Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Uçakta ‘şiş’ yasak değil

        GÜNTAY ŞİMŞEK / HT CUMARTESİ

        Sivil insansız hava aracı (İHA) talebi ve ihracatı havacılık endüstrisinin gözdeleri arasına girerken, bu araçların ana kullanıcısı savunma pazarında ise talep değişiyor. Savunma pazarında İHA alımlarının artarak devam etmesi bekleniyor. Yapılan çeşitli analizlerde, İnsansız Hava Saldırı Araçları ise (İHSA) bu çalışmalara dahil edilmiyor. Türkiye’nin de TAI’nin ANKA ile stratejik veya operatif segmente, Kale- Baykar ve Vestel’in ise taktik vemini sınıfta üretimpazarında yer aldığı İnsansız Hava Aracı üreticileri, dünya genelinde önemli bir dönümnoktasına ulaştı.

        Uluslararası talep büyürken rekabette yoğunlaştı. Keşif ve saldırı sistemleri pazarının değerinin önümüzdeki 10 yılda 70.9milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. İHA’lar için 39.2milyar dolar üretime, 28.7milyar geliştirmeye harcanması bekleniyor. Üretimiçin harcanacak paranın, 18 milyar doları hava araçlarına, 15milyar doları yük sistemlerine ve 6.2milyar doları da yer kontrol istasyonlarına ayrıldı. Bu toplamın içine bakımve destek gibi hizmetler dahil değil.

        ABD LİDER

        ABD ise önümüzdeki yıllarda da hemİHA’ların en fazla kullanıldığı pazar olmayı hemde yüzde 42’lik pay ile endüstride liderliğini sürdürecek. General Atomics tümüreticiler arasında pazardaki konumuyla ilk sırada yer alıyor. Orta irtifa-uzun menzil (MALE) İHA kategorisinde rekabet eden şirketin Predator ailesiyle 2021’e kadar 7.98milyar dolarlık bir üretimdeğeri elde etmesi öngörülüyor. Bu rakam MALE sınıfındaki İHA’ların yüzde 53’üne, tümİHA’ların ise yüzde 20’sine tekabül ediyor. İHA pazarında ikinci sırada 2021’ye kadar 7.1milyar dolar üretimdeğeriyle Northrop Grumman yer alıyor. Üreticinin Global Hawk 8.4milyar dolarlık yüksek irtifa-uzunmenzilli dikey kalkış-iniş yapan İHA pazarında rekabet ediyor. General Atomics ve Northrop Grumman İHA pazarının yüzde 38’lik üretimdeğerine sahip.

        KULLANIM ÇOK ÜRETİM YOK

        Avrupa bu konuda çok geriden geliyor. İHA’larda 5.73milyar dolarla yüzde 15 pazar payına sahip Avrupalı şirketlerin üretimdeki payı sadece yüzde 4. Eylül 2012’de Fransa ve Almanya,MALE sınıfında İHA geliştirmek için ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşma İsrail’in Heron’larının yerini alması için yapıldı. Fransa 2 yıl önce de İngiltere ile İHA geliştirmek için anlaşma yaptı. Fransız Dassault ve İngiliz BAE Systems tarafından geliştirilen İHA’nın ilk uçuşunu Temmuz 2012’de yapması bekleniyordu, ancak bu uçuş iptal edildi. Fransa’nın Almanya’yı da dâhil ettiği üçlü bir geliştirme peşinde olduğu düşünülüyor. Bu durum iki motorlu MALE sınıfındaki Talarion projesi için EADS’ye cesaret veriyor olmakla birlikte, bu projeyi başka bir şekilde yapılandırmak için devletlerarası görüşmeler sürüyor. Fransa ve İngiltere İnsansız Savaş Uçağı Sistemi (UCAS) üzerinde de çalışıyor. 2030-2040 arasında hizmete girmesi planlanan uçak ilk uçuşunu 1 Aralık’ta yaptı. BAE’nin UCAS sınıfındaki uçağı Taranis’in de 2013’te deneme uçuşlarına başlaması hedefleniyor. Fransız Thales’in ürettiği insansız hava aracıWatchkeeper’ın ise 2013’te değerlendirmelere başlaması gündemde. ABD ve Avrupa’da yüksek olan İHA satışlarının 2021’den sonra düşmesi, Asya’daki satışların ise artması bekleniyor. Asya gelecekteki İHA’ların yüzde 36’sını (14.3milyar dolar) istihdam edecek. Afrika, Ortadoğu ve Latin Amerika ise 500milyon dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşacak. Artan küresel ilgi İsrailli IAI ve Elbit şirketlerinin satışlarını artıracak. Bu iki şirket önümüzdeki 10 yılda pazarda yüzde 3.7 paya sahip olacak. Sivil tarafta ise ABD Federal Havacılık Dairesi (FAA) küçük insansız uçakların kullanılması için kuralları basitleştiriyor. Ancak ABD’de, sivil İHA’lar için 6 test alanı oluşturma planına özel hayatın ihlal edileceği düşüncesiyle itiraz ediliyor. Bu durum İHA’ların sivil havacılıkta kullanılmaya başlaması için 2015’in sonu olarak öngörülen tarihi etkileyecek gibi. Paralel bir gelişme de sivil hava sahasında İHA kullanımını geliştirmek amacıyla İngiltere’de başlatılan ASTRAEA programı.

        İHA’LARA UYANMAMIZ LAZIM

        Türkiye’de Ulaştırma Bakanlığı’nın da İHA’lar için ciddi düzenlemeler yapması, testmerkezleri oluşturarak sektöre destek olması gerekiyor. Türkiye’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve diğer ilgili kurumlar tarafından sivil sektörde de İHA kullanımına destek verecek düzenlemelerin (orman yangınlarını gözetlemek, sınır güvenliği gibi...) yapılması, ülkemizin gelişmekte olan İHA sertifikasyonun çalışmalarında yer almasına önemli katkı sağlayacak. Bu durumda yukarıdaki tablolara Türkiye’de iyi bir noktadan girebilir.

        Türkiye’de son yıllarda İHA sistemlerininmilli olarak geliştirilmesi konusunda önemli adımlar atıldı. Daha önce ABD ve İsrail’in tekelinde olan İHA pazarı Türkiye’nin dahil olmasıyla yeniden şekillendi. Bölgemizdeki birçok ülkenin İsrail’le bir ticari ilişkisi bulunmuyor. Bu ülkelerin, bu sistemleri yakın zamana kadar da Amerika’dan temin etme şansları yoktu. Daha önce temini imkânsız gibi görünen İHA sistemleri, Türkiye’nin attığı adımlarla bu ülkeler için de bir umut kaynağı oldu.

        ANKA, Karayel, Çaldıran daha geliştirme aşamasında bu ülkelerdenmüşteri buluyor. Ayrıca Amerika şu an geliştirdiği sistemlerde ‘Export License’ (ihracat lisansı) ve ITAR regülasyonlarından dolayı birçok ülkeye satış yapamıyor. Ekonomik durumve savunma bütçelerindeki azalma da esnemelere neden olacak. Predator’un export versiyonu da çıktı. Birleşik Arap Emirlikleri’ne satış anlaşması imzalandı. Türkiye pazarına girmeleri anmeselesi. Bu sebeple yerli projelerin desteklenmesi gerekiyor. Sistemlerin bir an önce kullanıma sokulması, Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde (SSİK) kararı alınan daha büyük sistemlerin (ANK’nın abisi) projelerinin de bir an önce hayata geçirilmesi icap ediyor.Milli ve özgün üretimmodelinin desteklenerek, İHA alanında dünya çapında üretici çıkarabilmek için konunun etraflıca ele alınması şart.

        Uçakta domates suyunu neden içiyormuşuz...

        Geçen haftaki uçaktaki tuhaf davranışlardan birisinin de havada domates suyu içmek olduğunu yazınca ilginç tepkiler geldi. İşte onlardan 3 ayrı örnek; Türkiye ve dünyadan 30’a yakın prestijli hava yolu şirketinin plastik servis ekipmanlarını üreten SEM Plastik’in Genel Müdürü Yavuz Eroğlu: “Dikkat ettiyseniz en yüksek miktarda domates suyu tüketilen ortam uçaklardır. Uçakta içilen domates suyunun tadı, yerde içilenden daha lezzetlidir.

        Bu konuda uçaktaki domates suyu için genel olarak, taze, meyvemsi ve yuvarlak (degustator tabiriyle) bir tadı var denebilir. Bunun sebebi ise alçak basınçta meyve aromalarının daha kolay açığa çıkmasıdır. Yani tadın yüzde 80’lik kısmının kokudan kaynaklandığını düşünürsek, uçakta tüketilen domates suyunun daha lezzetli bir tat verdiği ortaya çıkar.” Faruk Ünver: “30 yıllık uçucuyum. Domates suyunun THY ikramlarındaki yeri, güneşin yüksek irtifalarda vereceği zarara karşı ciltteki likopen desteğini artırmaktır.” Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Yasemin Ağaoğlu: “Yazınızı zevkle okudum. Doktor olarak sizinle bir bilgi paylaşmak istedim. Uçakta domates suyunun çok içilme ve servis edilme sebebi, domatesin yüksek düzeyde potasyum içermesidir. Potasyum, uzun süre hareketsizliğe bağlı kas kramplarını engeller.”

        Hosteslere haklı uyarı!

        Kısa süre önce sabahın erken saatlerinde Afrika’dan dönüyorum. Türk Hava Yolları (THY) kabin ekibi de bizimle aynı noktadan ve 2 gün dinlenmiş olarak uçakta işbaşı yaptı. Hiçbir gerekçe olmadan yolculara yönelik ilgisizliklerine anlam veremedim. Üstelik bir THY yetkilisi de özellikle Afrika uçuşlarında ekibin diğer hatlara oranla özensiz davrandığına dair şikâyetler aldıklarını söyleyerek, gözlememi merak etti. Tam da adamına denk geldiler. İlk defa THY’de böyle bir uçuş yaşadım.

        Uçaktan iner inmez durumu Kabin Hizmetleri Başkanı Emine Lim’e ilettim. Ardından Genel Müdür Temel Kotil’in kabin ekiplerini uyaran mektubunu okuyunca, şaşırmadım. Zira kabin personelinin bazılarında mesleğe ve çalıştıkları kuruma karşı ciddi duyarsızlık söz konusu. Küresel çapta önemli oyuncu olan THY’ye bu tarz personel yakışmıyor. Kuruma aidiyet duygusu, mesleği sevmek, kendini geliştirmek uçucu personelin şiarı olmalı.

        Havada böyle teşvik mi olur?

        Geçen hafta “Uçuş gerçekleştirilmeyen şehirler için teşvik geliyor” haberiyle şenlendik. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), sivil havacılıktaki gelişmeler çerçevesinde uçuşların tüm ülkeye yayılması ve uçuş gerçekleştirilmeyen şehirlere sefer yapılması amacıyla yeni çalışma başlatmış. Olmayacak duaya “Amin” denir mi? Beyler uçağı biz bulmadık, sivil havacılıktaki pazarlama modellerine de henüz bir katkı yapmış değiliz. Bugün ulaştığımız başarı Bakan Binali Yıldırım’ın bazı engelleri kaldırmasıyla ortaya çıktı. Sektörü teşvik etmek istiyorsanız, sadece engelleri kaldırmaya devam edin yeter.

        Ayrıca sektörün regülasyonundan sorumlu SHGM gibi kurumlar kanalıyla teşvik dünyanın neresinde görülmüş. Daha geniş imkânları olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi dururken SHGM neden otorite konumunda? SHGM, uçulmasını istediği iç hat noktalarına sefer yapacak havayollarının yurtdışındaki taleplerine de öncelik vereceğini söylüyor. Zaten havayolları buralara talepte bulunmuşken izin neden verilmiyor? Demek ki, talep var, SHGM engelliyor. O zaman bu teşvik modeli başka anlamlar içeriyor. İç hatlarda zarar edilecek hatlarda zorla uçun deniyor. Ya da yurtdışı uçuş talepleri bu şekilde engellenmek isteniyor. Ben bu teşvik modelinden bunu anlıyorum.

        Uçakta ‘şiş’ yasak değil

        Geçen hafta bizim gazetede, “Uçağa örgü şişi soktular” şeklinde bir haber yer aldı. Örgü şişleri normalde serbest. Şişin niteliğine göre kontrol noktasındaki memurlar karar veriyor.

        Eğer şişler tehlikeli görülürlerse kontrol noktasında alınabilir. ABD Transportatinon Security Adminisration’a (TSA) göre el bagajına veya uçak altı bagaja konabilir. Özetle uçakta şiş görünce tedirgin olmayın.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ