Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Karadeniz’den Yunanistan’a bir nefes

        Ekin TÜRKANTOS/GAZETE HABERTÜRK

        2005’ten beri müziğin içinde. Adını müzik piyasasında kısa sürede duyurmayı başardı. Çünkü farklı bir tarzı var. Geleneksel kültüre önem veriyor. Her albümde mutlaka kemençeyle 3 esere yer veriyor.

        ‘Romaika’ adlı 3. albümünün tamamı Rumca ve Yunanca şarkılardan oluşuyor. Gerçek adı Abdurrahman. Arkadaşlarının ona taktığı “Apolas” takma adını sahnede kullanınca bu isimle özdeşleşmiş ve Apolas Lermi olarak adını duyurmuş.

        Yunanistan’da da tanındığı için orada adını Apollonas’a çevirmişler. Mitolojide güzel sanatlar ve güneşin tanrısı anlamına geliyor. İsimlere takılan biri değil zaten, gerçek adını da gizlemiyor.

        Yaptığı işle en iyi olmak gibi bir derdi var hayatta. 86 doğumlu. 10 yaşında ailesiyle geldiği İstanbul’da zorlu dönemler yaşamış. Bir arkadaşının vasıtasıyla müzikle tanışmış. Bağlama, gitar, kemençe çalıyor. Ama kendini iyi bir enstrümanist olarak görmüyor. Akademik müzik eğitimi yok.

        Üniversitelerde kemençe ve Karadeniz müziğiyle ilgili bir bölüm olmadığı için bu müziği eskilerden ve dağlardan öğrendiğini söylüyor.

        Trabzon’a sık sık gidiyor, çoğu şarkısını da yolculuklar sırasında yapmış. Ancak Karadeniz’e her gittiğinde bir şeylerin kaybolduğunu görmek onu çok üzüyor. Elbette neşeli yönü de var Karadeniz’in ama bu nedenle onu hep hüzünlendiriyor.

        Besteleri dizilerde ve filmlerde kullanılan Apolas Lermi ile buluştuk.

        ■ Üçüncü albüm nasıl bir ruh haliyle oluştu?

        Önceki albümlerin devamı niteliğinde bir çalışma oldu ‘Romeika’. Bu albüm Pontus Rumcası haline geldi ve ilk kez yayınlandığı için aslında hem çok önemli hem de çok geç kalınmış bir çalışma. Albüm Yunanistan’da da yayınlandı. 1923’te mübadelede Karadeniz’den Yunanistan’a gidenler oldu. Karadeniz kültürü orada yaşıyor, kemençe çalınıyor, horon ediliyor. Albümlerimden sonra orayla bir bağ kuruldu, ben de gidip konserler verdim. Önceki albümlerim Türkçe olduğu için pek anlayamıyorlardı. Bu albüm sadece Rumca ve Yunanca şarkılardan oluşuyor. Bu, onların anlayacağı dilde bir albüm oldu.

        ■ Harika, bir ilk oldu yani...

        Bu tip çalışmalar müzisyenler tarafından denendi ama benimle birlikte daha fazla gündeme geldi. Türkiye’de ilk defa Rumca bir şarkı klipleşti. Sümela Manastırı’nda gizlice klip çektik. İnsanlar Karadeniz kültürünü sadece Lazca’dan ibaret görüyordu. Oysa çok renkli bir bölge, farklı diller var. Derdimizi kolay anlatamadık ve bu anlamda yalnızlık

        hissettik aslında. Ama 5-6 senede insanlar alıştı, gençler Rumca şarkı söylemeye başladı. Bunu başardığım için mutluyum.

        ■ Romeika nasıl bir çalışma?

        Türkiye’de Rumca yöre adıyla Romeika ölmekte olan bir dil. Konuşulma oranı çok az. Ben Trabzon Tonyalıyım, orada Rumca ve Türkçe konuşulur. Karadenizli bir müzisyen olarak bildiğim bir gerçeği nasıl yok sayarım? Yaptığınız müziğe Karadeniz müziği dediğinizde onun içinde Rumca, Lazca, Hemşince, Gürcüce vardır. Bu çalışmaları müzisyen duyarlılığıyla kültürel arşive kazandırmak için yapıyoruz.

        ■ Rumca konuşulur mu sizin ailede?

        Anadilim Rumca değil. Dedem biliyordu. Bizim oralarda yok oldu diyebilirim. Ama yakınlarda bilenler var. O bölgelerde Türkçe’yi sonradan öğrenen de hâlâ hiç bilmeyen de var. Biz de yaşatmaya çalışıyoruz.

        Farklı ezgilere yer vermek istemen çok anlaşılır...

        Albümde 13 eser var. Bazıları anonim derleme, bazılarının sözü var müziği anonim. Bana ait bir ezgi var. Bu albüm Trabzon, Kars ezgileri, Ordu’ya ait bir eser ve bir İzmir türküsü barındırıyor. Hepsinin hikâyesi var. Gümüşhane’den Kars’a kaçıp köyler kurmuş Rumların seslendirdiği eserler var. Yöresel şive farklılıklarını göz önünde bulundurarak yaptık. Modern ve Antik Yunanca, Kars Rumcası gibi.

        ■ Rumca ve Yunanca diyorsun. kisi aynı dil değil mi?

        Aynı şey ama ifade biçimifarklı. Yunanca, Rumca, Romeika, Pondiaka, Helence, Elenika bunların hepsi aynı şey. Sadece adlandırılmaları farklı, tarihsel nedenleri var.

        Bu albümde anonim şarkılara yer verdin, senin kendi şarkıların bekliyor sanırım...

        Albümlerimdeki çoğu şarkıyı lise döneminde yaptım. Üretmeye devam ediyorum. Hemen albüme almak için acele etmiyorum çünkü pişmesi gerekiyor. Kayıt, geri dönüşü olmayan bir şey. O yüzden demlensin biraz.

        ■ Karadeniz müziğine ait dinlediğin, ilham aldığın ya da eleştirdiğin şeyler neler?

        Karadeniz müziği hiçbir zaman orijinal, doğal haliyle gündeme gelmedi. Klavye, gitar ya da bağlama ile birleştirilerek başka bir hale getirildi. Sadece kemençe ile geleneksel bir ezgi çalsak belki bir kişi dinler ama gitar olsa 5 kişi dinler. Bağlamayla Erkan Ocaklı çıkış yapmıştı. Şimdi teknolojinin de etkisiyle klavye devreye girdi. Elektro gitar soundları var. O dönemin sonlarını yaşıyoruz. Yanlış ya da doğru herkesin katkısı var. Karadeniz kültürünü ve müziğini tek bir kişiye indirgememek gerekiyor. Herkes bir basamak oldu. Benim özellikle sevdiğim kişiler olsa da isim vererek diğerlerine haksızlık etmek istemiyorum.

        “Geçmişi arıyorum” diyorsun, duyguda da öyle aslında.

        Geleneksel müzikleri tüketiyorsun farklı şekillerde çalıyorsun. Yeni şeyler ürettiğinde de yöresel olması için belli zamana ihtiyaç var. Çok dışına çıktığında artık o Karadeniz müziği olmuyor. Müzisyenlerde de bir tıkanıklık var. Şiveyle Karadeniz müziğini karıştırıyorlar. Karadeniz müziğiyle şarkı söylemek demek Karadeniz müziği yapmak demek değil. Bir Haluk Levent ya da Fikret Kızılok şarkısını Karadeniz şivesiyle okuyabilirim ama bu onun Karadeniz müziği olduğu anlamına gelmez. Dilin de getirdiği sıkıntı var. İstanbul Türkçesi, Karadeniz müziğini yansıtmıyor. Her kelimeyi Karadeniz müziğinin içinde kullanamıyoruz. O nedenle Türkçe’nin belki yüzde 30’unu kullanabiliyoruz. Dolayısıyla işimiz çok zor. Bu zorluk içinde geleneksel şeylere dönüyorsun. Burada yerel ve etnik diller kurtarıcı oluyor. Etnik dillerde Gürcüce, Rumca ya da Lazca da sırıtmıyor, her kelimeyi kullanabilirsiniz. Anlam olarak da genişliyor.

        ■ Neticede farklı bir müzik dilin var. Birlikte çalışmak için müzisyen bulabiliyor musun?

        Karadeniz’de dünya müziğini de bilen iyi müzisyenler yetişti. Albümlerde yabancı müzisyenlerle de çalıştık. Müzikal açıdan sorun yok. Bu albümde sadece Türkiye’den müzisyenlerle çalıştım. Çünkü 2016’daki Rumca’nın albüme yansıması gerekiyordu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ