Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul Karayolu çıkmaz yol

        Nagihan ALAN / GAZETE HABERTÜRK

        1992 yılında kabul ve ilan edilen Avrupa Kentsel Şartnamesi’nin 4. maddesinde şöyle deniyor: “Yavaş ama kesin bir biçimde otomobil bir kenti öldürmektedir. 2000’li yıllarda artık ya kenti ya da otomobili seçeceğiz; çünkü ikisi bir arada olmayacak.” 2016’ya gün sayarken, içinde bulunduğumuz tabloya bakarsak kent olarak seçimimizi maalesef otomobilden yana kullanmış bulunuyoruz. Yani karayolu ulaşımına ayırdığımız ve yaptığımız yatırımlarla aslında bu güzel kenti otomobil istilasının içine sokup trafik çıkmazına sürüklüyoruz. İşte karayolu ulaşımının neden olduğu trafik çilesinin rakamlara yansıması... İstanbul’da her gün 9.5 milyonu aşkın insan karayolunu tercih ederken sadece 1 milyon 600 bin insan raylı sistemi kullanıyor. Deniz yolunun günlük yolcu sayısı ise 264 bin kişi ile sınırlı... Kara, deniz ve demiryolu ulaşım ağırlıklarına baktığımızda, İstanbul’un yüzde 85’inin karayolu ile zaptedildiğini görüyoruz. Deniz yolu ve raylı sistemin toplamı ise sadece yüzde 15 ile sınırlı. Yani görüldüğü üzere İstanbul’u katleden trafik, karadan geliyor ve bu gidişle de karayolundan çıkış görünmüyor...

        Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı Onursal Başkanı EKREM BULGUN:

        İstanbul’un trafik çilesine şu süreçte en akıllıca çözüm toplu taşımacılığa yatırım yapmaktır. İnsanlar tek başlarına özel otomobilleriyle trafiğe çıkıyor fakat bunun da bir nedeni var. İnsanlar toplu taşımada rahat ve güvende değil.

        Metrobüs, otobüs kazalarını duyan vatandaş toplu taşıma kullanır mı?

        Yolları da taşımacılığı da güvenli hale getirmek gerek. Trafik; insan, araç ve yol üçlüsünden oluşur. Biri hastalıklı ilerlerse tüm dengeler değişir. Bu trafiğin diğer nedeniyse İstanbul’daki plansız gelişim. Şişli’ye, Levent’e baktığımızda arazinin konutla doldurulduğunu görürüz. Bu uygulama yanlış. Merkezlerde toplanan konut yoğunluk yaratır ve bu da o bölgedeki trafiğin kilit olmasına sebebiyet verir.

        İTÜ Demiryolu Ulaşım Böl. Emekli Prof. Dr. GÜNGÖR EVREN:

        Trafik İstanbul’da bir bütündür. Sorunu çözmek için ulaşım sistemleri arasında bir entegrasyon şart. Yoğun nüfusa sahip bu kentte raylı sistemleri kullanarak evden işe veya işten eve gitmek zor. Aktarma yapmak zorundasınız. İşte uzmanlar bu aşamada devreye girmeli. Aktarma imkânlarını iyileştirmeli. Evimize giderken hem raylı sistem hem karayolu hem de denizyolu kullanmak zorunda kalabiliyoruz. Ulaşımlar arası aktarma mesafesi ciddi oranda eziyete dönüşebiliyor. Aktarmalarda engelliler, hastalar, yaşlılar da düşünülmeli. Ayrıca denizi uzaktan seyretmeyi de bırakmalıyız. Kıyı boyu taşımacılığını denemeliyiz. Kent ulaşımı bir bütündür, bunu unutmak İstanbul’u çıkmaza sokuyor..

        Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Danışmanı Trafik Psikoloğu Doç. Dr. YEŞIM YASAK:

        İstanbul sürekli kalabalıklaşan yapısına rağmen aslında iyi idare ediyor. Bu şehirde yaşamayı seçtiysek bunu kabullenmekten başka çaremiz yok. Yani trafik nasıl çözülür soruları artık anlamını kaybetti. Bu kente beş köprü de yapsanız bu trafik krizini çözemezsiniz. Belki çözüm olarak kentin daha fazla nüfus almaması adına çalışmalar yapılabilir. Göç dur durak bilmiyor. Sorun projelerde değil. Yapılan çalışmalar iyi fakat gerçek bu kentin bu kalabalığı kaldırmaması. Başa çıkmak için altın anahtar kişilerin farkındalık kazanması...

        Trafik Mağdurları Derneği Başkanı YEŞIM AYÖZ:

        ‘ŞEHİR PLANLAMASI ŞART'

        Bizde şehir planlaması yok. Etraflı düşünülmediği için trafik çilesinden kurtulamıyoruz. 24 saat yaşayan bir şehirde yapılan düzenlemeler ve denetimler yetmiyor. Bu kadar kalabalık bir şehirde asfaltın değeri var ama üstünde giderken sizin değeriniz yok. İnsanlar alışkanlıklarını değiştirmeli. Mesela köprüyü geçerken denizyolu kullanılmalı.

        Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. MUSTAFA ILICALI

        Raylı sistem için 2019 ve 2023 projeleri ana reçetemiz. 2019 projesi hızla tamamlanırsa 430 km’lik bir raylı sistem yapımız olacak. 2023’te ise 776 km’ye çıkacak. Fakat bu projelerin acil suretle tamamlanması gerekiyor. Bunun için de İBB’nin elini güçlendirecek yasal düzenlemeleri sağlanması lazım. Karayolu trafiğine baktığımızda araçların neredeyse yüzde 90’ı tek kişi. Bir yolculu otomobillerde araç paylaşımı yapılmalı. Akıllı kavşak sayısı arttırılmalı ve yine kısa vadede trafikte mobil uygulamaların kullanımı artırılmalı. Öyle zaman oluyor ki karayolunda hızımız 10 km oluyor. Artık İstanbul trafiğine gerçekten katlanılmıyor. Deniz ulaşımı imkânımız var ama önem verilmiyor. Ama 2019 ve 2023 projeleri zamanında tamamlanırsa New York’tan sonra en uzun ikinci raylı sistem yapısı bizde olacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ