Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘Billions’, izleyicilerine soruyor: Başarılı olmak ne zaman suç oldu?

        Alihan MESTCİ/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        21. yüzyılın Amerikan rüyasını sorguya çekecek bir yapımla karşı karşıyayız: Billions (Milyarlar). Henüz ilk bölümü yayınlanan dizinin başrollerinde Altın Küre ve Emmy ödüllü oyuncular Paul Giamatti ve Damian Lewis var. Giamatti, soğuk kanlı bir savcı olan Chuck Rhoades’u, Damian Lewis ise hırslı ve zeki milyoner Bobby Axelrod’u canlandırıyor. Bobby, zekâsı ve ekonomik öngörüleriyle zengin olmuş, halk tarafından çok sevilen bir iş insanı. Sinir bozucu derecede ‘iyi’ bir adam... Üst düzey savcılık yapan Chuck, Bobby’nin bir açığını yakalayıp onu tutuklatmanın peşine düşüyor. Bir nevi, modern dünyanın av-avcı ilişkisi... Billions, New York’un güç oyunlarına da ışık tutuyor. Dizinin başrolleri ise, toplumun servete ve servet sahiplerine bakışını, canlandırdıkları karakterler üzerinden yorumluyor.

        Dizi, aranızdaki mücadele üzerine kurulu ama ilk bölümde sadece bir sahnede sizi bir arada gördük.

        Paul Giamatti: Gerçekten zamanımızın çoğu ayrı geçiyor. İki farklı hikâyemiz var. Dolayısıyla yollarımız pek kesişmiyor. Bu kızıl saçlı yakışıklı adamla pek vakit geçirememek benim için çok kötü! Ama karşılaşmamamız hoşuma gidiyor. Bu, umarım izleyiciler için de böyledir.

        Pilot bölüm, finans dünyasıyla ilgili herhangi bir diziden çok daha eğlenceliydi...

        Paul Giamatti: Evet öyle. Öyle de olmalı!

        Bu dünyanın içyüzü, “Wolf of Wall Street” gibi filmlerle son yıllarda ekrana yansıyor. Bu dizinin, finans dünyasında gerçekten olup bitenlere dair insanların gözünü açacağını düşünüyor musunuz?

        Paul Giamatti: Kesinlikle buna hizmet edebilir. Tabii ki nihai amacı bu değil. Bu bir dizi sonuçta.

        Sizce para insanı şeytanlaştırır mı?

        Damian Lewis: Finans dünyasına karşı 2007-2008’den bu yana epey bir nefret var. Artık o dünyayı daha iyi tanıyoruz. Ama hâlâ bulanık kalan bir yanı var. Dolayısıyla izleyicilerde Bobby Axelrod’un kötü adam olduğuna dair bir önyargı olacaktır. Dizide, bir şekilde zengin ve güçlü insanların nasıl davrandıklarını görüyoruz. Bırakalım seyirci karar versin..

        'PEK TELEVİZYON İZLEMİYORUZ'

        Sıklıkla ödüllere aday gösterilen oyuncularsınız. Ödül sezonu da geldi. Sizin beğendiğiniz yapımlar neler?

        Paul Giamatti: Pek iyi bir televizyon izleyicisi değilim. Daha fazla izlemeliyim. Herkesin izlediği dizileri izliyorum; mesela Breaking Bad’e yeni başladım. Damian

        Lewis: Ben de biraz öyleyim. “The Killing”in İskandinav versiyonunun ilk sezonunu izliyorum. Tanrım çok iyi! Paul Giamatti: İskandinav versiyonu he? Damian Lewis: Ah, Sofie Gråbøl!

        İkiniz de bölümleri peşpeşe izleyenlerdensiniz o zaman!

        Damian Lewis: Ne zaman izleyebilirsek artık... Uçaklar iyi bunun için.

        Paul Giamatti: Ben de öyle yapıyorum. Damian Lewis: “The Affair”i de izliyorum.

        Sevdiniz mi?

        Damian Lewis: Epey

        'AMERİKA'DA SERVET İLHAM KAYNAĞIDIR'

        Bobby Axelrod, ilk bölümde “Başarılı olmak ne zaman suç oldu?” diye soruyor. ‘Başarmak’ suç mu sizce de? Başardığınızda, başaramayanlar için nasıl bir yükümlülük hissediyorsunuz?

        Damian Lewis: Paul, bu sosyalist bir soru.

        Paul Giamatti: Bu çok sosyalist bir soru. Dur, biraz düşünmem lazım.

        Damian Lewis: Bir Amerikalı’ya sormak için tehlikeli!

        Paul Giamatti: Eğer ayrıcalıklıysanız topluma hizmet etmek bir yükümlülük haline geliyor. Durum, birçok sebepten karmaşıklaşıyor. Benim karakterimin (Chuck Rhoades), refah ve imtiyazlara ilginç bir yaklaşımı var. Chuck’ı tetikleyen, başarılı kişilerin topluma bunun karşılığını vermemesi ya da bunu yanlış bir yolla gerçekleştirmesi... Bobby Axelrod’un sahip olduğu servetin dürüst yollarla elde edilemeyeceğine inanıyor.

        Damian Lewis: Fakat Amerika’da servet, ilham kaynağıdır. Çok zengin insanlara gıpta edilir, saygı gösterilir.

        Paul Giamatti: O serveti inşa etmek daha da saygıdeğerdir.

        Damian Lewis: Doğru. Bu insanlar, bir nevi Amerika’nın aristokratları. Benim geldiğim yerde, yani İngiltere’de, servete karşı bir nebze düşmanlık vardır. Bobby’nin sorduğu o soru ise izleyenlere... Acaba izleyenler Bobby’ye, serveti sebebiyle saygı duyacak mı yoksa toplumsal ve finansal eşitsizlikler dolayısıyla garip bir düşmanlık mı besleyecekler?

        Paul Giamatti: Bu iki karakterin yaratılışında bir ustalık var. İkisinin de parayla ilişkisi çarpık. Amerikalılar parayı nasıl kazandığınız ve nasıl kullandığınızla endişelenirler.

        Damian Lewis: Gücün ve refahın sorumluluğu... Ama sanırım ki kimse Bill Gates’in nasıl para kazandığına ve onu nasıl kullandığına dair şüphe taşımıyordur. Paul Giamatti: Onu “doğru” yapan, parayı nasıl kullandığı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ