‘Bir kol boyu’nu önceden bileydik!

Ayşe ÖZEK KARASU/GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

Alman Adalet Bakanı Heiko Maas’a göre iş, örgütlü bir iş. Yılbaşı gecesi Köln’ün göbeğinde yüz küsur kadının cinsel taciz ve kapkaca uğraması olsa olsa bir çete işi olabilir. “Örgütlü” diyor ama kimler örgütlemiş, adını koymuyor. “Kendini hukuk ve yasaların üzerinde üzerinde kim varsa, cezasını bulacaktır. Nereden gelirse gelsin. Sınır dışı da mümkündür” diyor.

Polis ise zanlıların “Kuzey Afrika ve Arap” görünümlü olduğunu söylüyor, şikâyetlerdeki eşkâllere dayanarak. Kimi de PEGIDA gibi ırkçı oluşumların göçmenlere kara çalmak için bu saldırı furyasını tezgâhladığını öne sürüyor.

Bu arada evlere şenlik bir polis raporu medyaya sızıyor. “Saldırganlar çok kalabalık, memur sayısı yetersizdi. Havai fişek patlatan bin kadar adam vardı. Kaotik ortamda ölen kalan olur diye müdahale edilemedi” içerikli rapor neticesinde Köln emniyet müdürü görevden alınıyor. Adamın birinin “Ben Suriyeliyim, bana iyi davranmak zorundasınız. Beni Merkel davet etti” şeklindeki sözleri de rapora giriyor.

Bu bağlamda Merkel de, bazı kesimlerce tacizlerden sorumlu tutulurken, özellikle sosyal demokratlar polisin imalı yaklaşımına tepki gösteriyor. Merkel’in partisi CDU’nun grup başkanvekili Julia Klöckner ise olay karşısında suskun kalan feministleri suçluyor, göçmenleri koruyorlar diye. “Cinsiyet eşitliği için mücadele ederken, diğer yandan kadın düşmanı davranışlara kültürel çeşitlilik adına hoşgörü göstermelerine şaşıyorum” diyor. Kadın haklı. Alman toplumunda böyle bir düşünce var. Temel hak ve özgürlük normlarının sadece kendileri için geçerli olduğunu zannediyorlar. Zamanında bir Alman hâkim, “Türk kültüründe normaldir, birbirlerine küfür ederler” diyerek hakaret davasını düşürmüştü.

NEDEN KADIN DEĞİŞSİN

Göçmen tartışması böyle uzayıp giderken, gelelim sıradan vatandaştan siyasetçisine kadın-erkek herkesi kızdıran meseleye. Kitlesel taciz vakası üzerine Köln Belediye Başkanı Henriette Reker tuhaf bir açıklama yapıyor; kadınların erkek tacizinden korunmak için araya bir kol boyu mesafe koyması gerektiğini söylüyor. “Kadınların kılık kıyafet ve davranışlarıyla erkek tacizini davet ettiği” zihniyetinden çıkan o çok bildik, uğursuz tartışma Almanya’da da patlak veriyor. Hani neredeyse, araya kol boyu mesafe koymadıkları için kadınlar suçlu çıkıyor. Çünkü tacize karşı kadının önlem almaması, saldırganlara vize anlamına geliyor; kamuoyundaki genel kanıya göre...

Twitter’da bu sözlere tepki yağmuru #einearmlaenge hashtag’iyle TT oluveriyor. Kimi ‘orta parmaklı kol’ caps’leriyle dalgasını geçiyor, kimi ağzına geleni söylüyor. “Kola ne gerek var, kadınlar en iyisi evde otursun, sorun çözülür”, “Bu kol boyunu önceden bileydik, kadınlar olarak ne badireleri atlatmış olurduk” diye sarkastik takılanlar gırla. O kol boyları nedeniyle Köln’de artık daha fazla metro vagonu gerektiğine işaret edenler de var.

İngilizce tweet’lerle hariçten gazel okuyanlar ise “Asimile olmak istemeyen genç Müslümanları artık ülkenize almayın” diye nifak tohumları serpiştiriyor Twitter’dan. Daha ileri gidenler var, onlara girmiyorum. Müslüman cenahtan ise “Avrupalı kadınlara erkeksiz sokağa çıkmamayı öğretin” yönünde nasihatlar geliyor.

Belediye Başkanı Reker herhangi bir parti mensubu değil. Merkel hükümetinin özellikle SPD kanadından sert tepkiler alıyor. Kadın ve erkek bakanlarıyla. Aile Bakanı Manuela Schwesig, tacizleri iğrenç ve korkunç diye niteleyip “Kadınlar değil, erkekler davranışını değiştirmeli. Kadınların mini etek giyemediği günler artık gerilerde kaldı” diyor. Adalet Bakanı Maas da çatıyor: “Kadınlara kol boyu önerisi anlamsızdır. Kadınlar değil, saldırganlar sorumludur.”

Şimdi karnaval zamanı geliyor ya, Köln polisini yeterli önlem alamadığı için eleştiren Belediye Başkanı Reker “Karnavalda çılgınca eğleneceğiz ve çok farklı bir güvenlik konseptiyle hareket edeceğiz” diyor. Aman kol boyu konsepti olmasın!