Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Amerika’ya komünizm mi geliyor?

        Mustafa ALKAN/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin başkan aday adaylarından Donald Trump, geçen hafta “Demokratların kalesi” olarak bilinen Vermont Eyaleti’ndeki mitinginde beklemediği bir ilgiyle karşılaştı. Mitingin düzenleneceği Burlington kentindeki 1400 kişilik bir sinema salonunun kapısında yaklaşık 20 bin kişi birikmişti. İlgi Trump’ı da işkillendirmiş olacak ki salonun önüne yüzlerce koruma dikip herkese tek tek “Trump’ı destekliyor musunuz” diye sordurttu. Haklı çıktı: Gelenlerin yüzde 90’ı Demokrat Parti’nin başkanlık aday adayı Vermont Senatörü Bernie Sanders’ı destekliyordu. “Hayır” yanıtını verenler salona alınmadı. 1980’li yıllarda Burlington Belediye Başkanlığı’na 3 kez seçilen Sanders’ın taraftarları, planladıkları gibi salona sızıp protesto gerçekleştiremedi ama kapıda uzun süre Trump karşıtı sloganlar attı.

        74 yaşındaki Belediye Başkanı, milletvekili ve senatör olarak 30 yıldır hizmet verdiği Vermont Eyaleti’nde oldukça sevilen bir politikacı. 2012’deki Senato seçimlerine bağımsız olarak katılmasına rağmen oyların yüzde 71’ini aldı. Kendini “sosyalist demokrat” olarak tanımlayan Sanders, kafasına uygun parti bulamadığından seçimlere bağımsız olarak giriyor ve başarılı oluyor. Sanders, ABD Kongre tarihinin “Koltuğunu en uzun koruyabilmiş bağımsız politikacı” unvanını taşıyor. Çünkü Senato’da 19 yıl görev almadan önce, 16 yıl Temsilciler Meclisi milletvekiliydi.

        Bir Polonya Yahudisi ailenin çocuğu olan Sanders, geçen yıl “bağımsızlığına” son verip Demokrat Parti’den başkan aday adayı olduğundan beri ülke çapında da sevilen bir isim oldu. Kendisine sosyalist demokrat demesine rağmen İskandinav tipi ‘sosyal demokrat’ politikaları savunan Sanders’ın, gelir adaleti, ücret eşitliği, genel sağlık sigortası, ücretli doğum izni, küresel ısınmayla mücadele, LGBT hakları ve özellikle mali kuruluşların daha sıkı denetimi konularındaki görüşleri ülkenin dört bir yanında taraftar topluyor. Sanders’in mitingleri de kalabalık geçiyor: 8 aydır düzenlediği mitinglere katılanların sayısı 150 bini geçti. Sanders’ın kampanyasına bağışlar da Barack Obama’nın seçim kampanyalarında topladığı miktarı aştı.

        GENÇLER ONUN YANINDA

        Sanders, ABD gençliğinden büyük destek görüyor. NBC’nin Demokrat Parti’nin genç seçmenleriyle yaptığı bir ankette 30 yaş altı seçmenlerin yüzde 54’ünün Sanders’ı, buna karşılık sadece yüzde 24’ünün rakibi Hillary Clinton’ı desteklediği ortaya çıktı. Bu farkta Sanders’ın sosyal medyayı iyi kullanmasının da payı var. Çoğu 35 yaş altı olan sanal âlem kullanıcıları Sanders’ı öyle seviyor ki online olarak 1 milyondan fazla kişiden bağış topladığı açıklandı. Hillary Clinton’ın kampanyasında dozu artan biçimde “kadınlık” vurgusunda bulunmasına rağmen Sanders, genç kadınların da desteğini alıyor. Bir hemşire olan anne Barbara Schierenbeck (59) “20-30 yıl önce kadın bir başkan düşünemezdik bile. Oyum Hillary’nin” derken 19 yaşındaki kızı Anna, “ABD’de bir gün mutlaka kadın başkan olacak ama bu Clinton olmak zorunda değil” diyor ve oyunun Sanders’a gideceğini söylüyor.

        Sanders’ın ABD’nin milliyetçilik yarışına dönen başkanlık seçim sürecine alternatif bir renk kattığı ve genç bir kitleye ilham verdiğine kuşku yok. Ancak anketler onun Hillary Clinton’a karşı Demokrat Parti adaylık yarışında şansı olmadığını gösteriyor. Sanders’ın seçime bağımsız girme şansı var ama ABD demokrasi tarihinde ilk başkan George Washington dışında bir partinin üyesi olmadan başkan olabilen yok.

        S’Lİ SİYASET ÜZERİNDEKİ LANET KALKIYOR

        Bernie Sanders büyük ihtimalle ABD Başkanlık koltuğuna oturan ilk sosyalist politikacı olamayacak. Ama siyasi yorumcu Conor Lynch’in ekim ayında Salon.com’da yazdığı gibi “Kendisinden sonraki sosyalist politikacı nesline, daha büyük bir alan açtığına” kuşku yok. Genç neslin Sanders’a ilgisi ABD’de “sosyalizm”, “sosyalist demokratlık” veya başında S olan her türlü siyasi harekete karşı yüz yıldır sürdürülen lanetleme kampanyasını sona erdirebilir. Nihayetinde Sosyalist Blok çökeli 25 yıl oldu. “Komünizm tehlikesi” altında yaşamı bilmeyen koca bir seçmen kitlesi oluştu. Ama değişimi de bugünden yarına beklemek hayalcilik olur. Gallup’un geçen haziranda yaptığı bir araştırmaya göre ABD halkının Başkanlık koltuğunda en son görmek istediği kişi bir sosyalist politikacı. Amerikalıların yüzde 91’i bir Hispanik’e, yüzde 74’ü bir eşcinsele ve hatta yüzde 60’ı bir Müslüman’a oy verebileceğini söylerken, bir sosyaliste oy verebileceğini söyleyenlerin oranı yüzde 47’de kalıyor. Pew Araştırma Merkezi’nin 2011’de yaptığı bir anket ise halkın yüzde 60’ının sosyalizme olumsuz baktığını ortaya çıkarmıştı. Ama Lynch’in de altını çizdiği gibi bu oranlar da sosyalist siyasete karşı bakış açısının olumlu yönde değiştiğine işaret ediyor. “Bu oranlar 25 yıl önce hayal bile edilemezdi” diyor. O yüzden 25-30 yıl sonra Beyaz Saray’da bir sosyalist hatta komünist başkan görmek sürpriz olmayacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ