Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Kent efsanesi ama hakikat

        Ayşe ÖZEK KARASU / HT PAZAR

        Muhtemelen kent efsanesi ama ırkçı ve ayrımcı toplumsal gerçekler zemininde bakarsan ayakları yere sıkı basan bir efsane. Ta yarım asır önce hayata veda eden Amerikalı oyuncu ve şarkıcı Dorothy Dandridge’in başından geçen bir hikâye. Daha doğrusu, Halle Berry’nin Dandridge’i canlandırdığı TV filminde anlatılan hikâye. Las Vegas’taki bir otelde Dandridge’in ayağı suya değdi diye havuzun suyu olduğu gibi boşaltılmış ve şöyle iyice ovularak “temizlenmişti” o havuz... Ya da “siyahilikten” arındırılıp “aklanmıştı” diyelim.

        İşte Rio Olimpiyatları’nda Amerikalı siyahi yüzücü Simone Manuel’in 100 metre serbestte, Kanadalı Penny Oleksiak ile birlikte altın madalyaya dokunduğu an bu nedenle çok önemliydi.

        Manuel, olimpiyat şampiyonluğuna ulaşan ilk Afro-Amerikan kadın yüzücüydü (Cullen Andrew Jones Pekin’de, altın alan ilk siyahi erkek yüzücü olarak olimpiyat tarihine geçmişti). Manuel’in şaşkınlık, sevinç ve gözyaşları unutulmazdı. Hafızalar hemen işledi ve “Ayağı suya değdiği için havuzu boşaltmışlardı. Şimdi altın madalya aldığı için önünde eğiliyorlar” caps’leri yayılmaya başladı sosyal medyada.

        Berry’nin oynadığı HBO filminde sahne şöyleydi: Last Frontier otelinin havuz mahallinden derhal ayrılması buyurulan Dorothy Dandridge inadına ayağını daldırıyor ve suları sıçratıyordu ortalığa. Sonraki sahnede de boşaltılmış havuzun temizlendiğine tanık oluyordu. Siyahi işçiler tarafından temizlendiğine.

        HAVUZA KEZZAP

        Peki bu hikâye neden kent efsanesi, fakat aynı zamanda hakikat? Öncelikle 1950’lerden beri kuşaktan kuşağa aktarılan olayın ilk elden tanığı yok. Aynı hikâyenin başka sanatçılara atfedilerek anlatılmışlığı da var. Mesela bir rivayete göre meşhur Sammy Davis Jr. New Frontier’in havuzuna girince otel müdürü suyu boşalttırıp temizlik yaptırmıştı. Ayrıca Harry Belafonte versiyonu da mevcut.

        Hikâyenin aslı var ya da yok, 1950 ve 60’larda siyahilere havuz yasağı olduğu bir hakikat. Milyonlarca Amerikalıyı eğlendiren, zafer sevinci yaşatan siyahi sanatçılar ve sporcular onca şan ve şöhrete rağmen ikinci sınıf yurttaşlardı. Otobüste oturduğu yeri bir beyaza terk etmesi gerekenler sadece Rosa Parks’lar değildi. Havuzlar ise sadece beyazlara aitti, siyahilere yasaktı. Öylesine yasak ki, 1964 yılında Martin Luther King Jr. bir lokantanın beyazlara ayrılan bölümüne girdiği için tutuklanıyor, siyahi aktivistler de topluca motel havuzuna atlayarak olayı protesto ediyor. Ve motel sahibi protestocuları çıkarmak için havuza kezzap döküyor...

        Dandridge Hollywood yapımlarında oynayan, Las Vegas’ta sahne alan bir sanatçıydı. En iyi kadın oyuncu Oscar’ına aday gösterilen ilk siyahi oyuncuydu aynı zamanda. O çok şeker caz sesi, yorumu ve dansına rağmen yıldızı yeterince parlatılmamıştı. Ve henüz 42 yaşında hayata veda etti. Ölümü şüpheliydi, çünkü iki ayrı raporda farklı ölüm nedenleri belirtiliyordu.

        Las Vegas’ta sahne alan çok daha parlak yıldızlara da yasaktı havuzlar. Sadece havuz mu? O unutulmaz Ella Fitzgerald’lar, Louis Armstrong, Nat King Cole ve Lena Horne’lar sahneye çıktıkları casino otellerinde değil yatıya kalmak, ön kapısından bile giremezlerdi içeri. Sahne kapısı yoksa mutfak kapısıydı geçiş yolları. El Rancho, Flamingo gibi sükselimekânları tıka basa dolduruyor, şov bitince yine arka kapılardan çıkıp kiralık odalarda konaklıyorlardı.

        Ve bu çirkin tarih nelere yol açtı biliyor musunuz? Irklara eşit haklar tanındıktan sonra da siyahiler havuzdan mahrum kaldı. Çünkü beyazlar suyu paylaşmak yerine halk havuzlarını kapatmayı tercih ettiler. Siyahileri suya “bulaştırmamak” için şehir kulüplerinde havuz sefasını icat ettiler. Böyle dışlana dışlana siyahiler sudan, yüzmekten korkar oldu. Adeta DNA’larına işlendi. Çünkü bugün bile Amerikalı siyahi çocukların yüzde 70’i yüzme bilmiyor. Hadi bilmemesi önemli değil diyelim. Ölüyorlar da. Siyahi çocukların boğulma oranı beyaz çocukların üç katı. Onun için Simone Manuel’in zaferi çok önemli.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ