Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi ‘Aslında yeniliğe direnen biriyim’

        Aysun ÖZ KAŞİ / HT CUMARTESİ

        aysunoz@htgazete.com.tr

        Atatürk Arboretum’unda Sırma Su için yapılan reklam filmi çekimlerinde, sporcu kimliğini de konuşturdu Kerem Alışık. Ne de olsa eski bir futbolcu... Ve hâlâ tiyatrodan, tiyatro okulundan ve çektiği iki diziden fırsat bulup futbol oynamaya devam ediyormuş. Koyu Fenerbahçeli Alışık’la babası Sadri Alışık, dayısı Attila İlhan’lı pazar sofralarından oğlu Sadri Alışık’ın oyunculuğa adım atmasına, kız arkadaşı Songül Öden’in Ortadoğu’daki şöhretinden yeni filminde rol alıp almayacağına kadar keyifli bir sohbete daldık. Oyuncu şampiyonu da açıkladı!

        Reklamda sporcu kimliğiniz önde. Sizi gören “Ne kadar fit” yorumu yaptı...

        İçki ve sigarayı hiç kullanmamış olmamın ve sporcu geçmişimin payı büyük. Sağlıklı besleniyorum ve su vazgeçilmezim.

        Bu camianın içinde olup alkolden ve sigaradan uzak kalmanız enteresan. Böyle yaşayan az sanatçı vardır.

        Benim özellikle yaptığım bir şey değil. Böyle yetiştim. O fitlik sporcu kimliğimin önde olmasından geliyor. Ancak sporu bırakmış değilim. Spor salonlarında spor yapmaktan bahsetmiyorum. Hâlâ arsa çocuğu profilini unutmadık. Artık çim sahalarda futbol oynuyoruz ama o alışkanlığı sürdürüyoruz. Eskiden böyle salonlar mı vardı? Beden hocalarından gördüğümüz açma, germe ve mekik hareketlerini yapıyorduk. “Param yok, spor yapamıyorum” diye bir şey yok. Ben hâlâ eskide kalmışım. Aslında yeniliğe direnen, teknolojiye uyum sağlamamakta ısrar eden biriyim.

        Genetik miras?

        Öğlen çok yemem ama akşam yemeğini kaçırmam. Aileden ve tiyatrodan gelen bir alışkanlık.

        Eski sofraları özlüyor musunuz? Renkli bir çocukluk sizinki, oyuncu anne-baba, şair dayı ve sofraları.

        Edebiyatçıların, yönetmenlerin, yazarların, sanatsal ve kültürel anlamda bilgi sahibi olan büyük ustaların arasında bir çocukluk dönemiydi. Söylediklerini can kulağıyla dinlerdim. Bu bende güçlü bir birikim ve alt kültür oluşturdu. Azalmamıza rağmen annem hâlâ eskisi gibi pazarları ikramlarını hazırlar.

        Kimler gelirdi?

        Annem, babam, dayım Attila İlhan, Hulki Saner, Atıf Yılmaz, Ekrem Bora, her pazar günü 5 sofralarında buluşurdu. Pazar günü ev açıktır, herkes bilir ve gelirdi. Annem hâlâ o alışkanlıkla keklerini, pastalarını eksik etmez. Biz yine pazarları oradayız ama azaldık, eskisi kadar yoğun geçmiyor.

        Oğlunuz Sadri Alışık da büyüdü...

        Babalık en zor meslek. Sadri de sporcu. İçkisi, sigarası yok. Okuyor. Sorumluluk anlayışı yüksek, emek bilincine sahip, değerlerine saygılı, geldiği geçtiği yolları unutmayan bir yapıda büyüyor. Çok mutluyum ve memnunum gidişatından. İnşallah hayatta hep böyle yürür.

        Oğlunuzun oyunculuğa merakı olduğunu duyuyoruz...

        İstiyor, teklif de var. Ben de istiyorum. Zaten oyunculuk genlerinde var. İşin mutfağında yetişsin ve kararını versin. Önce kendini fark ettirmeyi bir denesin.

        Beraber mi olacaksınız?

        Aynı projede yer almayı özellikle istemiyorum. Kendine ait bir yol çizsin.

        Sadri Alışık, yeniden afişlerde...

        Bambaşka bir duygudur o ismi görmek. Çok başka tabii, sadece afişte değil bazen Sadri Alışık dendiğinde ben bile duraksıyorum. Tuhaf oluyor.

        Sadri ne hissediyor?

        Sadri bilincinde... Özlemine, hasretine, acısına sahip çıkan ve bunları da çok fazla içinde yaşayan bir çocuk. Sadri’yi tecrübelerimle yönlendiriyorum.

        Televizyona çok ara verdiniz...

        Şimdi TRT’de yayınlanan “Yol Ayrımı” dizisinde oynuyorum. Bir dizi daha var, o daha sonra yayına girecek. Sadri Alışık Tiyatrosu ve okulunu oturtana kadar başka bir şeyle uğraşamadım. “Gerek de yok” diye düşündüm. Okulun Ankara’sı İzmir’i derken 4-5 yıl ayrı kaldım televizyondan.

        Kevin Spacey de bir ara sinemayı bıraktı, tiyatro yaptı ama sonunda dayanamadı ve dizilere geri döndü.

        Bunu yabancılamıyorum. Televizyon çok doğru ve olması gereken yerde duruyor. Oyuncuysanız televizyonda olmanızın size ve sektöre faydası var.

        Yeni proje var mı?

        İnşallah seneye ya da yaza bir sinema filmi projesi var. İlki Yavuz Bingöl’le ortaktı, kaliteli, nitelikli bir işti. Bu sefer de yine mesajı ve derdi olan bir hikâye var. Aslında bir hikâyeden esinlenme olacak. Acele etmiyoruz, ufak ufak kurmak daha heyecanlı. Sanatın içinde kalıp çaba gösterelim, olduğu kadar.

        Dünyaya pazarlanacak öyle değil mi?

        Artık film hemen satılıyor, festivallere gidiyor, pek çok ülkede gala yapılıyor.

        Festival filmi mi?

        Sanatsal bir derdi olan ama izleyicinin de yorulmayacağı bir film çekmek istiyoruz. Aslında bir ayrım yapılmama lı.

        ‘SONGÜL OYNASIN İSTİYORUM AMA’

        Songül Öden olacak mı?

        Songül’e gelen bir sürü teklif var. O dönemde ne olur bilmiyorum ama isteğimiz o yönde.

        Öden, Ortadoğu’da bir yıldız. İkna etmek zordur artık...

        Müthiş bir hayran kitlesi var, bu da çok güzel. İnanılır gibi değil yurtdışındaki bu ilgi. Açılmanın da ilk sinyalleri bunlar. Ancak sadece Ortadoğu diye kısıtlarsak haksızlık etmiş oluruz. Balkanlar, Türki Cumhuriyetler...

        Sizin filminizle Öden Avrupa’ya açılır.

        Festivallere gittiğimiz için daha geniş kitlelere sesleniyoruz, inşallah olacak.

        Onun da gönlü vardır sizin filminizde oynamaya...

        Olmaz mı, tabii ki var.

        Gelelim futbola... Türk takımlarının Avrupa’daki şansı nedir?

        Zor rakipler ama birbiriyle eşdeğer takımlar bunlar. Gelinen nokta başarılı.

        Transferler için ne söyleyeceksiniz?

        Fenerbahçe çok yerinde transferler yaptı. Galatasaray’ın transferleri iyi ama takım içi dengeler, adaptasyon konusunda biraz tereddütlerim var.

        Kim şampiyon olur?

        Fenerbahçe olur. (Gülüyor...) I I Kapanır mı puan farkı? Kadıköy’de 3 puan alacağız. Ga la ta sa ray 1 maç kay be der se kapanır.

        ‘Makyaj malzemelerini çöpe atmışım’

        I I Çocukken Hülya Koçyiğit’in makyaj malzemelerini çöpe atmışsınız.

        Nereden biliyorsun. Evet ya, doğru. Annemle arkadaştılar. Bir gün kahve içmeye geldiğinde çantasındaki makyaj malzemelerini alıp önce yerlere sürmüş sonra da tuvalete atmışım. Oradan buradan uçan, çok yaramaz bir çocukmuşum. Annem ne diyeceğini şaşırmış Hülya Abla’ya karşı...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ