Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Dilara Kurt, Kök Hücre (İlik) nakli için yardım bekliyor

        Aykut Kurt ve Dilara Kurt. 2013 yılında kök hücre arayan kanserli insanlar için başlattıkları #belkidesensin isimli sosyal girişimcilik projesi bugün kaderin cilvesi olarak kendilerinin en büyük destekçisi konumuna geldi. Dilara'ya 2015'de hamileliği sırasında Lenf Kanseri teşhisi konulurken herşey Aykut ve Dilara çifti için o andan itibaren değişti. Yaklaşık 8 aydır tedavi gören Dilara, Türkiye'deki binlerce hasta gibi kendisine uyumlu olan kök hücrenin bulunmasını bekliyor.Belki de Sensin şu an yurt genelinde 60 şehirden 1000’in üzerinde gönüllüsü bulunan, ulusal çapta yayın organlarında kendine yer bulmuş, onlarca kurumsal destekçisi bulunan bir gönüllü topluluk haline gelmiş durumda. Ayrıca kök hücre konusunda resmi kurumlar olan Kızılay, Sağlık Bakanlığı, İstanbul Kemik İliği Bankası, Ankara Kemik İliği Bankası ve Alp Şen Vakfı ile ortak çalışmalar yürütmektedir. 'Belki de Sensin' Projesi Kurumsal İlişkiler Sorumlusu Lütfiye Genco ile birlikte bu süreçte Dilara'nın en büyük destekçisi olan eşi Aykut Kurt, kurdukları 'Belki de Sensin' in kuruluşu aşamasını şu şekilde anlatıyor:

        80 MİLYONLUK ÜLKEDE 180 BİN DONÖR

        '2013 yılında belki sizler de hatırlarsınız 'Efe'ye ilik lazım' diye sosyal medya sitelerinde paylaşımlar gördüm. Birkaç ay sonra bu paylaşımlar tekrar karşıma çıktı ve ardından geçen zamanda Efe kendisine gerekli kök hücre bulunamaması nedeniyle hayatını kaybetti. Ardından yazılan yorum ve tepkilere göz gezdirdiğim zaman herkesin üzgün fakat insanların sadece üzüntüleri ile başbaşa olduklarını, bunun da kök hücre bekleyen hastalara bir yararının olmadığını farkettim. İnsanların da bu hastalık üzerine bilgili olmadığını görünce hem insanları bilgilendirmek hem de zor durumda olan hastalara yardımcı olmak için eşim Dilara ile bu projeyi başlatmaya karar verdik'.

        Kök hücre arayan hastalar için neler yapabilirim?

        Türkiye'deki donör sayısının yetersizliğinden yakınan Kurt 'Türkiye'de donör sayısı 2013 yılında yaklaşık 30-40 bin civarında iken bugün 180 bin civarında. Peki bu yeterli mi? Tabiki de hayır. Türkiye'de kök hücre nakli bekleyen binlerce hasta bulunuyor. Diğer kök hücre bankasına ek olarak Türkök projesi sayının artmasına büyük katkıda bulunuyor. Ayrıca tüm bankalarda tüm kanlar işleniyor. Bundan sonra da artık iş bize kalıyor' diye konuştu.

        KÖK HÜCRE BEKLEYEN HASTAYI ÇEKİN SİLAHLA VURUN

        Belki de Sensin'in bilinçli donör adaylığı için çalıştığını belirten Kurt 'Bilinçli kelimesinin de üzerine basmak istiyorum. Kök hücre nakli süreci son derece önemli bir süreç ve sonuna kadar da devam ettirilebilmesi lazım. Bazen mucizevi bir şekilde bir eşleşme oluyor ve donör sahibi korkup vazgeçebiliyor. İşte o anda kök hücre nakli bekleyen hasta çok büyük bir travma geçiriyor. Bunu yapacağınıza o hastayı çekin silahla vurun. Arasında hiçbir fark yok' diyerek durumun hassasiyetini ortaya koydu. 'Ben kan göremem, iğne acısına dayanamam' gibi çeşitli bahaneler üreten insanların da olduğunu belirten Aykut Kurt 'Pekiküçücük çocukların tedavi süresince neler çektiklerini, hangi aşamalarda tedavi olduklarını biliyorlar mı? Bizim tedavimiz 8-9 aydır devam ediyor. 10 yıldır tedavi gören insanlar var ve bu tedaviler çok ağır. Her bünye bu acıları kaldıramıyor. İnsanlarımız lütfen biraz empati kursunlar' şeklinde konuştu.

        PEKİ DONÖR NASIL OLUNUYOR?

        'Kemik iliği' lazım' diyince insanlara korkutucu geliyor, kök hücre dendiği zaman ise insanlar ürkmüyor. Bu yüzden insanları ürkütmemek için işe kullandığımız dili yumuşatarak başlıyoruz diyen Aykut Kurt 'kök hücre kalça kemiği üzerinden matkap benzeri bir alet yardımıyla alınıyor, kök hücremiz alınırsa felç oluruz' gibi yanlışları da düzeltmek istediğini belirtti. Donör olma kritlerlerinin 'Kalıtsal bir hastalığınızın olmaması, 18-50 yaş aralığında olmak ve kalıtsal bir kan hastalığı geçirmemek' olarak belirlenirken Kadir geri kalan süreci şu şekilde özetliyor:

        'İstanbul'da Çapa Kemik İliği Bankası'nda, Ankara'da Ankara Üniversitesi Kemik İliği Bankası ve Kızılay Kan Merkezleri'ne gidip kan vererek donör adayı olma yolunda ilk süreç başlıyor. Kan veremeyecek durumda olanlar gidip bu olayı başka insanlara anlatarak aktarabilirler. Onların görevi orada başlıyor zaten. Sizden alınan ilk kan örnekleri sadece tahlil için alınıyor. Eğer bir eşleşme durumu olursa sizinle tekrar iletişime geçip hala donör olup olmadığınızı soruyorlar. Eğer o günün koşullarında herşey tamamsa kemik iliği sizden iki şekilde alınıyor. İlki Dünya'da %5 oranında olan anestezi altında kalça kemiğinizden ince bir şırınga kullanılarak alınıyor ve bu kesinlikle cerrahi bir müdehale değil. Diğer yöntem ise size 4 gün boyunca bir aşılama yapılıyor. Bu 4 günün sonunda sizi aferez cihazına bağlıyorlar. Bir kolunuzdan alınan kan cihazdan geçirilerek kök hücreleri toplanıyor. Ardından kök hücreleri süzülen kan diğer kolunuzdan size geri enjekte ediliyor. Kök hücreleriniz 2 gün içerisinde yüzde 80, 1 ay içerisinde ise tamamen yenileniyor. Yani siz vücudunuzdan hiçbirşey kaybetmiyorsunuz ve bu işlemlerin tamamı ücretsiz'.

        HAFTAYA DA YAŞARIM DEME ŞANSLARI YOK

        Kök hücre bağış noktaları

        YAŞAM HAKKINIZIN BAŞKALARININ ELİNDE OLMASI ZOR BİR HİS

        Her insan gibi biz de ister istemez zaman zaman umutsuzluğa kapılıyoruz. Yeri geliyor tün insanlara öfke hissediyorsun. Sitem ediyorsun 'Daha ne anlatalım, nasıl anlatalım derdimizi size' şeklinde. Bu duyguyu sadece yaşayan bilir. Şu an evdeki durum parçalı bulutlu. Son olarak Dilara'ya kendi kök hücrelerinden nakil işlemi gerçekleştirildi. Bu çoğu hasta üzerinde tedavi yöntemi ama bizim için sadece zaman kazanmaya yönelik bir hareket. Ekim ayına kadar nakil işlemi gerçekleşmek zorunda. Kimse bulunmazsa Dilara'nın abisinden yarı uyumlu kök hücre nakledilecek ama bu yöntem hem biraz daha riskli hem de tedavi süreci biraz daha uzun. Yaşama hakkınızın başkasının vicdanına kalması çok zor bir his. Bazen ister istemez olumsuz düşüncelere kapıldığımız oluyor. Fakat biz olumlu gelişmelerin yaşanacağına yürekten inanıyoruz.

        DİLARA'DAN MESAJ VAR

        Dilara hastalığı ile ilgilenen herkese öncelikle çok teşekkür ediyor. En çok istediği şey çocukların anneleri ile büyümesi. Bu konuda sadece kişisel değil genel anlamda çekirdek ailelerin birlikte büyümesini, yaşlanmasını istiyor. Sadece 'Çocuğumuz gece beni uyutmadı ya da çok bugün çok yaramazlık yaptı' gibi sevimli dertlerimiz olsun istiyor. Bunun için de herkesi en kısa zamanda donör olmaya davet ediyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ