Yıldız Parkı’ndaki trafik TEM’de yok!

Esra BOĞAZLIYAN / GAZETE HABERTÜRK

İstanbullunun en önemli derdi elbette ki trafik... Sabahakşam, haftaiçi-hafta sonu demeden bitmek tükenmek bilmeyen trafik... Özel aracıyla yola çıkan da, toplu taşımayı kullanan da perişan... Ana arterler zaten kilit de artık ara sokaklarda bile adım atmak imkânsızlaşıyor. Gece-gündüz trafikle mücadele etmekten yorulan İstanbullular da fırsat bulur bulmaz biraz olsun nefes almak için soluğu parklarda, bahçelerde, sayfiye alanlarında alıyor. Peki trafik belası, orada da peşimizi bırakmıyor desem! İnanmak istemeyebilirsiniz ancak gerçek bu! Bakın işte bu fotoğrafta gördüğünüz yer Yıldız Parkı... Şehrin göbeğindeki nadir yeşil alanlardan, yürüyüş mekânlarından biri... Gelin görün ki yürüyüş yapmak filan hayal. Zira parkın içinde trafik arapsaçı. Niye mi böyle? Bir yandan yola sağlı sollu araç parkı, diğer taraftan aracıyla kafeye çıkmak isteyenler, öbür yanda arabasını park etmek için tur atanlar ve bir de fotoğraf çekimi için gelen gelin arabaları derken parkta kargaşa eksik olmuyor. Sonuçta da parkın içinde bıkakın yürüyüş yapmayı, adım atacak yer kalmıyor. Hafta sonları Yıldız Parkı’na yürüyüş yapmaya giden bir okuyucumuz yaşadığı sinir harbini şöyle anlatıyor:

TAM KEŞMEKEŞ

“Sözde dinlenmek, günün yorgunluğunu atmak için parka gidiyorum. Ancak daha parka adımımı atar atmaz kendimi bir keşmekeşin ortasında buluyorum. Zaten her iki taraf araçlarla dolu. Bir de yukarıdan gelenler, aşağıdan çıkanlar, kornalar, tartışmalar parka gittiğime bin pişman oluyorum. Aylardır aynı sorunla karşı karşıyayız fakat ne gariptir ki kimsenin burada bir düzenleme yapmaya niyeti yok. Güya temiz hava almaya geliyoruz, parkın içinde egzoz kokusu soluyoruz.”

RUMELİ CADDESİ'NDE 2. SIRA ZULMÜ

Yol üstü İSPARK noktalarının en büyük sorunu, 2. sıra park. Zaten daracık yollarda bir de araçların çift sıra halinde park edilmesi, trafiği iyiden iyiye karıştırıyor. Gerçi İSPARK yetkilileri bu 2. sıra park nedeniyle sorumluluğu kabul etmiyor, “2. sıra parkı biz yaptırmıyoruz. Vatandaş gelip park ediyor. Bizim de engelleme yetkimiz yok” diyor. Fakat kentin hangi bölgesinde İSPARK’ın yol üstü park noktası varsa hepsinde 2. sıra sorunu yaşanıyor. İşte yandaki fotoğraf Nişantaşı Rumeli Caddesi’nin halini gösteriyor. Çift sıra park yapılmış, yoldan geçen araçlara da küçücük bir alan kalmış. Tabii hal böyle olduğundan caddede trafik her daim kilit. İşin en tuhafı da trafik ekiplerinin bu manzaraya müdahale etmemesi...

EŞYA BAĞIŞINA 'DEMODE' İTİRAZ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin güzel bir hizmeti var. Sosyal Yardımlar Birimi’nin organizasyonuyla, İstanbullulardan kullanılmayan 2. el eşya ve giysi toplanıyor. Bu eşyalar da gerekli bakımlardan geçirildikten sonra ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Sistem çok iyi düşünülmüş ve son derece de faydalı. Ne var ki bu organizasyona katılmak isteyen vatandaşlardan “Verdiğimiz eşyalar beğenilmiyor” şikâyetleri geliyor. Bakın Avcılar’dan bir okurumuz neler anlatıyor: “Evimde kullanmadığım ama son derece sağlam olan ahşap eşyalar vardı. Sosyal Yardımlar Birimi’ni arayıp eşyaları vermek istediğimi söyledim ve hemen bir ekip geldi. Ancak eşyaların büyük kısmını ‘Demode’ bulduklarını ve bu nedenle de alamayacaklarını söylediler. Oysa ‘Demode’ diye almadıkları eşyalar tadilata bile ihtiyacı olmayan sapasağlam parçalardı. Örneğin sehpa, televizyon ünitesi, şifonyer gibi ahşap eşyaların üstünde çizik bile yoktu. Üstelik klasik tarz mobilyalardı. Yani bir ailenin en önemli mobilya ihtiyacını karşılayabilirlerdi fakat anlam veremediğim bir şekilde ‘demode’ bulundular...”

KAZMA BİRADER!

Küçükçekmece Mehmet Akif Mahallesi sakinleri, hiç bitmeyen kazılardan dertli. Üç hafta içinde peş peşe üç kez kazılan yolların toprakla doldurulduğunu, asfalt dökülmediği için de yolların hemen çöktüğünü söyleyen çevre sakinleri, dev çukurlar yüzünden araçların büyük zarar gördüğünü, kazıların ise hâlâ devam ettiğini anlatıyor: “Kazı çalışmalarının biri bitiyor, diğeri başlıyor. Ortalık savaş alanı gibi. Her taraf çamur içinde. Bıktık usandık artık. Ne zaman bitecek bu kazılar!”