'Yeni jenerasyon tembel'

Esra ÇORUH / HT Cumartesi

ecoruh@htgazete.com.tr

■ 25 yıldır Beymen’desin. Bu kadar uzun süre aynı yerde çalışmak sıkıntı vermiyor mu?

“25 yıl aynı yerde çalışacaksın” denildiğinde insan korkabilir ama 25 yıl boyunca yaşadığın değişim hesaba katıldığında işler değişir. Geçmişe baktığımda “Vay be 25 yıl olmuş” diyorum ama nasıl geçtiğinin farkında bile değilim. Bir bölümü öğrencilik yıllarıydı, bir bölümü Ankara mağazasındaydım, görsel düzenleme yaptım, daha sonra Academia yarışmasına katılıp ödül aldım, art direktör oldum, ardından da kreatif direktör...

■ Türkiye’de “kreatif direktör” denildiğinde akla gelen ilk isimlerdensin. Kreatif anlamda Türkiye’yi nasıl görüyorsun?

Moda tasarımcısı olmak istiyordum Türkiye’de eğitim veren okul yoktu. Bu yüzden ODTÜ’de endüstri tasarımı okudum. Bizim zamanımızda var olmayanı bulman gerekiyordu, bu da bizi biraz daha yaratıcı kıldı. Yeni jenerasyonda biraz tembellik var, çünkü imkânları sınırsız. Bir de çok sabırsızlar. Ancak işin özü asla böyle değil. Birikimin olması lazım, mutfaktan yetişmen ve tecrübe etmen gerekiyor. Yaratıcı gençler var ancak doğru yönlendirilmeleri şart.

‘İLHAM KAYNAĞIM PARİS’

■ Seyahat mi kitap mı neler seni etkiliyor?

Projeler ve koleksiyonlar öncesi, tıkandığım oluyor. Çünkü bizim işimizde başlangıçlar çok önemli. Ülkeye, çevreye ve sokağa baktığımda Türkiye’de bana ilham kaynağı olabilecek hiçbir şey yok. Aksine motivasyonumu aşağıya çeken bir hava var aslında. Senin de tanıdığın ve bildığin bir ilham kaynağım var, ismini söylemek istemediğim biri. Hayata bakışım, ondan öğrendiklerim ve bana kattığı değerler adına o kişi benim için gerçekten çok önemli. İlham perim o.

■ Sana ilham veren şehir hangisi?

Paris çocukluğumdan beri yaşamak istediğim yer. Nedenini tam bilmiyorum ancak Paris’in sokakları, şehrin kendisi, insanların kendilerine olan güvenleri beni gerçekten çok etkiliyor. Paris benim için büyük bir ilham kaynağı. Koleksiyonlarımın çoğunu Paris’te oluşturuyorum.

‘KENDİNE GÜVENMEYEN İNSAN KENDİSİYLE OYNAR’

■ Türkiye’deki ve yurtdışındaki kadınları karşılaştırırsan...

Türkiye’de kadınlar kimlikleriyle, karakterleriyle ortaya çıkmaktansa, kendilerini bir tuval gibi görüyor. Ancak zorlama her şeyin insanı ittiği de bir gerçek. Benim için kıyafetten önce saç gelir mesela. Bizde kadınların saçları mutlaka yapılmış ve abartılıdır. Bunun nedeni kendilerine güvenmemeleri. Güveni olmayan insan, kendiyle oynar. Bizde de kendine güvenen kadınlar var ancak çok ortalarda görünmüyorlar.

■ Sana katılıyorum. Peki hangi yanlış kombine dayanamıyorsun?

Bileğe oturan streç pantolonun altına giyilen kocaman platform topuklar, dayanamadığım korkunç kombinlerden.

■ Bana göre Türkiye’nin en cool giyinen erkeğisin. Kendi tarzın için neler söyleyebilirsin?

Doğru parçalara yatırım yapıyorum galiba. Gardırobumda renkli bir şey yok. Siyah, gri, lacivertle beyaz koton gömleklerden oluşan birbirine uyumlu parçalar var. Bu yüzden de yanlış yapmıyorum. Akıllı, uzun ömürlü ve kaliteli parçalara yatırım yapıyorum.

KONFOR ÖN PLANDA

■ 2014 ilkbahar-yaz koleksiyonunda neler var?

Yarattığımız akışkanlık ve kumaşlardaki hafiflik benim için çok önemli. Bu sezon konforu ön plana çıkardık. İnsanı çok fazla zorlamayan, çok rahat bir koleksiyon oldu. Giydiğinde sanki üzerinde yokmuş hissi veren cool parçalardan oluşuyor. Tek parça olarak gömlek elbiseler favorim. Zorlanmış kombinler yok. Renk birliktelikleri çok önemli, plise detayları çok fazla.

■ Her kadının gardırobunda bulunması gereken olmazsa olmaz parçalar neler?

Doğru kesim, beyaz bir koton gömlek hayat kurtarır. Triko elbiseler, skinny deri pantolonlar, taytlar, güzel üstler olmazsa olmaz. Kışın dış giyim parçaları hayat kurtarıyor, içine ne giyersen giy, klasik bir paltoyla her zaman şık olursun. Yazın da gömlek elbiseler kurtarıcı...

Beymen, 2014 ilkbaharyaz koleksiyon çekimlerinde sanattan ilham aldı. 3 boyutlu çekimler, perspektif üzerine sıra dışı işleriyle tanınan Hollandalı sanatçı M.C. Escher’in merdivenlerinin izini taşıyor.