‘Ceyhun’la inanılmaz uyumluyuz’

Ekin TÜRKANTOS / HT PAZAR

Çocukluğundan beri aile arası skeçleriyle ünlü biri o aslında. Yılbaşlarında arkadaşlarını eve toplayıp kendi yazdığı metinlerini ağabeyiyle birlikte oynayan, kılıktan kılığa giren ve insanları eğlendirmeye bayılan biri... 1989 Almanya doğumlu. Annesi Manisa, babası Muğlalı. İki taraftan da tam bir Egeli yani. Begüm Öner, “Seksenler” dizisinde Elvan olarak hafızamıza kazındı. Rol arkadaşı Ceyhun Fersoy ile sette başlayan aşkları 3 buçuk yıl sonra geçtiğimiz ağustosta nikâh masasına taşındı. Ocak ayında vizyona girecek “Kocan Kadar Konuş Diriliş” filminde de rol alan Öner ile oyunculuğu, evliliği, hayatını konuştuk.

Televizyon maceran nasıl başladı?

Küçüklüğümden beri inanılmaz meraklıydım. Ağabeyimle sürekli küçük gösteriler hazırlardık. Yılbaşı gecelerini hiç es geçmezdik. Metin yazmayı çok severdim, saçımızı makyajımızı yapar, annemin kıyafetlerini giyer organizasyon yapıp arkadaşlarımızı davet ederdik. Evimiz hep kalabalıktı. Hep böyle bir ilgim vardı. Bunun nereye gideceğini bilmiyordum. Sanırım annem bunu fark etti ve beni ajansa kaydettirdi.

Ve böylece reklam, dizi ve film projeleri gelmeye başladı...

Evet, ilk proje geldiğinde liseye gidiyordum, “Dayı” ilk işim oldu. Sonra sırasıyla “Tılsım Adası”, “Bez Bebek”, “Melekler Korusun”, “Arka Sıradakiler Umut” ve “Seksenler”...

Sonra üniversiteye başladın.

Evet, oyunculuğu çok seviyordum. Ama matematiğim çok iyi olduğu için İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde İstatistik Bölümü’ne burslu girdim. Fakat oyunculuk hayatımın öyle bir parçası oldu ki, derslere ve sınavlara giriyorum ama aklımın bir köşesinde de hep oyunculuk vardı. Digital Film Academy’ye gidip kamera önü oyunculuk eğitimi aldım. Ardından Müjdat Gezen’de tiyatro eğitimi... Bir yandan okul bir yandan tiyatro devam ediyordu. Zaten hayatımda hiçbir zaman tek bir şey yapmayı kabullenemedi bünyem. Evde boş oturduğumda inanılmaz sıkılıyorum.

80’lerin sonuna yetişmiş biri olarak ‘Seksenler’ dizisinde oynamak sana ne hissettiriyor?

Tabii ki o döneme dair hiçbir şey bilmiyorum. İnsanlar o döneme o kadar özlem duyuyorlar ki bizimle paylaşmak istedikleri şeyler bitmiyor. Dizi sayesinde tüm o yılları yaşamış gibi oldum. Çok hikâye dinledim. Eşyalarımızın hepsi eski. İzleyiciler arayıp eşya vermek istiyor. Mesela Sami’nin evi tamamen izleyicinin eşyalarıydı. Merdaneli çamaşır makinesi de İzmir’den gelmişti.

Projenin senin için apayrı bir önemi de sanıyorum ki Ceyhun’la hikâyenizdir...

Ceyhun bana o günle birlikte 4. kez evlenme teklifi etmiş oldu. Ceyhun çok evcimen, evliliği seven, evlilik kurumuna inanılmaz saygı duyan bir insan. Öyle olması belki de beni bu kadar yakınlaştırdı bu duruma. Aramızda 7 yaş var. Ben “30’larımda evlenirim” diye düşünürken Ceyhun’un duruma sıcak bakması ve sevecen olması beni bu noktaya getirdi. Böyle bir şey yapacağını biliyordum ama o gün, o dakika, orada olduğunu bilmiyordum. Senaryo geldi ve rolde yeniden Elvan’a evlilik teklif ediyordu. Ancak Ceyhun sahneye girip “Begüm” deyince bir şey olduğunu anladım.

Ne hoş bir anı olmuştur senin için...

Rasim Ağabey’in çok güzel bir sözü var “Bu ilişki bizim elimizde büyüdü” diye. O kadar doğru ki. Biz her şeyi sette yaşamaya başladık. O kadar güzel bir atmosfer vardı ki. Ceyhun herkesi ayarlamış kamera arkasında, küçük videolar çekmiş.

‘TÜRKİYE’DEKİ SARIŞIN ALGISINDAN ŞİKAYETÇİYİM’

Peki “Skeçler yazıyordum” dedin yine dönem dönem yazdığın şeyler var mı?

Şu an ilgilendiğim şey oyunculuk. Çok uzak gelecekle ilgili hayal kurmaktan ziyade yakın gelecekle ilgilenirim. “Mandıra Filozofu”, “Öğrenci İşleri” ve “Kocan Kadar Konuş” ve “Kocan Kadar Konuş Diriliş”te yer aldım. Ters köşe şeyler yapmak istiyorum.

Mesela?

Bana ya tatlı, bıcır bıcır ya da şımarık, kötülük yapmaya çalışan, kötü kadın rolleri geliyor. Sanırım bu da sarışınlığın getirdiği bir dezavantaj oluyor. Bundan biraz şikâyetçiyim. Türkiye’deki sarışın algısı ne yazık ki böyle oyunculuk anlamında.

Sen ne yapmak istiyorsun peki?

En çok istediğim şeylerden biri çizgi film seslendirmek ve korku filminde oynamak.

Çizgi film izlemeyi seviyorsun o halde.

Bayılıyorum. Aldığım kıyafet ya da pijamalarımda bir yerlerinde mutlaka o karakterlerden olsun istiyorum.

Çizgi dünyasında baş karakterin kim?

Speedy Gonzalez’i çok seviyorum. Bence Ceyhun’u da o yüzden seviyorum. O da inanılmaz hızlı bir insandır.

‘BALAYINDA HEM UÇTUK HEM BİSİKLETE BİNDİK’

Ceyhun’la yapmaktan en keyif aldığınız şey ne?

Seyahat etmeyi çok seviyoruz. Tanıştığımızdan beri o kadar çok ülke gezdik ki.

İnsanlar birbirini en çok seyahatlerde tanırmış ya...

İnanılmaz uyumluyuz. Spor ayakkabımızı giyelim ve kaybolalım istiyoruz. Çok yürüyoruz, farklı restoranlarda yemek yeriz.

Monotonluğu sevmiyorsunuz...

Evet, galiba en belirgin ortak noktamız bu. Ve bu yüzden de çok eğleniyoruz. Balayında hem uçtuk hem bisiklete, hem atlıkarıncaya bindik. Önümüze ne gelirse denemeye hazırız ve açığız. Yürüyüş, spor, film izlemek. Tavla turnuvalarımız çok efsanedir. İkimizde çok hırslıyızdır.

‘HER ŞEYİ OTURUR KONUŞUR, TARTIŞIRIZ’

Ceyhun’dan oyunculuğa dair fikir alır mısın?

Arkadaş gibiyiz. Her şeyi konuşur, tartışırız. Hayatımızda es geçtiğimiz pek bir şey yoktur. Birbirimizden fikir alırız, ayrıca eleştireceği bir şey olduğunda Ceyhun bunu mutlaka söyler.

Başka bir projede birlikte yer almayı ister misiniz sonraki işlerinizde?

Düğünden sonra güzel teklifler geldi. Fakat çok emin olamadık. Daha önce de bir reklam çekmiştik. Değerlendirdiklerimiz var. Ama üst üste olması taraftarı değiliz.

Evliliği sevdin mi?

Çok yeni ve bence daha farkında değiliz. Hayatımız eskisi gibi devam ediyor. Tabii ki evlilik kurumu içindeyiz. Ceyhun bu anlamda biraz daha kuralcı ben daha açığım. Biz birlikte yaşamayı tercih ettik ama eski hayatımıza devam ediyoruz.