Türklerin İngilizce'yle imtihanı!

PINAR ERBAŞ/HT CUMARTESİ

Türkiye’de öğrencilerin yaklaşık yüzde 95’inin okul müfredatında İngilizce dersi var. Peki neden İngilizce konuşamıyoruz? Soruyu, Wall Street Institute Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Uçar cevapladı.

Dünya üzerinde 3000 dil arasında başrol tartışmasız İngilizce’nin. “Eskiden büyük balık küçük balığı yutardı, şimdi hızlı balık olmak gerek. İngilizce bilmediğin takdirde değil hızlı olmak, bulunduğun çağa yetişmen bile zor” diyor Wall Street Institute (WSI) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Uçar. Kabul. Bunları biliyoruz da neden hâlâ İngilizce öğrenemiyoruz? 

Ne zaman gönül rahatlığıyla “İngilizce biliyorum” diyebileceğiz? Rahat iletişim kurmak yeterli mi?

İşini görebilecek düzeydeysen kâfi. Mutlaka herkes nutuk atacak kadar profesyonel seviyeye gelecek diye bir şey yok.

İNGİLİZCE BİLEN KAÇ BAKANIMIZ VAR?

 “Anlıyorum ama konuşamıyorum”culara ne söylemek istersiniz?

İşte bu doğru değil. Bazı kelimeler kulağını ısırdığı için anladığını sanıyor. Halbuki anlayabiliyorsan karşılığını da verecek düzeydesin demektir. Çata pata da olsa konuşabilmelisin. 

Dile yatkın olmamak diye bir şey var mı?

Tabii. Bilimsel olarak var hemde. Onlar daha yavaş öğreniyor. 

İnterntette “İngilizce öğreniyorum” başlıklı çok doküman var. Hiç İngilizce bilmeyen biri bile kendini belli bir seviyeye getirebilir mi?

Mümkün. Ama bir yerde muhakkak takılır ve desteğe ihtiyaç duyar. Eğer dijital sistemler eğitimi halletseydi tüm dünya üniversite mezunu olurdu. Beceriyi bir kenara bırakıyorum, çok büyük emek siter. Zaman alır.

Neden İngilizce öğrenemiyoruz?

Devlet sisteminden konuşalım. Öğretmen sınıfa giriyor. “Bu budur” deyip iki örnek verip çıkıyor. Sınıflar 40-50 kişilik. Dünyada böyle bir mucize çocuk grubu yok ki pratik yapmadan sadece işiterek öğrensin. Öğretmen de çaresiz, elinde çok yüklü birmüfredat var. Eğitim şartları değişmedikçe dil öğrenmek mümkün değil.

Nasıl çözeceğiz?

Anadolu liseleri, süper liseler hep fırsattı. Ama çocukların önünde dershane engeli var. Üstelik her yıl sınava tabi tutulmaya başladılar. Yurtdışındaki üniversiteleri hedef belirleyenlerin dışında hiçbir öğrenci yabancı dille uğraşmıyor. 86-98 yılları arası özel okullar derneği başkanlığı yaptım. O zamanlar “Yabancı dilleri de matematik, tarih gibi soru haline getirip sınavda sorun” diye YÖK’ten çok ricacı olduk. Ama olmadı.

Şu an öyle bir devlet politikasından söz edebilir miyiz?

Söz konusu değil. İngilizce bilen kaç bakanımız var? Ya da devletin kaç tane dil bilen memuru var?

Diyelim yarın Avrupa Birliği’ne girdik. Devlet kiminle konuşacak?

Türklerin İngilizce’yle imtihanı

Gramer takıntımız var. Muhakkak öğrenmek istiyoruz. Çünkü herkes ezber bağımlısı. Oysa artık dünyada kabul gören dil eğitim sistemi konuşmaya ve anlamaya yönelik. Gramer öncelikli değil.

 Bilgisayar “Now listen, now repeat” diyor. Öğrenci onu bile yazmak istiyor. Önce yazacak, sonra Türkçe’sini düşünecek, anlayacak... Cevabı yine Türkçe düşünüp İngilizce’ye tercüme edecek. Bu olmaz. Konuşma otomatik olarak gerçekleştirdiğin bir eylemdir. 

“3 ayda öğrenirim” inanışı da yanlış. Belli başlı kuralları öğrenirsin tabii ama İngilizce konuşamazsın.Matematikte vardır öyle kolay, pratik yollar. Dilde olmaz. 

“İngilizce yurtdışında öğrenilir” diye düşünenler var. Dünyada bir buçukmilyar insan İngilizce konuşuyor. 600milyonun anadili İngilizce. Geri kalanları İngiltere’ye, Kanada’ya gidipmi öğrendi? Yurtdışında sıfırdan İngilizce öğrenme şansınız çok az.