Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Selin ÖZAVCI/ HT CUMARTESİ

        Seyahat ettiğin şehri dibine kadar keşfet!

        Ramazan, bayram, patlamalar ve püskürttüğümüz darbe girişimi derken zor bir yaz oldu. Ama yaz bitmedi. Kalan güneşli günler ikinci bahar gibi bir “ikinci yaz” olsa... Sakin bir tatil için turistik cazibe merkezlerinden uzak durarak, kalabalığın arasına ‘oralıymış’ gibi karışabilirsiniz... Yerlilerin kendi şehirleri hakkında yeme içmeden eğlenceye, gezmeden alışveriş önerilerine kulak vererek turist tuzaklarından sıyrılacağınız bir seyahat deneyimi yaşamak çok daha cazip değil mi?

        Dünyanın herhangi bir yerinde insanın kendisini güvende hissetmesinin pek de kolay olmadığı bu dönemde; kalabalık turist kafileleriyle birlikte turistik çekim merkezleri arasında mekik dokumak birçoğumuza eskisi kadar cazip gelmiyor. Birçok gezgin için artık turistik merkezleri görmek yerine nispeten mütevazı ve aslında seyahat edilen kentin kültürüne ait daha gerçek hikâyeleri olan, şehrin lokallerinin önerdiği mekânları keşfetmek çok daha çekici...

        İlk defa gideceğiniz bir şehirde sadece size sunulanı görmek, gezmek, yemek yerine; lokalleriyle, onlardan biriymiş gibi şehri deneyimlemek, özetle şehri kılcal damarlarına kadar keşfetmek çok daha heyecan verici değil mi? Popülariteleri gittikçe artan web adresleri ve/veya uygulamalar sayesinde; sabah kahvaltısından akşam yemeğine şeflerin ya da sıradan insanların masalarına konuk olmak, fotoğraf çekiminden bisiklet gezilerine hafta sonu eğlencelerine dahil edilmek, şehrin kalabalığından uzak semtlerde sanatçıların bir araya geldiği atölyelerde workshoplara katılmak, öne çıkan alışveriş merkezleri yerine tasarım butikleri ya da zanaat ustalarının dükkânlarını keşfedip oralardan alıveriş yapmak, çocukla seyahat edenler için en uygun mekânları öğrenmek, geceleri eğlence için ünlü kulüplere gitmek yerine yeni insanlarla tanışıp onların partilerine katılmak ya da mahalle barlarını elinizle koymuş gibi bulmak yani akla gelebilecek her türlü şehir deneyimini keşfetmek mümkün. Bunun için internetin nimetlerinden faydalanıp, şehirlerini ziyarete gelecek turistlerle deneyimlerini paylaşmayı dört gözle bekleyen ‘oralı’larla tanışın...

        Benim de gönüllü yazarlarından biri olduğum Estonya çıkışlı Like a Local Guide (likealocalguide.com) isimli girişimden bahsedeceğim önce... Burada Barcelona’dan İzmir’e, İstanbul’dan New York’a 256 şehirden (şimdilik) 3282 yazar, kendi şehirleri hakkında önerilerde bulunuyor. Çoğunluğu turist cazibe merkezi listelerinde yer almayan (o listelerde yer alsa bile bahsi geçen mekânları sevme nedenleriyle anlattıkları için daha sevimli gelen) mekânlardan eğlence alternatiflerine birçok adres keşfetmek mümkün oluyor. Elbette önerilen her adres şehrin ücra noktalarında, mahallenin takıldığı bar tadında değil! Ama en azından şehrin gerçek sahiplerinin de oralarda bulunmaktan keyif aldığı konusunda içiniz rahat oluyor. Esas eğlenceli yanıysa orada yaşayanların asla yapmayacağı hatalardan sadece turistlerin yapabileceği yanlış seçimlere kadar birçok konu hakkında öneri yazılarının da yer alması. Tabii bir de sınırlı sayıda kişinin katılabileceği şekilde düzenlenen; semtleri bisikletle keşfetmek, bira turu yapmak, şehrin hayaletli binalarını dolaşmak gibi temalı turlarına mutlaka göz atmalı.

        Amsterdam çıkışlı Spotted by Locals adresinde de (spottedbylocals.com) Avrupa ve Kuzey Amerika’dan toplam 66 şehre dair keşfedilmeyi bekleyen noktalar, değerlendiriliyor. Yine lokal kişiler tarafından önerilen yeme-içme mekânlarından kültür sanat adreslerine birçok başlık altında öneri görmek mümkün. İşi bir adım daha ileri götüren Leap Local (leaplocal.org) ise popüler Avrupa şehirlerinden ziyade daha küçük, daha geri planda kalan ya da daha alternatif turizm noktalarında yaşayanların yazdıkları yer alıyor. Öneriler ise yeme-içme mekânları ya da kültürsanat aktiviteleri değil yine orada yaşayanların organize ettiği dalış, bisiklet, vahşi yaşam gibi macera programları oluyor.

        Ailece seyahat edenler için ilk network olarak lanse edilen Knok (knok.com) airbnb (airbnb.com) gibi tatilde bir başkasının evinde konaklama mantığı üzerine kurulu. Benzerlerinden ayrıştığı nokta sadece çocuklu ailelerin evlerini değişmesi üzerine kurulu olması. Böylece tatil yapacağınız şehirde çocuğunuz için arayacağınız birçok detay lüks olmaktan çıkabilecek, sahiden de büyük rahatlık!

        LOKALLERLE YE, İÇ, EĞLEN!

        Tatile gittiğiniz şehirde sadece konaklama, sosyal aktivite, geziler için orada yaşayanlardan öneri almanın yanı sıra kendileriyle buluşup yiyip, içip eğlenebilirsiniz de... Şehri deneyimlerken yine oralı insanlardan keşif ve aktivite önerileriyle desteği almanızı sağlayan Vayable (vayable.com); dünyanın 150 şehrinde aktif olarak yemek tutkunlarını bir araya getirerek özgün lezzetleri yine oralı aşçılar sayesinde deneyimlemeyi sağlayan Eatwith (eatwith.com), Cookening (cookening.com) ve Eatfeastly (eatfeastly.com) da göz atmaya değer adresler. Tabii bir de bulunduğunuz şehirde yeni insanlarla tanışıp onlarla birlikte partilemenize olanak sağlayan Party With a Local (partywithalocal.com) topluluğu var ki, başlı başına bir başka yazı konusu...

        İZMİR'DEDOĞAYAKAVUŞMA

        İzmir’de tatil sadece yüzmek ve güneşlenmekten ibaret değil. Doğayla iç içe, farklı tatil ve gezi arayışlarına alternatifler sunan, maviyle yeşilin buluştuğu pek çok noktası var...

        İ zmir, ‘kaçış ve yeniden başlama’ şehirleri arasında hep ilk sırada yer alıyor! Büyük şehirde yaşama avantajının yanı sıra isterseniz sessiz, sakin bir balıkçı kasabasına ya da bir Ege köyüne kısa zamanda ulaşma imkânı tanıyor. Popüler tatil mekânları Çeşme’den Alaçatı’ya, yavaşlığın makbul olduğu sakin yerler Urla’dan Seferihisar’a, yazlıkçı klasikleri Ilıca’dan Karaburun’a ya da Karşıyaka’nın yakın tatil beldeleri Dikili’den Foça’ya her tarza ve beklentiye göre bir hafta sonu kaçamağı ya da tatil planı yapmak mümkün. İzmir’de tatil sadece denizgüneş ve plaj üçlemesinden ibaret değil üstelik... Doğa yürüyüşlerinden antik şehirleri keşfetmeye, dalıştan rüzgâr sörfü veya doğa fotoğrafçılığına kadar birçok spor ve hobiyi yapmaya olanak sağlayan seçenekler de mümkün.

        SualtınDA renkli dünya

        Karaburun Yarımadası, dalış sporuna gönül verenler için vazgeçilmez adreslerden biri. Açık denize dönük konumuyla, denizi son derece temiz ve özel olan Karaburun, girintili çıkıntılı yapısı nedeniyle de doğal koylar bakımından muazzam bir zenginliğe sahip. Pek çok dalış noktasıyla yeni başlayanlardan tutun da profesyonellere kadar her seviyeden dalış sporcusu için özel bir bölge. Karaburun’un doğal yapısı ayrıca sualtı fotoğrafçılığı için de cömert! Ender rastlanan bir hayvan çeşitliliği olan yarımadaya yapay resif oluşturmak ve dalış turizmine katkı sağlamak için, İzmir Körfezi’nde 40 yıla yakın zamandır hizmet veren 9 Eylül ve Alabey vapurları, Büyükada ve Küçükada açıklarında yakın zamanda batırıldı. Keşfedilmeyi bekliyor.

        Sasalı Türkiye’de ilk

        Çiğli Sasalı’daki 425 dönümlük alanda kurulu olan Türkiye’nin ilk Doğal Yaşam Parkı, 425 bin metrekare alan üzerinde 125’ten fazla türde 1500’e yakın hayvanı ve 250’den fazla bitki türünü bünyesinde barındırıyor. Hayvanların kendileri için özel olarak doğal ortamlarındakine benzer hazırlanan ortamda yaşadığı; binlerce ağaç ve bitki çeşitliliğinin bulunduğu parkta ayrıca büyük gölet fıskiyeler, mini şelaleler, adacıklar ve etrafında bulunan yeşil alanlar yaratılmış.

        Doğa yürüyüşü için Nebiler

        İzmir’in tatil beldelerinden Dikili’deki Nebiler Köyü ve Şelalesi doğal güzelliği ve sağladığı trekking parkuruyla, tatil anlayışı ‘deniz - güneş - plaj’ üçlemesinden farklı olanlara da cazip geliyor. Doğal serinlik sağlayan ağaçlar arasında ilerleyen yürüyüşçüler, Aşıklar Şelalesi’ne erişen rotanın devamında da patikaları takip ederek yola devam edebiliyor. Nebiler Şelalesi’nin bir diğer isminin Aşıklar Şelalesi olmasının da bir nedeni var elbette! Hikâyeye göre peri padişahının kızı Sümeyra, Yörük Ali’ye âşık olur ama padişah kızının bir ölümlüye âşık olmasını kabul edemez. Padişah, Nebiler Vadisi’ndeki bir çınarın altında buluşan âşıkları, yakalatıp kızının sevgilisini öldürtecekken çınar yarılır ve sevgilileri içine alır; aşklarının sonsuza kadar sürmesi için de bir şelaleye dönüşürler... Civarda görülmesi gereken bir doğal güzellikse yine aynı padişahın, kaybettiği kızı için kapanıp gözyaşı döktüğü; şelalenin yukarısında yer alan Ağlayan Mağara.

        Kuş Cenneti

        İzmir gibi bir metropol içinde 40 bin hektarlık alanda 300’e yakın kuş türüne ev sahipliği yapan Gediz Deltası, doğanın bir armağanı... İzmir Kuş Cenneti ya da Sasalı Kuş Cenneti olarak bilinen bölgenin yarısı sulak alandan oluşuyor. Su kuşlarının yanı sıra mevsime göre göç yolları bölgeye düşen kuşlar da canlı çeşitliliğine ekleniyor. Bölgenin daimi misafirlerinden flamingoları görmek için bile gitmeye değer olan Kuş Cenneti, gözlem ve fotoğrafçılık için de bulunmaz bir ortam. Bölgede sadece yüzlerce çeşit kuşları değil tilki, tavşan, porsuk, çakal ve gelincik gibi bazı memelileri de görme şansınız var.

        Homeros’Tan Foça’ya

        Foça civarındaki Orak Adası’nın batısında yer alan Siren Kayalıkları, mitolojik hikâyesiyle büyüsünü günümüzde de koruyor... Foça Limanı’ndan hareket eden tekne turlarına katılarak görülebilen kayalıklar isimlerini, Odysseus’un Homeros Destanı’nda bahsedilen etkileyici güzellikteki; yarı kuş yarı insan ve denizcileri büyüleyen güzellikteki Siren’lerden alıyor. Efsaneye göre ıslığa, uğultuya benzeyen sesleriyle buradan geçen denizcileri etkiliyor ve yollarını şaşırtıp kendilerine doğru çekiyorlar. Günümüzde hâlâ Akdeniz foklarının dinlenme alanı olarak korunan ve çevresinde yüzmenin yasak olduğu kayalıklardan duyulan Siren’lerin şarkısı olarak efsaneleşen seslerin aslında fokların uğultusu olduğu da söylenir. Tekneyle yapacağınız Foça turunda, Tim Buckley’in ‘Songs to the Siren’ isimli şarkısını dinleyerek iyice, mitolojik havaya girebilirsiniz. Hazır Foça civarındaki adaları gezmeye çıkmışken, antik yerleşimden mezar odası, su kanalları, Kybele kabartmaları ve tapınak gibi kalıntıların da bulunduğu İncir Adası çevresini de atlamayın.

        Başka nereler var?

        Sığacık - Seferihisar

        Sakin şehir unvanlı Seferihisar’ın yanıbaşındaki Sığacık (Teos), şehrin en özgün kaçamak noktalarından biri. Özellikle pazar günleri, buranın sakinlerinin elleriyle doğal malzemelerden yaptıkları reçeller, tatlılar, turşu ve salçalar gibi gıda ürünlerini sattıkları pazar yerinin yanı sıra antik kalesi, kır gazinoları mutlaka görülmeli.

        Bozdağ - Ödemiş

        1150 metrelik yüksekliğiyle Ödemiş’teki Bozdağ Yaylası asırlık çınar ağaçları, meşe ve çam ormanlarıyla İzmirliler için doğayla kucaklaşma yerlerinden biri. Kışları dağcılıkla ilgili sporlara yazları ise serin ortamıyla dinlenmeye olanak sağlayan yayla doğal bitki örtüsüyle de öne çıkıyor.

        Şirince - Selçuk

        Dağlar arasındaki vadide kurulu olan Şirince Köyü’ne varmak için geçeceğiniz yollar içinizi açmaya yeter. 150 yıllık tarihi, özgün lezzetleri ve özellikle de şaraplarıyla şehrin vazgeçilmezlerinden biri...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ