Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Bir işkence metodu olarak müzik

        Sırma KARASU / HT CUMARTESİ

        Müzik hisleri doruğa taşıyan en güçlü araç; ister neşe, heyecan ister melankoli hatta öfke olsun. Müziğin iyileştirici gücünü anlatmama gerek yok, sanırım yazıyı okuyan herkes hayatının bir noktasında ayrılığın önce yasını o çok özel şarkıcının en iç paralayan şarkısıyla yaşayıp sonrasında başını dik tutmak ve kabullenmek için bizi anlatan bir şarkıyla kendini tedavi etmiştir. Hele mutlu olduğumuzda illa bir müzik ararız kulaklarımızda, auramızı kucaklasın duyguyu bütünlesin diye. Müzikle terapi, ilk çıktığı 1920’lerde dudak bükülen alternatif bir terapi yöntemiyken 90’lı yıllardan beri artık üniversitelerde bölümleri var. Müziğin gerçekten de ruhun gıdası olduğunu kanıtladığıma göre artık “Bu gıda nasıl oluyor da aynı zamanda çok kuvvetli bir zehir olabiliyor?” sorusunun cevabını arayabilirim.

        Taksilerde Karadeniz FM’in çılgın horonlarına iş çıkışı trafikte maruz kaldıysanız ya da kafelerde gereksizce yüksek çalan müziğe rağmen sohbet etmek için uğraştıysanız tebrikler, siz de Amerika’nın Irak ve Guantanamo’da kullandığı müzik dinletme işkencesinden sebeplenmişsiniz!

        DİKKAT! MÜZİK VAR

        ABD’nin Irak’a girdiğinden beri “tuhaf ama gerçek” tadında haberlerin vazgeçilmezi olan, müziği işkence olarak kullanma mevzusuna, ilk kez duymuş kadar şaşırarak bakalım. Ortada bir eser var, bestecisi ve söz yazarı duygularını tüm dünyayla paylaşmak için büyük bir keyifle hazırlamış. Belki de keyif yerine nefretle zira ABD’nin işkence müzikleri playlist’inde 1 Numara’da Eminem’in annesine ve eski karısına öfkesini rahatça dışa vurmasıyla bilinen “The Real Slim Shady” parçası var. Listede yer alan Christina Aguilera’nın “Dirty” parçası ve Marilyn Manson’dan “Beautiful People” da bazı bünyeleri zorlayabilir. Ancak peki ya Bee Gees’in “Saturday Night Fever”ı ve tüm zamanların en iyi yorumcularından olan Freddie Mercury’nin sesinden über-motivasyon şarkısı Queen’in “We Are The Champions”ı? Stadyumda çaldığında taraftara mutluluk gözyaşları döktüren parçanın karanlık bir hücrede, 30 saat aralıksız çalınarak mahkûmlara acı çektirmek için kullanılmasını müzikolog Morag Grant ve Amerikalı müzikoloji profesörü Suzanne Cusick araştırmış.

        Mahkûmlara dinletilen müziklerin, kültürel açıdan incitici parçalar arasından seçildiği uzun süredir bilinen bir gerçek. Araştırmaya göre buna ek olarak; müziğin yüksek seste, uzun ve tahmin edilemeyen sürelerde çalınması uykudan mahrum kalmalarına ve kendi işitsel alanlarını yaratamamalarına sebep olmuş. Kötü amaçla kullanıldığında işkence aracına dönüşebiliyor. Geniş bir alana dağılıyor, asla kaçamıyorsunuz, koklama ve görme duyusundan farklı olarak duyma duyunuzu engellemenin bir yolu yok! Bir bakıma odada yalnızlarken bile yalnız kalamama durumu.

        MÜZİK EŞİTTİR SIFIR

        Yüksek seste çalınan müziğin ta kemiklere kadar işlemesi, eğer bir gece kulübündeyseniz (tabii kendi isteğinizle) müzikle bir olmanızı sağlar. Bu deneyime istem dışı maruz kalan mahkûmlarsa; bedenleri kadar içsel benliklerinin de ihlal edildiğini düşünüyor. Araştırma, müziğin asıl değerinin nötral olduğunu doğruluyor. Müziğe değer yükleyen, dinleyici tarafından ne şartlarda dinlendiği. Aklıma hemen American Horror Story dizisinin ikinci sezonu “Asylum”da sürekli çalan “Dominique” şarkısı geliyor. Akıl hastanesinde içine şeytan giren rahibe, Nazi doktor, uzaylılar, seri katil ve “Dominique”in gereksiz mutlu melodisi. Akıl hastalarına terapi amacıyla dinletilen müzik, sadece gerilimi çok daha tekinsiz bir boyuta taşıyordu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ