Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Ya bir de seçilirse

        Ayşe ÖZEK KARASU/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        Eski Ahit’e göre Hz. Yusuf, firavunun gördüğü rüyayı doğru yorumlayıp 7 yıl süren bolluk zamanında olabildiğince tahıl depolamış, ardından gelen 7 yıllık kıtlıkta Mısır’ı açlıktan kurtarmıştır.

        Şimdi bu mesele 2016 Amerika başkanlık yarışında da gündemde. Cumhuriyetçi Parti’nin aday adaylarından emekli beyin cerrahı Ben Carson sayesinde. Carson, “Arkeologlar, Giza piramitlerinin firavun mezarı olarak inşa edildiğine inanır. Oysa benim kişisel kanaatim, Hz. Yusuf’un piramitleri tahıl depolamak üzere yaptırdığı yönündedir” diyor. Bu sözler, hocanın 1998’de Andrews Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde Tanrı ve iman üzerine yaptığı konuşmadan bir alıntı. Şimdi Carson’a soruluyor; o da “Hâlâ aynı görüşteyim. Bazı insanlar İncil ne diyorsa ona inanır, aynı benim gibi” diyor. Carson’a göre 7 yıl yetecek miktarda tahıl için çok büyük depolar gerekiyordu ve o büyüklükte yapıların zaman içinde tamamen yok olması mümkün değildi. Demek ki piramitler tahıl ambarıydı!

        Tabii yapı büyük de, içi küçük. Yale Üniversitesi’nden egiptolog John C. Darnell, “Piramitler devasa görünse de yoğun taştır, iç mekânlarında depo olacak çok az yer vardır. Piramitler ambar değildir” diyor. Ayrıca Yusuf hikayesinin Mısır’ın Orta Krallık döneminde, yani piramitlerin yapımından 5 yüzyıl sonra geçtiğini ekliyor.

        Carson konuşmalarında çok sık inançtan, dinin birleştirici gücünden dem vuruyor ama “Bir Müslüman asla başkan olmamalıdır” diyebiliyor. Farklı inançlara yönelik başka nahoş çıkışları da var. Vergi planı da İncil’deki “10’da bir” esasına dayanıyor; yani gelirin 10’da biri. “Sistem İncil’in ilkelerine göre kurulmalıdır, çünkü Tanrı adildir” diyor. Carson’un başka ilginç fikirleri de var. Mesela, “Yahudiler silahlansa, Hitler 6 milyonu katledemezdi. Diktatörlerin ilk iş silahları toplaması boşuna değil” diyor. Bunu, ABD’de yoğun tartışma konusu olan bireysel silahlanmayı savunurken söylüyor. Hem de Oregon’daki katliamdan sonra.

        EN PARLAK ADAY

        ABD’de başkan adaylığı için mücadele kızışıyor. Demokrat Parti cephesinde Hillary Clinton anketlerde rakibi Bernie Sanders’i rahatlıkla geçiyor. Demokrat seçmenin yüzde 83’ü “Hillary” diyor. Ama bütün Amerikalılara sorulduğunda oranı yüzde 46’ya düşüyor. Durumu kritik.

        Cumhuriyetçilere gelince, 5 aday adayının partili seçmene sorulduğu ankette Ben Carson yüzde 71’le, en yakın rakibi Donald Trump’ın 2 puan önünde. Bütün Amerikalılar nezdindeki oy oranı ise yüzde 50; yani Hillary’nin önünde. Yani şu an en parlak başkan aday adayı.

        Ancak medyadaki Carson imajına bakarsanız, durumu o kadar da parlak değil. Hatta muhafazakâr medyada bile. Din üzerinden siyasete soyunması, koyu dindarlığı abartması kadar, geçmişiyle ilgili anlattıkları da bu imajda etkili. “Palavrası bol” olarak yansıtılıyor.

        1987’de başlarından yapışık 7 aylık siyam ikizlerini 22 saatlik operasyonla ayıran Carson, dünya çapında üne kavuşmuştu. Daha ilk TV münazarasında bunu söyledi; “Siyam ikizlerini ayıran ilk kişi benim” diye övündü. Rakiplerinin hiç şansı yoktu!

        Ancak şimdi mesleki kariyeri de sorgulanıyor. Çünkü her ameliyat mutlu bitmiyor. Mesela İranlı ikizler ölüyor. Carson sadece başarılarını anlattığı için medya konuyu deşiyor. Best seller olan kitapları ve sonradan sakıncalı bulunan bir diyet hapının PR’ıyla milyonlar kıran Carson’da narsist bir hava da var. Evinin duvarlarında kendi portreleri, gazete kupürleri, fotoğrafları var. Portrelerden birinde üzerinde ameliyat önlüğü, yanı başında İsa Peygamber.

        Carson sefaletten başarıya uzanan bir hikâye anlatmaya çalışıyor. Otobiyografisine göre çocukluğu yokluk içinde geçmiş. Şiddete meyilliymiş. Annesinin kafasına çekiç indirmeye, sınıf arkadaşlarını bıçaklamaya kalkmış. CNN araştırıyor ama hiç kimse şiddet meselesini hatırlamıyor. “Vietnam komutanı West Point askeri akademisine tam burslu girmemi istedi ama vermediler” diye yazıyor. Fakat akademi zaten ücretsiz. Bir grup beyaz öğrenciyi siyahi çetenin elinden kurtardığını, Yale’de “Dürüstlük Ödülü” aldığını yazıyor. Bunları da bilen yok. New York Times’ta bir köşe yazarı “Efsane sonunda masal olacak” diye dalga geçiyor Carson’la.

        Carson’un savunması ise şu: “Bu saldırılar, laiklerin algı operasyonu.” Carson’un bağlı olduğu Yedinci Gün Adventist Kilisesi’ne göre devlet ve kilisenin bir bütün olduğunu da belirtelim

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ