Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Filmekimi’nde görülmesi gereken 10 film

        Arrival

        Bir önceki filmi “Sicario”da Hollywood usulü aksiyona derinlik ve kalite getiren Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve, bir bilimkurguyla karşımızda. Ted Chiang’ın öyküsünden sinemaya uyarlanan film, dünyaya gelen uzaylılarla iletişim kurmaya çalışan bir dilbilimcinin hikâyesini anlatıyor. Oyuncu kadrosunda Amy Adams, Jeremy Renner ve Forest Whitaker gibi yıldız isimler yer alıyor. Eleştirmenlerden yüksek notlar aldığını belirtelim.

        Ben, Daniel Blake

        (I, Daniel Blake) İngiliz yönetmen Ken Loach ve senaryo yazarı Paul Laverty, duygu sömürüsünden uzak, dokunaklı bir işçi sınıfı hikâyesiyle geliyor karşımıza. Geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nde birçok iddialı yapımın arasından sıyrılarak Altın Palmiye kazanan film, devlet yardımı almaya çalışan emekli bir marangozla, yalnız bir annenin bürokrasiye karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. Loach – Laverty ikilisinin son yıllardaki en iyi filmi olarak gösterilen “Ben, Daniel Blake”, insanî değerlerden uzaklaşan sistemin katılığına isyan niteliği taşıyor.

        Bir Ulusun Doğuşu

        (The Birth of a Nation) “Erken Oscar tahmini” yapanların adını anmadan geçmediği bir film... Nate Parker, yazıp yönettiği ve başrolünü oynadığı filmde 1831 yılında Virginia’da köle isyanının liderliğini yapan Nat Turner’in öyküsünü anlatıyor. Filmin adı, D.W. Griffith’in ırkçı yaklaşımı nedeniyle eleştirilen 1915 tarihli “Bir Ulusun Doğuşu”na gönderme niteliği taşıyor. Film dünya prömiyeri yaptığı Sundance Film Festivali’nde, hem İzleyici Ödülü’nü hem de Büyük Jüri Ödülü’nü kazandı.

        Florence

        (Florence Foster Jenkins) Stephen Frears’ın yönettiği “Florence”, zengin ama yetenek konusunda fakir soprano Florence Foster Jenkins’in gerçek hikâyesini getiriyor karşımıza. New York’lu, güçlü bir kadın olan Florence’ın şarkı söyleme aşkı ve sahneye çıkma ısrarının yarattığı sonuçları anlatan filmde Meryl Streep, gösterdiği performansla bir kez daha Oscar’ın önemli adaylarından biri. Filmde Hugh Grant ve “The Big Bang Theory”den tanıdığımız Simon Helberg’i de seyredeceğiz.

        Julieta

        Pedro Almodovar, tutku dolu kadın hikâyeleriyle karşımıza gelmeyi sürdürüyor. Nobel Ödüllü Kanadalı yazar Alice Munro’nun üç öyküsünden sinemaya uyarlanan film, Madrid’de sevgilisi Lorenzo’yla yaşayan 50’li yaşlarındaki Julieta’nın hikâyesini anlatıyor. Portekiz’e gidecek olan Julieta, yıllardır görmediği kızıyla ilgili beklemediği bir haber alınca yolculuğunu erteler ve geçmişte yaşadıklarını düşünmeye başlar. Bazı eleştirmenlere göre Almodovar’ın son yıllardaki en iyi filmi...

        Mezuniyet

        (Bacalaureat) Romen yönetmen Cristian Mungiu’yu “4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün” ve “Tepelerin Ardında” gibi Cannes’da önemli ödüller kazanan filmlerinden biliyoruz. Genelde genç kız öyküleriyle tanınan Mungiu, bu kez kızının İngiltere’deki bursunu kaybetmemesi için lise bitirme sınavlarında hile yapmaya karar veren bir doktorun öyküsünü anlatıyor. Önceki Mungiu filmlerinde olduğu gibi gerilim ve huzursuzluk duygusu, keskin bir toplumsal eleştiri ve akılda kalıcı karakterlerle buluşuyor.

        O

        (Elle) “Temel İçgüdü”, “Total Recall” gibi filmleriyle tanınan Hollandalı yönetmen Paul Verhoeven, Fransa’da çektiği yeni filminde Philippe Dijan’ın Türkiye’de “Vay...” adıyla yayımlanan romanını sinema uyarladı. Orta yaşlı bir işkadınının tecavüze uğramasının ardından gelişen olayları anlatan gerilim, Cannes’da eleştirmenlerin büyük övgüleriyle karşılandı. Başroldeki Fransız oyuncu Isabelle Huppert’in unutulmaz bir performans çıkardığı “O”, Filmekimi’nin en çok ilgi görmeye aday filmlerinden biri.

        Satıcı

        (Forushande) “Bir Ayrılık” ve “Geçmiş”le tanıdığımız İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin yeni filmi “Satıcı”, Cannes’da jürinin ödüllendirdiği filmlerden biriydi. En iyi senaryo ödülünü kazanan film, başroldeki Shahab Hosseini’ye de en iyi erkek oyuncu ödülünü getirdi. Arthur Miller’in “Satıcının Ölümü” adlı klasik oyununda görev alan genç tiyatrocu çift yeni bir eve taşınır ve bir akşam başlarına gelen korkunç olay sonrasında hayatları altüst olur. Farhadi, önceki filmlerinde olduğu gibi yine insan psikolojisinin karanlık noktalarında dolaşıyor.

        The Beatles: Eight Days a Week – Turne Yılları

        (The Beatles: Eight Days a Week – The Touring Years) Daha önce hiç yayınlanmamış görüntüleri içeren, iddialı bir Beatles belgeseli... ABD ve İngiltere’de geçtiğimiz hafta gösterime giren film, grubun ilk yıllarına odaklanıyor. 1960’ların başlarında çıktıkları 1000 günlük dünya turnesini, grup üyeleriyle yapılan yeni söyleşiler eşliğinde takip eden film, Beatles mucizesinin sırrını araştırıyor. Yönetmen ise “Rush”. “Apollo 13” gibi filmlerle tanıdığımız Amerikalı Ron Howard.

        Toni Erdmann

        Erdmann Alman yönetmen Maren Ade’nin yazıp yönettiği “Toni Erdmann”, Cannes Film Festivali’nde eleştirmenlerden tarihinin en yüksek yıldız ortalaması alan filmi olarak biliniyor. Anarşist bir babanın işkolik kızıyla yakınlaşmak ve onu değiştirmek için gösterdiği çabaları anlatan “Toni Erdmann”, seyirciyi yakalayan mizah duygusu ve içtenliğiyle öne çıkan bir film. Cannes’da FIPRESCI ödülünü kazanan ve Almanya’nın Oscar adayı olarak açıklanan film, son yılların en karmaşık ve duygusal aile komedisi olarak nitelendiriliyor.

        MEHMET AÇAR - HABERTÜRK PAZAR

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ