Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Jessica Alba HT Pazar'a konuştu

        Aysun ÖZ / HABERTÜRK PAZAR

        Tercih etme şansı olsa kesinlikle röportaj için İstanbul’a gelmek isterdi. Brüksel’deki patlamadan sonra, sosyal medyadaki Fransa ve İsviçre bayraklarının yanına Türk bayrağını da ekleyip Türkiye’yi unutmadığını ve İstanbul’u çok sevdiğini dünyaya ilan etmişti. O kadar seviyor İstanbul’u... Karşılaşır karşılaşmaz anlatmaya başladı... Kapalıçarşı’dan getirdiğim, Osmanlı’dan esinlenilmiş kolyeyi de büyük bir keyifle taktı.

        Braun’un yüzü olan Jessica Alba ise tam bir melez güzeli: Zayıflığına rağmen yuvarlak hatları, eksik etmediği gülümsemesi ve teninin rengi... 6 ve 3 yaşlarında iki çocuğu olmasına rağmen kusursuz fiziğini elbette her sabah 05.30’da kalkıp yaptığı sıkı spora borçlu. Yoga falan değil, bildiğiniz ağır fitness yapıyor. Küçük yaşlarda onu zorlayan astımı da spor sayesinde yenmiş. Biraz o yüzden ve elbette anneliğinden, hasta çocuklara karşı çok duyarlı. Pek çok yardım faaliyetinde bulunuyor. O da benim gibi dünyayı eninde sonunda kadınların kurtaracağına inanıyor. Buyurun Alba ile Hollywood’da baş başa sohbetimize...

        -Çok şanslısın, tam bir dünya insanısın. Annen Catherine, Danimarka, Fransız-Kanada kökenli, baban Mark Alba ise Meksika kökenli California’lı. Genleri, 3 farklı kıtadan, 5 farklı milliyetten gelen bir Amerikalısın.

        Şanslıyım doğru, mesela güneşte kolay kolay yanmıyorum. (Gülüyor.) Genlerime minnettarım.

        -Bazıları çıkış yaptığın ‘Dark Angel’a seçilmende bu genlerin etkisinin olduğunu söylüyor. Sen ne diyorsun?

        Gençlik yıllarımdı tabii. Hiç unutmam, o rol için 2 bin kişi arasından seçildim. Her çeşit insan gelmişti mülakata. Çünkü rol için tam olarak ne aradıklarını bilmiyorduk. Seçilen ben oldum. Ama hâlâ bilmem ardındaki sırrı. Kafalarındaki karaktere en yakın bendim herhalde. İşte orada gen makyajım devreye girmiş olabilir.

        -‘Dark Angel’ günlerinde sana karşı bir takım önyargılı insanlarla karşılaştığını söylemiştin. O günlerden bu yana ne değişti? Kendini rahatlamış hissediyor musun?

        Evet. Çevreden eleştiriler hep var oldu. Üzerinden yıllar geçti ama daha rahatlamış olmalıyım elbette... (Gülüyor.)

        -Ne zaman yeniden beyazperdede izleyeceğiz seni?

        Jason Statham’la olan ‘Mechanic: Resurrection’ aksiyon filmimiz sanırım yaza doğru geliyor. Belki de sonbaharda emin değilim.

        -Türkiye’deki hayranların sabırsızlıkla bekliyor. Son yıllarda George Clooney, Charlize Theron, Jennifer Lawrence gibi ünlülerin de tepki gösterdiği Hoollywood’un kadın-erkek arasındaki ödeme adaletsizliğinden sen de şikâyetçi misin?

        Aslında durum her zaman böyle değil miydi? Sadece Hollywood’da olan bir mevzu değil. Bakarsanız her sektörde durum aynı. Ne yazık ki kadınlar eşit haklara sahip değil, eşitliğin olduğuna inanmıyorum! Ama değişim başladı, milenyum jenerasyonu için durum daha da iyiye gidecek umarım.

        Kadınları eğitirsek, onlara şans verirsek evet neden olmasın...Öğrendiklerini, biriktirdiklerini ailesine ve toplumuna aktaracak kadın neticede... Bana göre muhteşem bir yatırım. Kesinlikle dünyayı değiştirebiliriz. Ayağa kalkmak için gün bizim günümüz.

        -Kadınlara eşit fırsat tanınsa alacaklar başlarını gidecekler ama benim ülkemde ve dünyada kocaman bir erkek problemi var. Kadına karşı şiddet günümüzün önemli meselelerinden. Nasıl önlenebilir sence?

        Her şeyden önce merhametle, farkındalık yaratmakla gidişatı değiştirebiliriz. Kapalı kapılar ardında neler yaşanıyor bilmiyoruz. Şiddetin doğru olmadığını söyleyecek güçte olmamız, kültürel yapıda değişim yapmamız lazım. Dijital çağda yaşıyoruz, dünyanın her yeriyle hiçbir zaman olmadığı kadar iletişim içerisindeyiz ki bu durumu değiştirmek için büyük şans.

        'İSTANBUL'DA BOMBA HABERİNİ ALIR ALMAZ HARİKA İNSANLARI HATIRLADIM'

        -İstanbul’daki terör saldırılarından sonra sosyal medya hesabından paylaşımda bulundun. Türkleri bir kez daha etkilediğini söylemeliyim. Neydi tweet atmak istemendeki sebep?

        İstanbul’a bayılıyorum, her seferinde söylerim. Her seferinde inanılmaz güzel vakit geçirdiğim bir şehir İstanbul...Tarihi çok zengin, farklı insanlarla ve kültürlerle buluşabiliyorsunuz her an. İnsanlar İstanbul’u bu güzellikleriyle konuşmalı. Terör olayları gerçekleştiğinde çok etkilendiğimi söylemeliyim. Hangi ülke ya da şehir olduğu elbette durumun, terörün ne kadar korkunç olduğunu değiştirmez. Haberi alır almaz da zengin kültürü, harika insanlarını hatırladım ve etkilendim.

        -İstanbul’a birçok kez geldin neler keşfettin?

        Muhteşem yemeklerini! Saraylarını, camiilerini görmek için tura çıktım. Sokaktaki ufak dükkânlar muhteşem... Zihin açan, farklı şeyleri deneyimleme fırsatı veren, içine çeken bir yer İstanbul. Hiç unutmuyorum, bir balık restoranındaydık. Nehre yakın zannedersem...

        -Boğaz...

        Evet. Ne kadar romantikti, güzeldi. Çok çok özel bir yer şehriniz.

        'EŞİTLİĞE VE ÇOCUKLARA KENDİMİ ADADIM'

        Vücuduna nasıl bakarsan sağlığın o yönde etkilenir. Seçimlerimiz her şey yani. Büyüdükçe kendimi eğittim bu konuda.

        -Hayatındaki en büyük değişim neydi fark yaratmanı sağlayan?

        Sosyal meselelere hep duyarlı oldum, eşitliğe kendimi adadığımı söyleyebilirim. İnsan haklarına, özellikle de çocuklarla ilgili sağlık sisteminden eğitime kadar her türlü soruna karşı hassasım. Hep aktif olmayı tercih ettim. Daha sonra profesyonel olarak, insanların daha iyi yaşamaları için mücadele etmek istedim. Bu bir misyon benim için, kâr beklentim yok.

        -Sosyal meselelerle ilgili pek çok girişimin var. James Cameron’ın küresel ısınma belgeselinin bir parçasıydın. Oscar töreninde Leonardo DiCaprio da aynı meseleye dikkat çekmişti. Bu konuyla ilgili başka projelerin var mı?

        Dikkat çekmek için ne gerekirse yapılmalı, bu gerçek bir sorun hiç şüphesiz. Koşulları iyileştirmek için herkes üstüne düşeni yapmalı. Dünyanın üzerinde yaşıyoruz, başka alternatifimiz mi var? Kaçamadığımız bir gerçek küresel ısınma. Hayatta kalmak için sorumlu ve bilinçli hareket etmeliyiz. Özellikle doğal kaynaklara ve fabrika atıklarına dikkat etmeli. Umarım gezegenimizde barış ve düzen içerisinde daha uzun ve mutlu yaşayabiliriz.

        'DUYGULARIMIZ HER ZAMAN BİZİMLE ALAKALI DEĞİL'

        -Pek çok kadın daha güzel olmanın peşinde. Güzel olmak mutluluk için yetiyor mu?

        Tamamen kendimize bağlı yaşamıyoruz. Her duygu durumumuz bizden kaynaklı olmuyor hayatta. Ama Braun güzellik malzemeleri gün içinde karşılaşacağım her şeye beni hazır kılıyor ve gün boyu işe yarayacak çözümler sunuyor.

        'AMA BENİM UMUDUM VAR'

        -Bu yoğun tempoda annelik nasıl gidiyor? Seni en çok ne endişelendiriyor?

        Çocuklar bir şekilde büyüyor. Korkunç şeylerin gerçekleştiği bir çevrede değiller neyse ki. Ama onlara zorlukları hep izah ederim.

        -Çocuklara büyüklerin dünyasını anlatmak zor gibi gelir ama oysa onlar her şeyi çok rahat algılayabiliyorlar. Sen neler anlatıyorsun dünya meseleleriyle ilgili?

        Mesela kadınlar zamanında başkan olarak seçilemezdi bile, geçenlerde bunun üzerine oturduk konuştuk. Irkçılık nedeniyle otobüste insanların farklı yerlere oturtulduğu günler bile oldu. Ama benim umudum var. Küresel meselelere teknolojiyle erişiyor ve daha duyarlı hale geliyoruz. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ben de.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ