Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Türkiye'de arıcılık, bal ve bal arıları hakkında merak edilenler

        Beni daha ziyade bal ilgilendiriyor. Söylemeye ne hacet? Bunu bir nevi günah çıkarma ve af dileme olarak sunmadayım. Çünkü nihai ürüne gelmeden nasıl ortaya çıktığına da bakmalıyız. Zamane âdetleri böyle oluverdiler... Arılar konusunda 2 çok bilindik beyan var. Biri daha yaygın çünkü adam çok popüler: Einstein! Ünlü astrofizikçi demiş ki “Arıların yok oluşu” (maazallah) kıyametin habercisi olacaktır... 4 yıl içinde, insanoğlu da yok olacaktır.” Cingöz âlim, bu sevimsiz kehaneti gerçekten beyan etti mi? Az tartışmalı... Ama lafın doğruluğu tartışmadan azade. İstisnasız tüm biyologlar keyfiyetin bu olduğunu kabullenmedeler.

        REKLAM

        10 yıl oluyor; Birleşik Devletler’de fevkalade tuhaf bir şey gözlendi. New York ile California arasındaki eyaletlerde arıcılar şaşkındılar. Mevcut arı kovanlarının büyük bir bölümü boşalmıştı. Kaba hesap 600- 700 bin bal arısı yok olmuştu. “Nasıl yani?” demeyesiniz. Birleşik Devletler bal üzerinden 2.5 milyar dolar kazanmakta...

        Alabildiğine komplo teorisi kaleme alındı. Hele işin içinde Albert Einstein beyanı varsa tahmin edebilirsiniz. Artık dur ve durağın bulunmadığı bir fasla geçilmişti. Tuhaf ama halen ne olup bittiği net olarak bilinemiyor. Her açıdan ürkütücü olduğu kesin...

        Bal arıları üzerine beyanda bulunan ikinci bir şöhret daha var. Yine Anglosakson âlemden. Ama bu beyan tartışmasız. Müellifi ise nasıl söylesek, bir oyun kurucu! En azından çağdaş bilim dünyası için böyle... Bugünlerde bizde de şöhret oldu. Adamcağız bu hâl ile ilgilenir mi idi? Emin değilim: Muhtemelen bu vakti harcamayacaktı...

        Charles Darwin. Bizde dahi gözde Evrim Teorisi’nde bal arılarını yazmış. Ve sıkı durun! Kendini rahat hissetmediği başlıklardan birisi olarak.

        Ne diyelim? Gözünüz aydın “Evrim Muhalifleri”. Yalnız beleşe konmak yok: Kaymak ve balı götürmek, Darwin de bir hikâye demek yok. Darwin bal arılarının üreyiş ve evrimi ile ilgili bir aralığa işaret ediyor. Kraliçe bir sonraki nesli nasıl doğurmada. Ne diye toplum seyirde? Darwin anlatıyor: Neden yalnız kraliçe doğuruyor!

        REKLAM

        Aradan geçen zamanda biyologlar da boş durmamış. Bu bal arıları var ya, duygulular. Duygulara sahipler... Küçük hacimli beyinlerinin şaşırtıcı bir kapasitesi var. Sağırlar. Çok çalışkanlar. Toplam 50 gün yaşıyor. Ve bizim gibi fevkalade erkek bir topluma bir dipnot: Sadece dişiler çalışıyor!

        BİR BAL MİSYONERİ

        Türkiye’nin başını dik tutabileceği ve övünebileceği az sahadan biri de bal konusudur. Neden mi? Merkezi İtalya’da bulunan ve artık mahalli bir sivil toplum hareketi olmaktan çıkıp küresel ölçekli bir davranış-yaşam biçimi haline dönüşen slow food müritleri 2 yılda bir toplanıp terra madre, yani toprak ana şenlikleri düzenlerler. Kurucu başkan Petrini ve gönül veren köşe bucak idealistlerin buluşmalarında ödüller dağıtılır. Ne ödülü? Artık soyu tükenen ya da tükenme tehlikesi içeren muhtelif yiyecek maddesi için hayatlarını adayanlara marifet iltifata tabidir ödülü!

        2000 yılının büyük ödülünü kazanan bir Türk oldu: Veli Gülaş. Arı yetiştiricisi, bal üreticisi. Kafkas arılarını tekrar ele alan rahmetli dostumuz! Bu köşenin okurları Gülaş’ı elbette hatırlayacak. Ömrünü bize adayanları unutmamak kadirbilirliğin de ötesinde, olmazsa olmazımız olmalı! “Peki ama nereden gerekti bu anma seansı?” diye soracaklara da Ballı Yazılar kitabını anlatmalıyız. Bir dostumuz var, Kubilay Özerkan. Ekonomi yazarları başarılarını not almışlardır. Şaşırmam. Ben burada şuna işaret etmek isterim, “Kubilay müdürün Türk mutfağına hizmeti benzersizdir. Metro tarafından yayınlanan bu kitap da bir çiçek demeti gibi. Sadece arılara değil, okuyuculara göre de!

        REKLAM

        Lafı nasıl noktalayalım? Elbette halk ozanları ile...

        “Benim devletli sultanım Akıbetin hayırlı olsun Yediğin bal ile kaymak Gezindiğin çayır olsun”

        BALDA MİKROP ÜREYEBİLİR Mİ?

        Bal antibakteriyel özelliğe sahip değerli bir besin maddesi. Bu nedenle ilk çağlardan beri yara ve yanıkların tedavisinde, cilt bakımında, mide rahatsızlıklarında ve birçok hastalığa karşı vücudu kuvvetlendirmek için kullanılır. Balın rutubet oranı çok düşük. Oksijenli su çok kuvvetli bir oksitleyici ve antibakteriyel özelliğe sahip. Balda mikrop üreyemez; var olan bakteriler yaşamlarını yitirirler.

        ÇAM BALI VE ÇİÇEK BALI ARASINDA NE FARK VARDIR?

        Çam balının en önemli özelliği kıvamı bozulmadan veya kristalleşmeden uzun süre saklanabilmesi. Rengi çiçek ballarından daha koyu. Çam balları kendilerine has özel bir kokuya, tada ve renge sahiptir. Çam ballarının glikoz ve früktoz içeriği çiçek ballarına göre daha düşüktür. Daha az tatlıdır. Boğazda yakıcı bir his bırakmaz.

        TÜRKİYE ARILARI

        Türkiye’ye uyum sağlamış 5 arı ırkı bilinmektedir. Bu tüm dünyadaki, arı ırklarının yüzde 20’si. Bal arısı ırklarımızı ilk kez Bodenheimer gözlemlemiş (1942). Ruttner ise (1988) dünyadaki bal arısı ırklarını çalışmış ve Türkiye’yi Ortadoğu’nun bal arıları için gen merkezi olarak nitelemiştir. Anadolu’da bilinen 5 arı ırkı şunlardır. Kafkas arısı siyah rengi, uysallığı ve derin çiçeklerden nektar toplayabilmesi için özelleşmiş uzun diliyle diğer arı ırklarından ayrılır. Bu arı ırkının Ardahan, Artvin, Kars ve Erzurum dışında başarılı olamadığı görülmüştür. İç Anadolu, Ege, Batı Karadeniz ve Batı Akdeniz Bölgeleri’nde yayılmış bulunan Anadolu ırkı yayıldığı bölgelerde farklı ekotipleri oluşturmuştur. Hatay, Gaziantep, Urfa yörelerinde yayılmış bulunan diğer bir ırk ise Suriye arısıdır. Son derece hırçın ve bal verimi düşük bir arı ırkıdır. Hatay yöresindeki dağ köylerinde yerli arıcıların elinde bulunan bu arı ırkı, arıların en önemli düşmanlarından olan eşek arısına karşı geliştirdiği savunma davranışı ile öne çıkar. Diğer bir ırksa Kırklareli’ndeki Karniyol, ırk ya da alt tür grubu içinde değerlendirebileceğimiz bir ekotiptir. Yine bir diğer ırk Güneydoğu Anadolu’da Diyarbakır ve doğusu, Hakkâri, Şırnak ve Van’da yayılan İran arısıdır.

        TÜRKÇE SINAVI

        Bakın bakalım, anadilimize hâkim misiniz?

        Aşarlamak: Tencereleri önceden eritilmiş balmumu ile kaplamak.

        Anaç bal: 1. Çok oğul vermiş arının balı. 2. Rengi koyu olan bal.

        Balçeten: Arı kovanı. n Ballıca: Ekmeğin pekmezli veya ballı suya batırılarak yapılan tatlısı. n Ballı tirit: Bal ve yağ ile yapılan tatlı.

        Balsek: Balımsı, tatlımsı.

        Balsıra: Peteklerin balı alındıktan sonra, petekleri yıkayarak elde edilen sıvı bal.

        Bambal: Erkek bal arısı.

        Cüfür: Erimiş bal peteğinin tortusu.

        Çaça: Az ballı siyah petek.

        Daldız: Petekten bal almak için kullanılan demir kepçe, demir bıçak.

        Delicebal: Deli bal, arıların zehirli çiçeklerden topladıkları bal.

        Falabak: Şeker, tuz, bal, pekmez vb. şeyleri koymak için su kabağından yapılan kap.

        Hadiç: Bal kesmekte kullanılan bıçak, bal bıçağı.

        Sarıcaarı: Bal yapmayan arı.

        Yalı: Sırlı küçük bal çömleği.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ