Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Sharon Begley: Konu babalar değil babaanneler

        SHARON BEGLEY - REUTERS BİLİM EDİTÖRÜ / HABERTÜRK PAZAR

        Peki hayatım, ne zaman bana torun vereceksiniz?” Bu soru her dilde ve her dönemde sorulur. Bunun böyle olduğunu Darwin de onaylayacaktır. En azından “büyükanne hipotezi” doğruysa. Bu fikre göre, menopoz sonrasında hayatta kalarak çocuk yapma çağı geçen kadınların – diğer primatlar arasında bir istisna olarakçocuklarının çocuklarıyla ilgilenmesinin nedeni, bu sayede çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyerek yetişkin haline gelme ihtimallerinin artmasıdır. Doğal seleksiyon, bireyin kendi genetik özelliklerini sonraki kuşaklara aktarma ihtimalini yükselten davranışları tercih eder. Bu yüzden kadınların torunlarına yardımcı olacak kadar yaşaması evrimsel bir adaptasyondur.

        Öte yandan, bazı çalışmalar öne sürüldüğü gibi yakınlardaki bir büyükannenin, torunların yaşam şansını gerçekten yükselttiğini gösterse de başka çalışmalarda böyle bir faydaya rastlanmadı. Cambridge Üniversitesi’nden biyolojik antropoloji uzmanı Leslie Knapp ve onun lisansüstü öğrencisi Molly Fox, birkaç yıl önce, araştırmalardaki bu tutarsızlığın genetiğin temel gerçeklerine dayanıp dayanmadığını merak etti. Zira X kromozomunun ebeveynlerden çocuklara geçişindeki kimi özellikler nedeniyle, büyükanneler bazı torunlarıyla diğerlerinden daha yakın akraba olabilir! Bu konu, kadınlar iş hayatında giderek daha fazla yer aldığı için de önemli. Zira özellikle aile bağlarının güçlü olduğu toplumlarda son birkaç kuşağın önemli bölümünü büyükannelerin yetiştirdiği malumunuz.

        BABAANNENİN ERKEK TORUNLA X AKRABALIĞI YOK!

        Kromozomlara dönelim... Bütün kadınlar gibi bir babaannenin de iki X kromozomu var. Bunlardan birini oğluna geçirir. Erkek çocuk Y kromozomunu da babadan alacaktır. Zaten erkek olmasının nedeni de budur. Bu erkek büyüyüp baba olduğunda annesinden aldığı ve sahip olduğu tek X’i kızına geçirir. Oğlunaysa Y kromozomunu geçirecek ve oğlanda babaanneden gelen X olmayacaktır. Anneanne de sahip olduğu iki X’ten birini kızına geçirir ve bu X’in kızının çocuklarına geçme ihtimali bu çocukların cinsiyeti ne olursa olsun yarı yarıyadır. Dolayısıyla anneannenin X’inin torununa geçme ihtimali de yarı yarıyadır. Basit bir matematik işlemi, anneannelerin torunlarıyla aralarındaki “X akrabalığının” yüzde 25 olduğunu gösterebilir. Knapp bu durumu şöyle açıklıyor: “Babaannelerin kız torunlarıyla X akrabalığı ihtimali iki kat fazlayken (yüzde 50) erkek torunlarıyla X akrabası olma ihtimalleri hiç yoktur (yüzde 0).” Ortada 23 kromozom varken bunlardan sadece birine, X’e yoğunlaşmak saçma görünebilir. Fakat X’te 1.529 gen bulunuyor ve bu miktar tüm genlerimizin yüzde 8’ini oluşturuyor. Üstelik bunlardan bazıları zekâ ve doğurganlık gibi üreme başarısını etkileyebilecek özelliklerle ilgili.

        43 BİN ÇOCUK İNCELENDİ

        Bunun üzerine, hem anneanneler ve babaanneler hem de her iki cinsiyetten torunların incelendiği büyükanne hipoteziyle ilgili daha önceki pek çok tutarsız deney bir araya toplandı. “X akrabalığı derecelerinde farklılıklar bulunduğunu göz önüne alarak verilere genetik bir perspektiften bakmaya karar verdik” diyor Knapp. “Genlerimiz kime yakınsa onu daha çok benimsemek evrimsel açıdan avantaj sağladığı için, evrim, kendisiyle X akrabalığı bulunan torunlarına yatırım yapan kadınları tercih etmiş olmalıydı.”

        Knapp, Fox ve çalışma arkadaşları, Japonya ve Malavi’nin tarımla uğraşan köylerinden Almanya ve Kanada’daki kasabalara, 1600’lerden bugünlere kadar 7 geleneksel topluluktaki 43 bin çocuğun hayatta kalma verilerini analiz etti. “En vurucu etki, babaannede ortaya çıktı” diyor Fox. Bu 7 topluluktan 6’sında, babaannenin yakınlarda bulunmasının kız torunların (yüzde 50 X akrabalığı ihtimali) hayatta kalma oranını 4.5 kata kadar arttırdığı görüldü. Ancak aynı durum bilinmeyen bir nedenle erkek torunların (yüzde 0 X akrabalığı) hayatta kalma oranını yüzde 8 ila yüzde 29 oranında düşürüyordu. Erkek torun anneannesiyle yaşarsa (yüzde 25 X akrabalığı) hayatta kalma şansı babaannesine oranla çok daha yükseliyor. Bu 7 topluluktan 4’ünde, kız torunun hayatta kalma ihtimali, babaannesiyle birlikte yaşadığında (yüzde 50 X akrabalığı) anneannesiyle yaşamasına göre artıyor (yüzde 25 X akrabalığı)

        BU YAZIYI ORTALIKTA BIRAKMAYIN

        Başka bir deyişle, büyükannenin etkisi DNA’yı mükemmel bir şekilde takip etmiş. Bilim insanları, İngiltere’de yayınlanan biyoloji bilimleri dergisi Proceedings of the Royal Society B’de “X akrabalığı ne kadar yüksekse, büyükannenin o çocuğun hayatta kalma ihtimali üzerindeki yararlı etkisi de o kadar fazla oluyor” diye yazıyor. Bu korelasyonun 4 kıta ve 4 yüzyıl boyunca sürmesi bunun kültürel değil biyolojik bir bağlantı olma ihtimalini güçlendiriyor.

        Peki ama nasıl? Büyükannelerin bilinçli olarak erkek ya da kız torunlarına veya kızlarının ya da oğullarının çocuklarına farklı davrandığını gösteren hiçbir delil yok. En iyi tahmin torunların, büyükannelerine genetik benzerlik ya da bir feromon (vücut dışına salgılanan hormon) yoluyla bir işaret yollamasıdır. Büyükanne bu sayede torunları arasında hangilerine daha çok yatırım yapacağı kararını verebilir. Büyükanneler elbette bu tuhaf düşünceden irkilecektir. Dolayısıyla, okurların bu yazıyı bayram ziyaretlerinde ortalıkta bırakmamaları önerilir!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ