Duşlu, ikramlı first class uçuş

Akabinde iki katlı dünyanın en büyük yolcu uçağı Airbus 380’in üst katında yer alan business class’ta yaklaşık 6 saat süren Bangkok yolculuğum başladı. Gecenin ilerleyen saatinde yollarda olunca sunulan ikramlar, eğlence sistemi cazip gelmiyor, ancak business class’ın tam yatan konforlu koltukları davetkâr olabiliyor.

Ben de tercihimi ikramdan değil uyumaktan yana kullandım ki, öğleden sonra varacağım Bangkok’a dinç ulaşıp günün kalan kısmını rahat bir şekilde şehirde geçireyim. Ancak durumun farkında olan kabin ekibi, kahvaltı için ısrarlı olunca tercihlerimi işaretleyip tam yatağa dönüşen koltuğumda uykuya daldım.

EN LEZİZ İKRAMLAR

Taze sıkılmış portakal suyu, çay, yoğurt, mevsim meyveleri ve sebzeli omletten oluşan kahvaltımı Bangkok görüntüleri eşliğinde yaptım. Yemekleri, ekmek çeşitleri ve mezeleriyle havada en keyifli ikram aldığım havayollarının başında Emirates’in geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Kahvaltımı da her çeşidinden büyük lezzet alarak, özellikle tropik meyveleri ihmal etmeyerek tamamladım. Masamı topladım, koltuğumu düzelttim ve Bangkok Suvarnabhumi Havalimanı’na doğru inişe geçtik.

Uçağın kapısında Emirates’in görevlileri tarafından karşılandım. Havalimanı gerçekten dünyanın en fazla misafir ağırlayan şehri Bangkok’a yakışan şekilde temiz, düzenli ve kullanışlı. Valizim kabin boyu olduğu için bagaj beklemeden direkt dışarıda benim için tahsis edilmiş araca doğru gidiyoruz.

Havalimanının içi kadar dışı da temiz, düzenli, kargaşasız. Sıcaklık yaklaşık 35 derece seviyelerinde. Klimalı aracımıza binince dışarının sıcaklığını, görüş mesafesini azaltan hatta bir sis perdesi oluşturan neme emanet ediyorum.Choa Phraya Nehri kenarındaki Ramada Oteli’ne eşyalarımı bırakıp sıcak caddelere açılıyorum. 2 gece Bangkok’ta kalıp dönüşümü first class’ta yapacağım için heyecanlıyım.

GÖKYÜZÜNDE KONFOR

Geceyarısı Emirates ile Bangkok-Dubai arasında yapacağım first class yolculuk için hazırlıklarımı tamamlıyor ve otelden Suvarnabhumi Havalimanı gitmek için taksiye atlıyorum. Trafikte yoğunluk azalmış, yollar rahatlamış. Emirates’in first class check-in kontuvarına doğru yol alıyorum.

Biniş kartımı alıp pasaport işlemlerini yaptırıyorum ve lounge’a geçiyorum. Lounge’ta oturmak yerine geniş, ferah terminaldeki duty free mağazalarını gezmeyi tercih ediyorum. Ancak first class yolculuk merakından hemen uçağın kapısına yöneliyorum. First ve business class yolcular için ayrılan kapıdan direkt uçağın 2. katına geçiyorum.

Kapıda kabin amiri tarafından karşılanıyor ve first class koltuğuma yönlendiriliyorum. First class’ta baş üstü dolap yok, geniş bir süitiniz var ve bütün eşyalarınız için bir mekân olarak düşünülmüş. Hostes hemen ceketimi alıyor ve süitimin gardırobuna asıyor. Ben koltuğuma yerleşiyorum ve hurma eşliğinde ikram edilen Arap kahvesinin tadına bakıyorum. First class kabine ayrıca geniş TV ekranı önünde çalışmak için bir alan, özel bakım kremleri, kâğıt kalem gibi detaylar ve aperatif yiyeceklerin yer aldığı bir sepet de yerleştirilmiş. Yan tarafta ise mini bir bar ve içecekler ar. Önce diğer Airbus 380 kullanan havayollarının first clsass’ı ile mukayese ediyorum. Çünkü hepsini yakından bildiğim diğer havayolları bu uçağı farklı şekilde tasarlayıp kullanıyor. Ancak hiçbiri diğerine benzemiyor. Emirates’in first class’ı duşunun yer aldığı SPA’sıyla eşsiz.

Gökyüzünde bir odam ve banyom, her an hizmetime koşan kabin ekibi de cabası. Mini odamda dev TV ekranı, abajur, okuma lambası, dergiler, vazoda orkide, elektrikli camlar, kablosuz olarak her şeyini kumanda ettiğim bir mini ekran yer alıyor. Üstelik koltuklarımda da istenen kademede çalışan masaj sistemi var. Heyecandan neye öncelik vereceğimi şaşırıyorum. Bir yandan masaj çalışıyor, diğer yanda dergileri karıştırıyorum, elimdeki kablosuz kumandayla eğlence sisteminde geziniyorum. Hostesin kapımı tıklamasıyla elektrikle çalışan kapının tuşuna kumandadan dokunuyorum. Pijama ve terlikler şık bir keten çanta içinde hem de bedenime uygun şekilde takdim ediliyor. Kişisel seyahat bakım çantamı (amenity kit) incelemeye koyuluyorum. İçinde göz bandı, çorap, en popüler kozmetik markalarından birinin koku, krem, diş fırçası, tarak gibi ürünleri yine önemli markaya yaptırılmış özel bir çantayla sunuluyor. Etrafı keşif çalışmaları bitince eğlence sisteminin içinde adeta kayboluyorum.

Dünya sinemasından klasiklere, en güncel filmlere varıncaya kadar çeşitlilik, her türden müzik, belgeseller, TV dizileri, Türkçe dublaj film ve müzik albümleri arasında neyi tercih edeceğimi şaşırıyorum. Bu arada devasa uçağımızın nasıl ve ne zaman kalktığını bile hissetmiyorum. Havada olduğumu uçakta 15 dil konuşan kabin memurunun anonsuyla fark ediyorum.

Gökyüzünde devasa bir uçakta yüzlerce kişiyle değil sanki özel jetimde tek başıma uçuyorum. First class’ta ise benden başka 2 yolcu daha seyahat ediyor. Uçağımız tırmanışı tamamlamış, düz uçuşa geçiyor. Kemerimi çözüyorum. Hostes inişe bir saat kalana kadar istediğim an duş alabileceğimi, The Emirates A380 Shower SPA’nın her an hazır olduğunu hatırlatıyor. Ben de inişe yakın olabilir notunu düşüyorum ve first class’ı incelemeye devam ediyorum. Mönü zengin, alkollü içecekler en iyi serilerden, alkolsüz içecekler, kokteyller, taze sıkılmış ilginç tropik meyve suları, seç seç bitmiyor.

UÇAKTA DUŞ KEYFİ

Yolculuğum yine gece yarısına denk geldiği için Arap mezeleriyle yetiniyorum. Kapımı kapatıp koltuğumu tam yatar pozisyona getiriyorum ve pijamalarımı giyiyorum. Evdeki yatağımı aratmayacak döşeği serip yorganı üzerime çekip anında uykuya dalıyorum. Ama 6 saatlik uçuşta duş yapmadım dememek için uykuya doymadan uyandığımda uçakta bulunan iki SPA’dan biri benim oluyor.

Binlerce metre yukarda, kesintisiz 5 dakika akan sıcak suyun altında yaklaşık 20 dakika süren bir duş keyfi yapıyorum. En iyi şampuan ve banyo malzemeleri ise bu keyfe zirve yaptırıyor. Özenle seçilmiş havluları ise hiç söylemeyeyim.

Sabahın erken saatlerinde, Dubai saatiyle 4’te duşumu alıp koltuğuma yerleşiyorum ve uçağımız da Dubai Havalimanı için alçalmaya başlıyor. Dubai’nin ışıl ışıl gece görüntüsü eşliğinde inişimiz gerçekleşiyor. Hızla Concourse A’daki yani A380’lerin özel terminalindeki lounge’lara yöneliyorum. Duşumu lounge’ta alıp güzelce kahvaltımı yapıyorum. Artık İstanbul için yeni uçuşa hazırım...