Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Farklı cehennem imgeleri üzerine! Paulo Coelho yazdı...

        PAULO COELHO / HABERTÜRK PAZAR

        Dinlerin çoğunda ‘ceza yeri’ adıyla anılan bir şey vardır; ölümlü ruh topluma karşı işlediği belli suçlar nedeniyle buraya gönderilir (görünen o ki, her şey bireye değil topluma göre değerlendirilmektedir). Dahası her din kendine özel bir işkence evreni imgesi de yaratır: Bu kapısında üç başlı bir köpeğin beklediği ve kimsenin çıkmasına izin vermediği bir nehrin en uzak kıyısı da olabilir, cezalı ruhları kendi ağırlığıyla ezen bir dağın altındaki oyuk da.

        Yunan mitolojisinin kahramanlarından, ateşi tanrılardan çalıp insanlara veren Prometheus için cehennem, o bir kayaya zincirliyken her gün bir kartalın gelip karaciğerini söküp yemesidir. Jean-Paul Sartre ise “Gizli Oturum (Huis Clos)” oyununda ‘cehennem başkalarıdır’ der. Jorge Luis Borges, bir şiirinde yaşamdan sonra bizi neyin beklediğine dair müthiş bir betimleme yapar: Sonsuza dek sizi dikkatle izleyen bir yüz. Bazısı için bu yüz bir cennettir çünkü sevdiği birinin yüzü olabilir ama bazısı için cehennem olacaktır zira sebepsiz yere acı verdiği birinin yüzüne sürekli bakmak zorunda kalacaktır.

        GÜNÜN BİRİNDE...

        En ilginç betimlemelerden biri ise bir Arap kitabında yer alır: Burada anlatılana göre ruh bedeni terk ettikten sonra bıçak sırtı gibi incecik bir köprüden geçmek zorundadır; köprünün sağ tarafında cennet, sol tarafında dünyanın içindeki karanlığa doğru inen bir çukur vardır. Köprüyü geçmeden önce (kitapta köprünün nereye uzandığı söylenmiyor) herkes sağ eline erdemlerini sol eline günahlarını alır ve köprüyü geçerken, dünyadayken yaptıkları sonucunda hangisinin daha ağır bastığına bağlı olarak iki taraftan birine doğru yuvarlanır.

        Hıristiyanlık, ağıtların ve diş gıcırdatmalarının olduğu bir yerden bahseder. Musevilik sadece belli sayıda ruhun sığabileceği bir mağara tasvir eder – günün birinde bu cehennem tamamıyla dolacaktır ve o gün dünyanın sonu gelecektir. İslam ise ‘Tanrı aksini istemedikçe’ hepimizin yanacağı bir ateşten bahseder. ‘Dinler Sözlüğü’ne bakılırsa, İsa’nın döneminde Musevi inancına bağlı bazı akımlar kötü ruhların öldükten sonra Gehenna denilen bir yerde cezalandırılacağına inanıyordu – Gehenna ismi ilhamını Kudüs yakınlarında bulunan ve çevredeki köylerin çöplerini yaktığı bir yerden alıyordu. Ancak Gehenna’da sonsuza dek süren cezalardan bahsedilmiyordu. En uzun cezalandırma süresi 365 gündü.

        Hindularsa cehennemi hiçbir zaman sonsuz işkence yeri olarak görmez, çünkü onlar ruhlarınun ölümden belli bir süre sonra tekrar dünyaya geleceğine ve günahlarının cezasını o günahları işledikleri yerde yani bu dünyada çekeceklerine inanır. Ama yine de Hinduizm’de de genellikle ‘derinliğin dibi’ diye adlandırılan en az yirmi bir azap çekme yeri vardır.

        AÇ VE SUSUZ KRALLIK

        Budistler de bir ruhun karşı karşıya kalacağı farklı ceza yerlerinden bahseder; sekiz yakıp kavuran ve sekiz de donduran cehennemin yanı sıra lanetlenmiş ruhun ne sıcağı ne de soğuğu hissettiği sadece sonsuz bir açlık ve susuzluk çektiği bir de krallıktan bahseder.

        Ama hiçbirisi geniş bir cehennem yelpazesi yaratan Çinlilerle rekabet edemez. Birçok kültür cehennemi, ölüm, gömülme, çürüme ile ilişkilendirerek yerin altına, en derinlere yerleştirirken Çinliler günahkârların ruhlarının çevresi Büyük Duvar adlı sıra dağlar tarafından çevrilen Küçük Demirden Duvar olarak bilinen sıra dağlara gittiğine inanır. Bu iki sıra dağ arasında kalan bölgede üst üste dizilmiş en az sekiz büyük cehennem vardır. Bu cehennemlerin her biri altında on altı daha küçük cehennemi ve bunların her biri de altında onar milyon cehennemi kontrol eder. Dahası Çinlilere göre şeytanlar, cezasını çekip bitirmiş, büyük ıstıraplar çekmiş ve şimdi bunun intikamını alma arzusu duyan ruhlardır, bu yüzden de yeni gelenleri çok daha acımasız işkencelerle cezalandırırlar. (Çeviren: Mine Akverdi Denktaş)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ