Zombilere Osmanlı tokadı!

Mehmet Emin DEMİREZEN/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

Kitapçıda dolaşırken arada sıkışmış bir kitap gördüm. Kurtarma güdüsüyle çektim, incelemeye başladım. Çizgi romandı, adı da epey ilginç: Şehzade Yangını. Bir göz atayım derken birden tamamını yere oturup okumuştum. Konusuna gelince; 1768’de İstanbul’un o vakitler ağır abilerin takıldığı semti Galata’da başlayan yangının içinde kalan 2 kabadayıyı anlatıyor. Tarihi ama fantastik yanı da var. Sürprizi kaçırmak istemem ama zombili bir macera bu! İş böyle olunca hemen fikir sahibi ve çizeri Selçuk Ören’i arayıp buldum.

Asıl mesleğiniz çizerlik mi?

Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü mezunuyum. Yaklaşık 10 yıldır reklam ajanslarında çalışıyorum, bazen de serbest... Küçükken evde babamın çizgi romanlarını karıştırdığım dönemleri hatırladım, onlardan etkilendim. Çizgi roman işi keyfi de denebilir.

Şehzade Yangını’nın konusu çok ilginç.

Bir tişört işi almıştım, ona fikir düşünürken doğdu. Önce zombilere tokat atan kabadayı karakterleri serisi olacaktı. Düşündükçe derinleşti, bir proje haline geldi.

Nasıl bir araştırma yaptınız?

8 ay sürdü. Döneme ait önce internet araştırması yaptım, sonra kitaplarda kayboldum. Evliya Çelebi’nin İstanbul ile ilgili olan kitabını okudum, inceledim. Birkaç seyyahın kitabını da...16’dan 19. yüzyıla kadar inceledim. O dönemdeki çizilmiş resimleri kaynak olarak kullandım. Kıyafetler, binalar, sokaklar hatta karakterlerimin dili bile o döneme neredeyse bire bir ait.

Devrim Kunter de Cumhuriyet’in ilk kurulduğu yılları ele alan Seyfettin Efendi’yi çiziyor. Popüler oldu galiba bu eskilere dönüş?

Ben araştırırken Kunter’in kitabı çıkmıştı, onu epey takip ettim. Çok iyi iş bence. Popülerliği dert etmeyin, bu tür işlerin yapılabileceği konusunda bize özgüven veriyor.

Dünyanın sayılı çizgi romancılarında, Enki Bilal ile tanışmanız nasıl oldu?

Enki Bilal’i uzun zamandır takip ediyorduk. Türkiye’ye geldiğini duyunca arkadaşlarımla 3 gün peşinden koştuk. Adamı resmen bunaltmıştık. Hatta çizimlerimizi gösterince “Sizden çizgi romancı olmaz” dedi.

Çizgi romanınızın hem gerçek hem de kurgu bir yanı var. Bunu ortak paydada buluşturmak bizim Türk okurun alıştığı bir şey mi?

Birçok yazar gerçek ve kurguyu birleştirerek yazdığından alışıktır. Yaşar Kemal’in hikâyeleri de bu şekilde oluşuyor. Gerçek bir dünya ama kurmaca... Dünyayı takip edenler özellikle beni anlayacaktır. Dizilerde bile artık bunu görmek mümkün.

Şehzade Yangını kaç cilt olacak?

Emin değilim. Tek kitap olarak düşündüm fakat bir noktadan sonra öyle bir coştum ki kendimi durduramadım ve yazmaya devam ettim. Üçe böldüm, yayınevine gidince böyle pahalı bir kitap olacağını söylediler. Ben de ilk kitabı ikiye böldüm. Kısaca kitabı böldükçe böldüm! Yazabildiğim noktaya kadar yazacağım.

Bundan sonraki planınız nedir?

Çizgi romandan geçinebileceğim bir hayat kurmak istiyorum.

Türkiye ve dünyadaki çizgi romanın kıyaslamasında ne gibi bir fark ortaya çıkıyor?

Bizde iyi işler çıkıyor ama maalesef dünyadaki işlerle kıyaslandığı zaman eksiklerimiz göze batıyor. ABD’de fabrikasyon bir sistem var ve çok hızlılar. Bizde her şeyle tek bir kişi uğraşıyor. Böyle bir süreç olunca da kitap sayısı az oluyor ülkemizde.