Asırlık bir yol hikâyesi

HT CUMARTESİ / Levent ÖZÇELİK

Koca bir yüzyılı geride bırakan Maserati’nin hayat hikâyesini anlatan serginin açılışı için Bologna-Modena yollarındaydım. İtalyan otomobil markasının hikâyesini Alessandro Maserati’den dinledim.

Koca bir yüzyılı geride bırakan Maserati’nin “yüz yıllık serüveni”ni anlatan serginin açılışı için Bologna- Modena yollarındaydım. Geçen yaz yine otomobil dünyasının efsane markaları Ferrari ve Maserati’nin doğum yerinde uzun voltalar atmıştım. Spor otomobil dünyasının bu iki süper çocuğuna dair pek çok hikâye dinlemiş ve izlemiştim. Maserati’nin 100 yıllık yolcuğunu Alessandro Maserati’den dinledim. Alessandro anlatmaya ilk “Maserati” ile başlıyor ve hikâyeye bir maket eşlik ediyor: Yıl 1914. Alfieri, Ettore, Ernesto ve Bindo Maserati kardeşler, evlerinin arka bahçesindeki çayırda toplanmış ilk Maserati otomobilleri hakkında konuşuyor. Önlerinde uzun bir yol var. Yarış pistleri, otobanlar ve nihayet günümüz şehirlerinin en şık caddeleri... Ardından Maserati’nin fabrikasını geziyoruz. İlk bakışta daha önce gezdiğim otomobil fabrikalarının üretim bantlarından farklı gelmiyor. Dakikalar ilerledikçe farkı anlıyorum. Örneğin üretilen otomobillerin neredeyse tamamı kişiye özel. 12 bin farklı kombinasyon yaratılabiliyor burada. Üretim bandında hemen her parça mücevher gibi işleniyor ve pek çoğunun sahibi belli... Fabrika turu boyunca rekabetçi bir tavır takınıyor Maseraticiler. Hemen her dakika diğer otomobillerle, özellikle Ferrari’yle rekabetlerini hissediyorsunuz. Bu rekabetin en önemli şahsı kuşkusuz Enzo Ferrari...

ENZO FERRARİ’NİN MASERATİ TEPKİSİ

1980’li yıllarda dönemin İtalya Başbakanı Sandro Petrini, Ferrari fabrikasını ziyarete gider. Ferrari’nin efsanevi kurucusu Enzo Ferrari, kendisini kapıda karşılar ancak başbakanın ineceği otomobilin kapısını açmaz, put gibi durur. Gazeteciler, konuklar herkes şaşkınlıkla izler. İşin aslı; Başbakan Sandro Petrini’nin makam otomobili Maserati’dir ve Enzo “Bir Maserati’ye el sürmem” diyerek kapıyı açmaz ve başbakan kapıyı kendisi açar. Her ne kadar her iki marka da “Aramızda hiç rekabet olmadı” gibi cümleler kursa da bunun gerçek olmadığını biliyoruz. Çünkü hız varsa rekabet vardır.

Logo, Neptün’ün üç başlı mızrağı

Markanın logosunu tasarlayan Mario Maserati, Maserati kardeşlerin doğduğu Bologna’nın merkezindeki “Neptün Çeşmesi”nden ilham almış. Logoda Neptün’ün sembolü olan üç başlı mızrak var. Roma mitolojisinde denizler tanrısı olarak bilinen Neptün üç başlı mızrak ile yere vurduğunda depremler olduğuna inanılır.

Maserati’nin öyküsü

Maserati’nin kuruluş öyküsü, I. Dünya Savaşı öncesine dayanıyor. “Societa Anonima Officine Alfieri Maserati”yi kurmadan önce çeşitli motor ve motosiklet firmalarında çalışan Maserati kardeşler, yeni gelişmekte olan otomotiv sektörüne girmeye karar verdiler. Finansal engelleri aşıncaya kadar Fiat ve Isotta gibi şirketlerde test pilotu ve teknisyenlik gibi görevlerde de çalıştılar. Aralık 1914’te Maserati resmen kurulduğunda Ettore 20, Ernesto ise henüz 16 yaşındaydı. I. Dünya Savaşı süresince İtalyan ordusu için buji üretimi gerçekleştiren Maserati, Isotta markalı araçları modifiye ederek yarış versiyonlarını hazırlamaya başladı. 1925’te kendi yarış otomobillerini geliştirmek üzere kolları sıvayan Maserati kardeşler, 1926’da “Tipo 26”yı gün ışığına çıkardılar. Tipo 26 kendi sınıfında birinciliği elde etti. Maserati, 1939’da Orsi Ailesi tarafından satın alındı. 1954’te A6 G54 adı verilen yepyeni bir spor otomobil tanıttılar. Bu sırada Fangio gibi efsane pilotlarla pistlerde Ferrari ve Talbot’lara kök söktürüyorlardı. Ancak şirket, dünya ekonomisinin otomotiv şirketleri üzerindeki olumsuz etkisini dikkate alarak, motor sporlarındaki başarılarına rağmen artık yarış otomobilleri yerine binek otomobil üretimine odaklanacaklarını açıkladı.

‘Musei Ferrari’de Maserati 100. yıl sergisi

Maserati, 100. yılını görkemli bir sergiyle kutluyor. Maserati fabrikasının hemen yakınındaki Modena Ferrari Müzesi’nde 23 özel seçilmiş Maserati’nin arasında birkaç tanesi özellikle dikkat çekiyor. Örneğin firmanın kurucusu Alfieri Maserati’nin 1926’da tasarladığı, sadece 43 adet üretilen “Tipo 26”. Ünlü rally pilotu Juan Manuel Fangio’ya ilk Avrupa zaferini kazandıran “Maserati 4CLT/48”; birinci nesil “1963 Quattroporte” ve tabii ki son model Quattroporte bir arada. Sergi 15 Ocak’a kadar açık kalacak.