İlişkiler
"Sex and the City" dizisinin ana kahramanı, yaşamış olduğu seks ilişkilerini yazan bir köşe yazarıydı. Sarah Jessica Parker'ın başarıyla canlandırdığı bu karakter, ilişkiler üzerine olan yazı türünün içeriğini bence kalıcı olarak değiştirdi.
Serdar TURGUT/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR
İlişkiler üzerine yazılanları okumak bazen ilişkinin kendisi kadar heyacan verici olabiliyor. Bu yüzden bu yazı türüne daha yakından bakıp anlamaya çalışmak da gerekli.
Bence ilişkiler üzerine yazıları “Sex and the City” dizisi öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Dizinin ana kahramanı, seks ilişkilerini yazan bir köşe yazarıydı. Sarah Jessica Parker’ın başarıyla canlandırdığı bu karakter, ilişkiler üzerine olan yazı türünün içeriğini bence kalıcı olarak değiştirdi.
Diziden önce de Amerikan medyasında ilişkiler üzerine yazılanlar bizdeki “Güzin Abla” ekolündendi; yani sadece kendi deneylerini yazmak iddiasında değildi. Teorik düzeyde de tavsiyelerde bulunuyorlardı. Bunlardan en tanınanı “Dear Abby” köşe adıyla tanınan Abigail van Buren’di. Onun köşesi çok okunurdu. Öldükten sonra köşeyi kızı Jeanne Phillps devam ettirdi. İlişkiler ekolü yazılarda
“Sex and the City” türü, çok daha ilginç ve güzel yazılara yol açıyor.
Şunu da unutmayın, bu türün yazılması çok daha zordur ve ustalık ister. Düşünün ki, insanın özellikle de seksle ilgili yaşadıklarını yazabilmesi, ustalık isteyen bir iştir. Bir de şu var, konu seks olduğunda insan beyninin karanlık deliğine gelmiş olduğumuzu bilmek gerek. Bu konudaki temel tavrım “İnsana ait olan hiçbir şey bana yabancı değildir” şeklinde özetlenebilir. Çünkü bence kesin kuralları, davranış kodları bulunmayan ya da bulunmaması gereken bir alandır seks. İlişkiler tanım gereği temelde seks bazlı olduklarından, bu konuda yazı yazmayı daha da zor hale getiren de budur.
“Kural olmayacak” dedimse de bir tanım elbette vardır, onu çok beğenir, çok tutarım. Bu, normal seksin ne olduğunu genel anlamda anlatmaya çalışan bir tanımdır: Normal seks iki yetişkin insanın karşılıklı anlaşma çerçevesinde tamamen özgür iradeleriyle birbirleriyle yapmaktan hoşlandıkları davranış biçimleridir. Bu, bana çok önemli bir tanım geliyor. Çünkü çoğunluğun normal bilip kabul ettiğini de kabul etmekle birlikte bununla yetinmeyerek fetiş içerikli her türlü seksin de normal kabul edilebileceğini söylüyor (Eşcinsel ilişkiler artık zaten çağımızın yeni normali haline gelmiş durumda).
Bu, ilişkiler üzerine yazarken unutmamamız gereken bir tanımdır, ancak birçok şeyi çözer gibi gözükse de bazen hayli sorunlu da olabiliyor. Çünkü devreye erkek beyninin kara deliği girebiliyor.
Erkeklerin fırsatını bulduklarında seks adına yapmayacakları şey hemen hemen yoktur. Bu bir sosyal Darwinist kural gibi bir şey. Bunun nedenini ben de tam bilmiyorum ama kabul etmek gerekir ki yukarıda normalin açıklaması olarak verdiğim tanımı, yaşamın içinde yerle bir edebilecek bir şey bu erkek güdüsünün kendine göre normali. İlişkileri, erkeklerin seksten beklentileri ve tutkularıyla birlikte ele alıp inceleyebilen yazılar ise bence birer edebiyat şaheseri tadında olacaklardır.
