Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi ‘88 yaşında sörf yapan var’

        Windsurf’e 12 yaşında gönül vermiş tam bir dünya vatandaşı Jimmy Diaz. Profesyonel Windsurf’çüler Derneği Başkanı Diaz’la “Hayatımın doğru kadınını buldum” dediği milli sörfçü Çağla Kubat’ın okulunda buluştuk. Hem Alaçatı’daki rüzgâr sörfü şampiyonasını hem de hayatını konuştuk

        PWA (Profesyonel Windsurf'çüler Derneği) Başkanı Jimmy Diaz'la suda buluştuk. "Fotoğrafları sörf yaparken çekelim mi" diye sordum, ikiletmedi bile. Sonra Çağla Kubat da katıldı fotoğrafa. Çift olarak denizde aynı hareketleri yapan bir kadın ve erkek düşünün, izlemeye doyamadım onları. Birbirlerini hayatta en sevdikleri şeyi yaparken bulmuşlar. Jimmy sohbetine doyum olmaz biri. Babası Kolombiyalı, İspanya'da doğmuş, ABD vatandaşı, bir Türk'e aşık olmuş. Çok da iyi etmiş, bu sayede tanıdım onu.

        PWA Başkanı olarak ne yapıyorsunuz?

        PWA tüzük çalışmaları... FIFA gibi düşün. Organizasyonların doğru insanlar ve doğru ekiplerce yapılmasını sağlıyoruz. Başkan aynı zamanda yarışçı da olmalı. Bazen komik oluyor. Yarıştan çıkıp politikacılarla buluşmam gerekebiliyor.

        Amerikalısınız, Türkiye'yle ABD arasında kültürel anlamda ciddi farklar var. İnsanlar, davranışlar, alışkanlıklar... İlk aklıma gelen, siz çok dakiksinizdir mesela, biz daha rahatız. Bunun gibi problemler olmadı mı?

        Amerikalıyım ama aynı zamanda Latinim. Babam Kolombiyalı ben Karayipler'de büyüdüm ve bizim oralarda insanlar çok daha rahattır. Alman ya da Fransız olsaydım problem olurdu, kesin. Latin ve Türk kültürünü birbirine çok benzetiyorum bu arada. Siz de çok tutkulusunuz, duygusalsınız, ülkenizi çok seviyorsunuz.

        Yaşadınız mı oralarda?

        Hayır. Babam Kolombiya'da doğup büyümüş, bana sadece izleri geçti. Porto Riko'da yaşadım bir süre. Virgin Adaları'nda büyüdüm; çok yakın Kolombiya'ya.

        Sörfe de orada başladınız...

        Aynen. Ailecek oralarda dolaşırken babam "Sörf dersi verilir" tabelasını gördü. Kardeşimle ikimizi içeri itti. Başta istemedik ama ilk dersten sonra ikimiz de sörfe aşık olduk. Malzemeyi kavramak, rüzgârın gücünü sonuna kadar hissetmek... Bu bağlantıyı kurunca bir daha ayrılamıyorsun. Birçok sörfçü aynı şeyi söyler. Dünyada insan, doğa ve malzemenin bu kadar bağlı olduğu başka bir spor yoktur. İnsanların nasıl bu işi sevmeyebileceğini aklım almıyor. Kim sevmez sörfü?

        '44 YAŞINDAYIM VE GAYET RAHATIM'

        Aynı zamanda öğretiyor musunuz?

        Kişisel olarak hayır ama Çağla'yla okuldayız gün boyunca ve ister istemez işin o kısmını da görüyorum. Tabii yaş ilerledikçe daha seçici oluyorsun.

        Yaşlanıyor gibi hissediyor musunuz?

        Hayır.

        Birçok sörfçü gibi...

        Sanırım. Yaptıgımız spor hem zihni hem vücudu dinç tutuyor. Hâlâ yarışıyorum, hâlâ ilk 10'dayım. Bırakmak için bir yaş da yok. 44 yaşındayım ve gayet rahatım. 88 yaşında bir tanıdığım var sörf yapan!

        Uyuşturucudan, alkolden sıyrılmak için sörf yapanlar varmış...

        Hem fiziksel hem ruhsal anlamda dengeliyor. Problemlerini mantıklı bir şekilde çözmeni sağlıyor. Annemin bir arkadaşı var. Karısı aldatmış. Bir de üstüne parasını ve çocuklarını almış. Adam hiçbir şeysiz kalakalmış. "Gel sana sörf öğreteyim" dedim. O günden beri kendini o kadar iyi hissediyor ki çocukları onu seçti, sahile birlikte geliyorlar artık...

        'Doğru kadını buldum'

        2 yıl oldu değil mi Türkiye'de?

        Evet. 7 yıldır geliyorum, 2 yıldır yaşıyorum.

        Türkçe öğrenecek misiniz?

        Öğreniyorum. (Türkçe söylüyor...)

        Biliyorum, zor bir dil...

        Çok zor... İspanyolca da biliyorum ama gerçekten farklı.

        Sizi İspanyol sanıyorlar soyadınızdan dolayı.

        Gazetelerde "İtalyan" diye çok çıktı. Sanırım soyadımdan dolayı. Ben İspanya'da doğdum.

        Gelecekten ne bekliyorsunuz?

        Son 20 yıldır sürekli geziyorum. Bildiğim bir şey var, sörfü bırakmayacağım.

        Bu yüzden mi bu yaşa kadar çocuk yapmadınız?

        Sanırım. Bir de doğru kadını bulamamıştım. Şimdi işler değişti!

        Plan dahilinde yani...

        Evet.

        'Türkiye büyük bir ülke'

        Alaçatı nasıl daha iyi olur?

        Özel bir yer Alaçatı. Coğrafyası hem sıfirdan öğrenmek isteyenlere hem de profesyonel yarışçılara uygun. Buraya geldiğimden beri sürekli değişiyor, gelişiyor, yeni yerler açılıyor. Şimdilik bilinçli görünüyor herkes, umarım devam eder. PWA Pegasus, Alaçatı için çok büyük bir şans. Dünyada sörf yapan herkes Alaçatı'yı biliyor.

        Türk windsurf'çüler...

        7 yıl önce çok bilgimiz yoktu Türk sporcular hakkında. Ne zaman ki PWA Alaçatı'da yapılmaya başladı, evsahipliliğinin verdiği rahatlıkla başarılı sonuçlar geldi. Lena ve Çağla dünyada ilk 5'te. Enes de gençlerde çok başarılı. Poyraz öğrencimiz, daha 17 yaşında ve inanılmaz iyi. Daha birçok isim var. Çocuklar var çok başarılı. Artık aileler de bilinçli, daha erken yaşta gönderiyorlar. Pegasus çocukları çok destekliyor. Kısacası Türkler geliyor.

        5 bin çalışana spor

        Adrenalin sporlarıyla uzaktan yakından ilgisi olan herhangi birinin Kutlu Torunlar ismini duymamış olması imkânsız. Winsurf ve motorsiklet yarışlarında ülkemizi defalarca temsil eden Torunlar şimdi de spor organizasyonlarıyla madalyayı hak ediyor...

        Bazı insanlar vardır, o kadar doğru bir meslek seçmişlerdir ki bir kez baktığınızda anlarsınız. Torunlar'la tanıştığımda aynen bunu hissettim. Ülkemizi 1992 ve 1996 Olimpiyat Oyunları'nda temsil eden, özellikle Dakar'da yıllarca bayrağımızı dalgalandıran Kutlu Torunlar şimdi Pegasus PWA Windsurf Dünya Kupası'nda dünyaca ünlü pek çok windsurf'çünün yarışacağı organizasyonun yaratıcısı ve organizatörü Sportworks'ün ajans başkanı olarak karşımda.

        Biz sizi motorsikletle tanıdık ama aslında sörf, öncesinde de yelken geçmişiniz var.

        Aynen. Maalesef bu sporlar o yıllarda basında yer bulacak kadar popüler değildi. Motorsiklete 30'lu yaşlarda hobi olarak başladım. Endrew yani doğada yapılanı tutkumdu... İnsanın hep bir partneri olmalı hayatta. Biz de Kemal Merkit'le yaptık bunu. Ali Deveciler vardı zamanında, sonra da Kemal Merkitler geldi. Arka arkaya 4 Dakar'da birlikteydik, güzel işler yaptık, maalesef rahmetli oldu. 2010'da şalteri kapatıp başka alana, organizasyon tarafına geçtim. Maymun iştahı da diyebilirsiniz; öyle keskin geçişlerim oldu.

        Hep tehlikeli sporlarla uğraştınız. Merak ediyorum; hiç ölüm korkusu yaşamadınız mı?

        Bazı insanların acı eşiği yüksek olur. O sporları yaparken hiç "Acaba ölür müyüm" demedim. Maalesef işin zorluğu gereği çok kötü haberler de aldık ama aklıma gelmiyor o korku. Ama sakatlıktan çok korkarım.

        Organizasyon tarafına nasıl kaydınız?

        Windsurf yaptığım yıllarda yurtdışına çok gittim. 1996 Atlanta Olimpiyatları'na katılmam ciddi tecrübe oldu. Biz sörfçüler herkesten önce gideriz alana, malzemelerden dolayı. Açılıştan kapanışa 3 hafta gibi bir zaman geçiririz. İlk sponsoru olan, o kavramı getirenlerden biriyim ben Türkiye'ye. Eş dost, o spora gönül veren ağabeyler yardım ederdi. Turgut Özal'ın payı büyüktür bunda. Alman bir sigara firmasıyla sözleşme imzaladım. Bir yandan işin lojistik kısmına girdim. Bu da vesile oldu. Ciddi çevre edindim. Yaş ilerlese de bu şekilde hep o heyecanın içinde kaldım. 2020 Olimpiyat Oyunları'nı alırsak, umarım yelken kısmını çok iyi yönetebilecek kapasitedeyiz.

        Genel anlamda öyle bir eksiğimiz var...

        Evet. Toplam kalite olarak baktığınızda çok eksiğimiz var. İnsanlar daha refaha ulaşmalı ki sonra spordan kariyer yapabilsin. Mesela lise çağında çok başarılıyız ama sonrasında aile "Oku, para kazan" diyor. Gerçekten kafayı takanlar sıyrılıyor.

        Geçenlerde tam da bununla ilgili bir haber yaptım. Ek para kazanmak için inşaatlarda çalışırken göçük altında kalan milli atlet...

        Çok acı gerçekten... Hidayet Türkoğlu mesela, kolay mı bir Türk olarak NBA'de bu kadar başarılı olmak.

        180 firma

        Olimpiyatlar dışında neler yapıyorsunuz?

        Corparate Games projemiz var. Özetle "şirket olimpiyatları"... Spor kültürü aileden geçer. Genelde karı koca geç saatlere kadar çalışıyor. Dedik ki onlar sporun içinde olursa çocuklarına da geçer bu. 80'lerde bir İngiliz çiftten çıkmış fikir. Onlarla temasa geçtik. Şirketler yarışıyor. 16 branş var; basketbol, voleybol, futbol, tenis, bowling, golf, yüzme, yelken, masa tenisi ve dragon boat diye bir branş getirdik, Türkiye'ye adapte ettik. Kendine ait bir spor bulamayanlar için süper oldu çünkü 16 kişi oynuyor. Bocce var, bilyeyi en yakınının yanına atma. Bu sene 11. senemiz, Türkiye hakları bizde.

        Önüne gelen yapamıyor yani.

        Evet. Aklına gelebilecek bütün büyük şirketler var. Sporcu bireysel olarak yarışıyor. Şirketine puan yazılıyor. En son 180 firma ve 5 bin kişiye ulaştık.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ