HAZiNE Mi, HEDiYE Mi?

Karun Hazinesi olarak bilinen Lidya Hazinesi'ne ait "Kanatlı Denizatı" broşunun geçtiğimiz yıl sahtesiyle değiştirildiği ve gerçek broşun İstanbul'da pazarlanırken kimliği belirsiz kişilerce gasp edildiği belirlenmişti. Olay Milliyet tarafından ortaya çıkarıldıktan sonra soruşturma başlatılmış ve Akbıyıkoğlu, eserin çalınmasında birinci derece sorumlu tutularak memurluktan atılmış ve 24 yıl hapis cezasıyla yargılanmaya başlamıştı.

Mahkeme sürerken, bu kez müze ikinci bir soygun haberiyle sarsıldı. Müzenin kasasında bulunan yüzük, kolye, bilezik, küpe gibi takılardan oluşan 38 parça arkeolojik değerde altın eser ortadan kayboldu.

Kasa defalarca açılmış

"Müze Müdürü'nün Mayıs 2006'da tutuklanmasından sonra çelik kasanın içinde korunan altın eserlerin herhangi bir tespitinin yapılmadan 2006'dan bu yana komisyonumuzun teşekkülüne kadar birden fazla açılıp kapatıldığı kanaatine varılmıştır.

Çünkü müzeye arkeolog olarak Kasım 2006 tarihinde atanan Nazan Bayraktaroğlu'nun ifadesine göre, kendisi bile çelik kasayı açtığını söylemişti. Komisyonumuzca açılan çelik kasada olması gereken 38 adet altın eserin noksan olduğu tespit edilmiştir.

Çelik kasanın komisyon sayımı haricinde müze müdürünün tutuklanması sırasında polis tarafından aranmasından sonra bakanlığımız müfettişi tarafından odasında tespit yapılarak tutanağa bağlanmasına rağmen, daha sonra müze uzmanlarınca düzenlenen tutanak ile müdür odasındaki masa ve çekmecede bulunan altın eserler ve diğer sikkeleri çelik kasaya koydukları ifade edilmektir."

"Müze Müdürlüğü, eser sayımının altın broşun sahtesiyle değiştirilmesi yüzünden çok hassas bir durum söz konusu olmasına ve buradaki eserlerin akıbetinin bir an önce açıklığa kavuşturulması gerekmesine rağmen, Haziran 2006'dan bugüne gelinmesinin altında hangi sebeplerin yattığını irdelemek ve anlamak gerekmektedir. Gözlemlerimize göre sayımın aksatılmak ve savsaklanmak istenmesinin altına zimmet almama ve sayımın gerçekleşmesini engelleme düşüncesinin hâkim olduğu bir gerçektir. Bütün bu gelişmelere rağmen birçok şey gizlenerek Genel Müdürlüğümüze iletilmemiş adeta saklanmıştır."

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü yetkilileri, gelişmelerden haberdar olduklarını ve çalınan eserlerle ilgili olarak inceleme yaptıklarını belirtmekle yetindi.

Geçen bir yıl içinde müzede güvenlik yönünden de pek fazla bir değişikliğin olmadığı görüldü. Müze girişinde bir koruma memuru bile yoktu, arıza yapan bazı güvenlik kameralarının tamiri için mühendis bulunamadı. Uşak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri, müzedeki arıza yapan bazı güvenlik kameraları için İzmir Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü'nden sorunun giderilmesi için mühendis talep ettiklerini ancak müdürlüğün kendilerine ellerindeki mühendisin emekliye ayrıldığını söylediğini ve yerel imkânlarla sorunun giderilmesi yönünde tavsiyede bulunduklarını bildirdi.