Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Çin’de beş bin yıllık ‘devler mezarlığı’
        1

        Çin’in doğusundaki Ciocia Köyü’nde arkeologların bulduğu mezarlıktaki kemiklerin ortalama boyu 1.8 metre. Uzmanların “Dev” olarak nitelediği bu kişiler, muhtemelen 2 metreye yakın boylarıyla ortalama bir kişiden çok daha iriydi. Gazete Habertürk'te yer alan habere göre, kemikleri inceleyen ekipten Şandong Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Fang Hui, “Bugün hayatta olsalardı bu insanlar muhtemelen 1.9 metreden daha uzun olurdu” dedi. Arkeologlar ise bu kişilerin savaşçı sınıfına mensup olabileceklerini ve iyi beslendiklerini gösterdiğini vurguladı. Bugün Çin’de yaşayanların ortalama boyu yaklaşık 1.7 metre civarında. Kazılarda, 104 ev kalıntısıyla Neolotik döneme ait birçok tarihi eser de toprak altından çıkarıldı.

        2

        400 YILLIK MEZARLIKTAKİ SIR

        İtalya'da bulunan, 1600'lü yıllara kadar kullanılan gizli mezarlar tekrar gündemde.

        3

        İtalya'nın Napoli kentinde yer altına inşa edilen gizli The Neapolitan Cult of the Dead mezarlığında çekilen bu görüntüler dehşet saçıyor.

        4

        Binlerce insan kafatasının yer aldığı gizemli mezar bir zamanlar veba yüzünden vefat edenler için toplu mezar olarak kullanılmış.

        5

        Kemik mezarlığı, günümüzde ibadet için de kullanılıyor. Binlerce ziyaretçi mezarlara hediye getiriyor.

        6

        Çünkü bu bölgede insanlar ve ölüler arasında bir bağlantı olduğuna inanılıyor. Hediyeleri getirenlerin bir sonraki yaşamında onlara ulaşacağına inanılıyor.

        7

        GÖZLERİNE İNANAMADILAR

        Çin'de yapılan arkeolojik kazılar sırasında uzmanlar, buldukları bir mezarı açtıklarında gördükleri karşısında gözlerine inanamadılar.

        8

        Altın, zümrüt ve kehribar gibi değerli madenlerle dolu olan mezar eski bir geleneğine göre defnedilmiş.

        9

        İşte o mezarın içinden çıkanlar...

        49

        Barın, yapmış olduğu açıklamada; "Arkadaşlar bu hazine tümüyle Truva Krallığından kalma, içlerinde ünlü Palladion , Baphomet , Repteliyan ve diğer heykeller ile kraliyet altınları ile mücevherlerin bulunduğu hazinedir. Allah'ın izniyle cumhuriyet ve dünya tarihinde devletimizin ve de bir devletin bir kerede kazanabileceği en büyük hazine olacak. Bize göre toplam piyasa değeri 500 trilyon ABD doları civarındadır" dedi.

        50

        Kısaca hazinenin hikâyesini anlatan Barın, "Adı E.B. olan yeni bir müşterim bundan yaklaşık 5 ay kadar önce yanıma gelip bu hazine hakkında bilgi verdi. Bende neyin nesidir tam olarak bilemediğimden kendisinden bir müddet düşünmem için zaman istedim. Gerekli araştırmaları yapıp, konuya biraz daha vakıf olduktan sonra müvekkilim ile birçok kez tekrar buluştuk."

        51

        "Bu konunun devlet büyüklerimize hangi yollardan anlatabileceğimizi, konu hakkındaki endişelerimizi, kendisinin bulmuş olduğu bu hazinedeki benim sorumluluklarımı, iş bitimindeki çıkarlarımızı vs. birçok konuyu belli bir plana o tutturduktan sonra basın aracılıyla bu konunun ülkemiz halkımızın da bilgisi dâhilinde başlamasını münasip gördük ve kendisinden almış olduğum yetkimle bu günden itibaren bu konunun baş sorumlusu ve muhatabının vekili olarak karşınızdayım" diye konuştu.

        52

        Hazinenin devasa büyüklükte olduğunun altını çizen Barın; "Truva Savaşı İ.Ö. 1184 yılında olduysa buna 2016 yıl daha ilave ettiğimizde toprağa gömülme zamanı yaklaşık 3 bin 200 yıl öncedir. Birde içindeki müştemilatını kendi olmuşum mevcut yaşlarını da Truva Krallığı döneminden geldiğini de göz önüne alırsak yaklaşık 10 bin yıllı devirmiş bir hadise."

        53

        "Yani hazinenin bulunduğu çukurlardan bir çömlek parçası bile çıksa kendi başına kıymetliyken birde size hazinenin içinde bulunan anlatacaklarımı da hesaba katarsak bizim rakamımıza gelirsinizdir diye düşünüyoruz. Bu hazine mevcut kanunlarımıza göre; öyle git harcını yatır devletimizden 4 memur al onların nezaretinde kazı yaptır türünde bir iş değil."

        54

        "Tümüyle devletimizi - milletimizi ve devlet büyüklerimizi ilgilendiren devasa güçte. Bizim basına çıkma nedenlerinin biri de buradan kendilerini bilgilendirmek. Çıkacak olan hazine öyle falanca müze müdürlüğünde veya yediemin deposuna konularak saklanacak türden değiller."

        55

        "Günümüzde kötü art niyetli depo sorumluları veya hazinenin hangi depoda olduğun bilen kötü niyetli kişiler tarafından talan edilmeyeceği. Zaten bu işi çözse çözse sayın başbakanımız, cumhurbaşkanımız ile meclisimiz çözebileceğine inanmamızdır. Bundan en ufak bir endişemiz yok ve olamaz. Hem ayrıda basına çıkma diğer bir nedenimiz ise çıkartılacak bu hazine devletimize kazandırıp, tüm incelemeleri yapıldıktan sonra biz halkımız ile dünya insanlığının ziyaretine açılmasını istememizdir."

        56

        "Diğer bir deyişle devlet sırrı deyip saklanmasını ve de bir depoda tutulmasını istemiyoruz. En kısa sürede ülkemize ve dünya insanlığına mal olmasını istiyoruz. Sebebine gelince; yine bu hazinenin ünü ve parasal değerinden başka hazineden çıkacak olan bazı heykellerin içinde yüksek enerji saçan dünya dışı bir element yada bir cisim diye adlandırabileceğimiz nesnelerin oluşu."

        57

        Bu hazinenin içinde bulunan yaklaşık 3' ü büyük ebatta 15 adet heykellerin içinde bulunan; bir tanesi Azazel veya Azazil olarak bilinen meleğin hatta Tapınak Şövalyelerini de kapsayan Baphomet' inde ilham kaynağı illumunati heykelinin aslı ile kendilerini Repteliyan soyundan geldiğini iddia eden insanların, atalarını tasvir eden 10 bin yıllık orijinal heykelleri." dedi.

        58

        Açıklamasına devam eden Barın, "Bu heykellerin içlerinde barındırdıkları özel bir enerji veya bir element yoksa dahi Truva tarihi Hz. Süleyman'ın tarihinden öncesine dayanıyor olması. Tapınak şövalyelerinin atası - kurucusu Hiram usta ve de Masonların kurucuları kendi sembollerini üretirken bir yererden esinlenmek mecburiyetindeydiler."

        59

        Bence o dönemde Truva Krallığında bulunan bu heykelleri kendilerine referans ve örnek almış olmalılar ki günümüzde dahi hala bu sembollerin yakın versiyonlarıyla anılmaktadırlar. Dünyayı ekonomik açıdan ellerinde tutan bu kişilerin bir anlamda bu heykelleri kendi kutsalları ve de bundan böyle onları kendi içlerinde motivize edecek enerji kaynağı olarak kabul edildiğinde heykel başına 100 trilyon dolar onlar için sırf sahip olabilmek adına seve seve, kibarca ve kolaylıkla ödeyebilecekleri miktarlardır. Bu kadar parayı hemen vermeye razı olabilecek ülkelerin başında başta Amerika - İngiltere - Almanya gelecektir diye düşünüyorum."

        60

        "Ancak diğer yandan yancı devletler ise; Fransa - İtalya - Yunanistan ile İsrail, bir alt grupta ise Çin ile Rusya'yı düşünmeliyiz. Zaten ülkemizin bu konu hakkında deneyimi ve tecrübesi olmadığı için ve de hazine kasasına değerli varlıklar olarak envanterine işleyebilmesi içinde kendi bünyemizde oluşturduğumuz Değerlendirme ve Kıymet Taktir Komisyonu'nun bulunan hazine ile alakalı bilgi ve tecrübesi olmaması ve de ekonomimize katkısı için taraf olduğumuzdan dünya devletlerinin de ekspertiz raporlarını almak mecburiyetindeyiz" ifadelerini kullandı.

        61

        Önemli iddialar ortaya atan Barın, "Yaklaşık 10 devletten alacağı görüşlerin ortalaması heykellerin dünya pazarındaki piyasa değerini gösterecektir. Bu durumda 2 heykel 200 trilyon doları görecekse Palladion heykeli kendi başına ayrı bir gizem 100 trilyonda o olsa, diğer çıkacak olan heykeller ile hazineyi de işin içine katarsak ( bu arada ekspertiz değerini hesaplarken Rusya'nın elinde bulunan 8 - 10 parça Truva mücevherlerine biçilen parasal piyasa değerini ölçü aldığımızda ) bu hazinenin toplamda 500 trilyon dolar civarında bir rakamı görmesi gerektiğine inanıyoruz." şeklinde konuştu. İHA

        62

        MÜCEVHERLERLE GÖMÜLEN CESETLER

        Sanat tarihçisi Paul Koudounaris'in eski Katolik kiliselerinin mahzenlerinde ortaya çıkardığı mücevherler ile donatılmış iskeletler dünyayı hayrette bıraktı.

        63

        Romalıların Katoliklere yaptığı katliamlarda öldürülen Katolik şehitlerine ait olduğuna inanılan iskeletler altın, gümüş, zümrüt gibi değerli taşlarla bezenmiş.

        64

        Mezarlık Azizleri olarak bilinen bu iskeletler, ilk Hıristiyan şehitleri..

        65

        Her biri Avrupa´nın değişik kiliselerinin derinliklerinden çıkarılan bu iskeletler, öldükten sonra Kiliselere gömülmüş ve 16. yüzyılda özenle süslenerek kiliselerin türbelerine tekrar defnedilmiş.

        66

        Her bir iskeleti değerli taşlarla süslemek 5 yıl kadar zaman aldı.