Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Kötü müzik, iyi filmi berbat eder

        Gülenay BÖREKÇİ/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        Don Davis’i Antalya’da görmek, izlemek ve dinlemek benim için inanılmazdı. Daha yeni Roma’da “Matrix”in yönetmeni Lana Wachowski’yle tanışmıştım, 2 gün sonra filmin bestecisiyle tanışmak olmayacak bir tesadüftü. Fırsatı kaçırmadım ve nasıl bir ‘Matrix’in içinde olduğumu feci şekilde merak ederek ünlü besteciye birkaç soru sordum...

        Yıllar önce iki genç adam size gelmiş ve ilk filmleri Bound’un soundtrack’ini bestelemenizi istemişti. Ne dediler de onlara güvendiniz ve tekliflerini kabul ettiniz?

        Hayır, soruyu yanlış sordunuz, benim esas merak ettiğim, onların neden bana güvendiği ve filmlerinin müziklerini bestelememi istedikleri. Andy ve Lana Wachowski’den söz ediyorsunuz... Şaka bir yana, onlarla sektördeki en iyi kurgucu olduğuna inandığım Zach Staenberg sayesinde tanıştık. “Bound” gerçekten de Wachowski’lerin yazıp yönettiği ilk filmdi. Ama “Matrix” ve sonrasına dair tüm ipuçlarını taşıyan muhteşem bir senaryoyla gelmişlerdi. Sonraki yıllarda da onlarla birlikte çok çalıştık ve her defasında hem sinema açısından hem de müzikal olarak yeni, cesur şeyler denedik.

        “Matrix”in büyük ve farklı bir şey olacağını hissetmiş miydiniz?

        “Bound” filminde Wachowski’lerle çalıştığım için ne kadar yetenekli olduklarının farkındaydım. Şahane bir senaryo yazmakla kalmadılar, onu eşsiz bir filme dönüştürdüler.

        Sizin kariyeriniz nasıl başladı? İlk soundtrack’iniz hangi film içindi?

        Aslında diğer müzisyenlerin bestelerinin orkestra düzenlemelerini yaparak başladım müziğe. Televizyon dizisi “The Incredible Hulk” (Yeşil Dev) ilk işimdi. Joe Harnell’ın bestelerini senfonik orkestraya uyarlamıştım. O zamandan beri bir yandan da bu işi sürdürüyorum, mesela Mark Snow, James Horner, Randy Newman ve Michael Kamen gibi bestecilerin orkestra düzenlemelerini ben yapıyorum. Hayattaki ilk bestemi soracak olursanız, yine bir TV dizisi olan “Hart to Hart”ın (Tehlike Çemberi) müzikleri bana aittir.

        Sizi en heyecanlandıran film müziğiniz hangisi?

        Kendimden söz etmek tuhaf geliyor, bunun yerine ilk kez dinlediğimde hayran olduğum bir besteciden söz edeyim. Jerry Goldsmith’in “The Blue Max”, “Planet of the Apes”, “Patton”, “Tora! Tora! Tora!” ve “Chinatown” filmlerine yaptığı müzikleri dinlemeseydim, bu işi seçmeyebilirdim.

        Film müziği niçin önemlidir, seyircinin algısını ne şekilde değiştirir?

        Bana kalırsa müziğin filmde gösterilmeyen, dile getirilmeyen duyguları seyirciye iletmek gibi bir işlevi vardır. Bu yüzden aşırı müzik kullanımı beni rahatsız ediyor. Zaten açıkça söylenen bir şeyin altını kalın kalın çizmek gibi bir şey bu, etkiyi azaltıyor. Bu yüzden kötü müziğin iyi bir filmi berbat bir film haline getirmesi çok mümkün... Öte yandan, doğru koşullarda ve elbette yaratıcı bir şekilde kullanılırsa müzik kesinlikle yönetmenin zihnindekilerin, vizyonunun seyirci tarafından algılanmasını kolaylaştırır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ