok beğeniliyor ki bunu duyuyorum. Popüler oldu. Klasikleşmiş şarkılar artık bunlar.

        Sizin en severek seslendirdiğiniz parça hangisi?

        45’liklerdeki bütün parçalarımı özel olarak seçerek ve severek okudum. “Sev Yeter”, “Bir Teselli Ver”, “Anadan Ayrı”, “Beni Ateşe Attın”, “Reyhan”, “Aşk Eski Bir Yalan”, “Mavi Boncuk”. Bunların çoğu film oldu. 7-8 tanesinde de ben oynadım

        'ÇİZGİLER KENDİ KENDİNE ÇİZİLİYOR'

        Oyunculuk anlamında öne çıkmadınız, neden?

        Sahne çalışmalarımız çok fazlaydı. Eskiden hit olmuş şarkılarda sanatçının kendisi çıkıp okusun isteniyordu, öyle oldu. Kısa bir dönem tiyatro yaptım. 12 yaşımdayken Taner Şener’in Tiyatrosu’nda 80 yaşında birini canlandırmıştım. Tiyatroya âşığım. Hatta ilerisi için de sürpriz bir şey düşünüyoruz.

        12 yaşındayken 80 yaşı canlandırmak da biraz acayip değil mi?

        O zamanın şartlarında yaşlandırma gibi şeyler de yok.

        Peki makyajınızı kendiniz mi yapardınız?

        İlk zamanlar çok hafif yapıyordum. İnsanlar makyaj yapmam gerektiğini söyledi. Ondan sonra makyaj yaptırdım. Daha sonra da elim alıştı, çizgiler kendi kendine çiziliyor. Son 30 yıldır makyajımı kendim yapıyorum.

        Özlüyor musunuz sahnede olmayı?

        O bıraktığım şaşaalı, matineli, alt kadrolu sahneleri özlüyorum.

        Siz gazinoların en şaşaalı dönemini yaşadınız. Şimdi gazinolar yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Gerçi geçen haftakinde Metallica konserine mi geldik, gazinoda mıydık anlamadık. Siz nasıl buluyorsunuz bu girişimleri?

        Evet eskiye bir özlem var. Bizim zamanımızda gazinolarda alt kadrolarınız vardı. Büyük prodüksiyonlarla yeniden tabii ki yapılabilir. Ancak şimdi görüyorum ki iki solistle bu iş yapılmaya çalışılıyor. Oysa eskiden kalabalık kadrolar vardı.

        Evde kendi kendinize şarkı söyler misiniz?

        Söylüyorum ama sonra etrafta kimse rahatsız olmasın diye susuyorum. (Gülüyor.)

        Peki sizin keyifle dinlediğiniz sanatçılar kimler?

        Sibel Can, Ebru Gündeş zaten güzel sesleriyle ön plana çıkmış. Hadise’yi sanatıyla sahnesiyle, güzelliği ve sesiyle seviyorum. Burcu Güneş’i ve Tarkan’ı da seviyorum.

        Kendiniz söz yazıyor musunuz?

        Evet, 4-5 tane Türk Sanat Müziği bestem var. İçimdeki birikimler dışarı çıktı demek. Birkaç kişiye okudum, çok beğendiler. Çünkü “Acaba ben de bir yerlerden mi kaptım” diye düşündüm. Ama nota notadır neticede. İlerde onları ortaya çıkartmayı istiyorum.

        İspanya’da albümünüz çıkmış.Nasıl oldu?

        Evet, İspanya kökenli bir firma seçme şarkılardan bir albüm yapıp tüm Avrupa’ya dağıtmış. Ben de henüz görmedim. Heyecanla almayı istiyorum.

        'KİLOM 30 SENEDİR AYNI'

        Bir gününüz nasıl geçiyor?

        Son 4 seneyi bayağı zorlu geçirdim. İçime kapandım. Mutsuz oldum. Ama Onur’la bu işe giriştik. Yeni bir heyecan başladı.

        Çok hoş bir kadınsınız. Güzellik sırlarınızı merak ediyorum. Bize biraz püf noktası verir misiniz?

        İnsanları sevmek, saygı duymak ve kendinize iyi bakmanız çok önemli. Mesleğinize saygı duyacaksınız. Ben uykuma, sesime, fiziğime dikkat etmeye çalışıyorum. Kilom 30 senedir aynı. Adı üstünde güzel sanatlar işindeyiz. Güzel olmak zorundayız

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ