Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Köstebekgiller - Perili Orman filmi, İnci Türkay, İnci Türkay sinema filmi, çocuk filmi, sihirli annem

        Aslı ÖZTÜRK / HT CUMARTESİ

        aozturk@htgazete.com.tr

        Yıllarca devam eden ‘Sihirli Annem’ dizisiyle hafızalarımızda yer eden, özellikle çocukların sevgilisi haline gelen İnci Türkay, yepyeni bir animasyon sinema filmiyle hayranlarıyla buluşacak. Çocuklar için çektikleri Köstebekgiller animasyon dizisinin sinema versiyonu olan Perili Orman 2015, şubat tatilinde çocuklarla buluşacak. Türkay’ı sinema filminin çekimlerinde bulduk.

        Yer aldığı projelerle çok sayıda çocuk hayranı olan İnci Türkay, yeni sinema filmi için karavanın direksiyonuna geçti. Türkay, Yapımcılığını Arzum Film Animasyon, yönetmenliğini ise Mustafa Kotan’ın üstlendiği “Köstebekgiller - Perili Orman” adlı filmde, dizideki gibi Ceyda karakteriyle karşımıza çıkacak. Türkay’la yıllardır çocuklar için televizyon ekranlarında yer aldığı programları, dizileri ve yeni filminin tüm detaylarını konuştuk. Her fırsatta çocukları çok sevdiğini ve kariyerini bu yönde şekillendirmiş olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen başarılı oyuncu, önümüzdeki yıl şubat ayında vizyona girecek olan filmden de oldukça memnun ve umutlu.

        ■ Yıllardır çocuklara yönelik dizi ve projelerle ekranlardasınız. Bu özellikle istediğiniz bir şey miydi yoksa kariyeriniz kendiliğinden mi böyle şekillendi?

        Kesinlikle kendi tercihim. Öncelikle ben bir tiyatrocuyum ve izleyiciler beni tiyatro sahnesinde tanıdı. Sahnede performans sergilediğim zamanlarda benimle tanışmak isteyen tüm yapımcılara ve televizyon yöneticilerine hep “Çocuklara yönelik projelerde çalışmak istiyorum” dedim.

        ■ İlk projeniz neydi?

        Bu anlamda bana inanan, güvenen ilk isim ise o dönem Kanal D’nin genel müdürü olan Faruk Bayhan’dı. O bana çocuk programı yapma fırsatını verdi.

        ■ Ne kadar sürdü?

        Aralıksız 10 yıl aynı kanalda çocuk programları yaptım. Ardından da bir kült haline gelen Sihirli Annem dizisini yaptık.

        ■ Çocuk sahibi olmanızın bu tarz projeleri tercih etmenizde etkisi oldu mu?

        Çocuklarla çalışmaya başladığımda anne değildim. Tiyatroda ise çok dişi rollerde oynuyordum. Bu sektördeki boşluğu görmem ve tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizde de mutlaka çocuklara yönelik projelerin yapılması gerektiğine inanmam beni bu yola itti.

        ■ Peki kendinizden yaşça küçük bu minik oyuncularla çalışmak nasıl, zor mu?

        Samimi, yalansız, hayallerle ve sürprizlerle süslüdür çocuklarla çalışmak. Onlara yapılan yatırımın çok değerli ve kalıcı olacağına da inancım sonsuz.

        ‘DERİN NEFES ALIP 10’A KADAR SAYARIM’

        ■ Günlük hayatta da bu kadar sevimli, sevecen ve sempatik bir kadın mısınız?

        Buna benim yorum yapmam doğru olmaz. Çevremdeki insanlar öyle söylüyor. Genelde neşeli ve mutlu görünürüm. Bu soruyu beni tanıyanlara sormak daha doğru olacak.

        ■ O zaman şöyle sorayım, çabuk sinirlendiğiniz olur mu?

        Kolay kolay sinirlenmem. Çünkü bu hayatta hâlâ bazı şeylere şaşırabiliyorum. “Yok canım olmaz, öyle değildir” diyorum.

        ■ Ani tepkiler verir misiniz peki?

        Hiçbir zaman fevri bir insan olmadım. Çok kızsam da konuşmadan ve ani bir tepki vermeden önce derin bir nefes alıp içimden 10’a kadar sayarım. İnsanları yaralamak istemem. Bu yüzden sonuçlarına katlanabileceğim şeyler yaparım.

        ‘HAYALİ DOSTLAR İÇ SESİNİZ OLUYOR’

        ■ Köstebekgiller animasyon dizisine dahil olma süreciniz nasıl gelişti?

        Projenin en başından beri içerisindeyim zaten. Sihirli Annem dizisinde oynarken yapımcı arkadaşlardan böyle bir teklif geldi. Projeden etkilendim. Hemen gözümde canlandırdım, hayal kurdum. Onlarla biraz oynadım ve kabul ettim.

        ■ Dizideki gerçek karakterlerin arasına böyle animasyonların sıkıştırılmasının çocukların psikolojilerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyor musunuz?

        Tam tersini düşünüyorum. Bence çocuklar üzerinde oldukça olumlu etkileri var. Neticede herkesin bir hayal arkadaşı, güvendiği, karşılıksız sevdiği ve hayallerinde yaşattığı dostları olmalı. Onlarla konuşmalı, tartışmalı yani böylece en güzel özeleştiriyi yapabilmeli.

        ■ Ne işe yarayacak bu hayali arkadaşlar?

        Herkesi kandırabilirsiniz ama kendinizi kandıramazsınız. O hayali dostlar sizin vicdanınız, iç sesiniz oluyor. Onları dinleyince yalansız, en gerçek hislerinize kulak verip en doğru kararları alabiliyorsunuz.

        ■ Animasyon köstebeklerin gerçekliğine inanıp gerçek hayatta da onları görmeyi bekleyen çocuklar olmasın sonra...

        Olabilir tabii. Olmalı da... 6-7 yaşına kadar onları görmeyi ümit ederler. Onların kendilerini sürekli izlediğini, duyduğunu düşünerek daha doğru davranırlar. Zaten artık çocuklar o kadar çabuk her şeyin farkına varıyor ki biraz büyüyünce onların gerçek olmadığını, bilgisayar ve görsel efekt kahramanı olduklarını çözüyor. Ama güzel olan onları sevmeye ve onları hayallerinde yaşatmaya devam ediyor olmaları.

        ■ Çocukların Köstebekgiller’i bu denli sevmesini siz neye bağlıyorsunuz?

        Anlattığımız hikâye çok sıcak, sevgi dolu. Zaman zaman çok şaşırtıcı ve sürprizli. Animasyon karakterler çok sevimli. Bu dizide organik bütünlük dediğimiz bir yapı var. Bu yüzden defalarca tekrar yayınlanmasına rağmen çok izleniyor ve çok seviliyor.

        ‘Vitesi ve direksiyonu sertti’

        ■ Perili Orman sinema filminde dizideki gibi Pelin’in annesisiniz...

        Filmin ana karakterlerinden Pelin’in annesiyim. Filmde, tatile bir minibüsle çıkıyoruz ve minibüsü ben kullanıyorum. Ben pek sınırları olan bir oyuncu değilim. Yıllarca olmayan rol arkadaşlarım oldu. Boşluğa oynadım. Hepsi efektlerle sonradan yanıma iliştirildi. Ejderhalar, iguanalar, yılanlar ve kertenkeleler rol arkadaşlarımdı.

        ■ Daha önce minibüs kullanmış mıydınız?

        Filmdeki kadar eski bir minibüsü hiç kullanmamıştım.

        ■ Zorlandınız mı?

        Biraz... Çünkü çok yaşlı bir minibüstü ve söylediklerimi pek dinlemiyordu. Vitesi ve direksiyonu çok sertti.

        ■ Film hangi yaş aralığındaki çocuklara hitap edecek?

        Bence film herkese hitap edecek. Ama tabii 3-12 yaş aralığındaki çocuklar bayılacak. Hayal kurmayı hâlâ becerebilen bulutların sarı, fillerin kırmızı olabileceğine inanan herkes çok sevecek bu filmi.

        ■ Hikâyeyi biraz anlatabilir misiniz?

        Ben, kızım, yakın arkadaşı Caner ve tabii ki Köstebekgiller ile birlikte bir tatile çıkıyoruz. Gittiğimiz otelde karşımıza birbiri ardına garip olaylar ve renkli kişiler çıkıyor. Bu projede çok değerli oyuncu arkadaşlarımla çalıştım. Her birinin karakteri ayrı sürprizli ve şaşırtıcı. Filmi, Bolu Abant’ta çektik.

        ■ Çocuklar için bu filmden başka projeleriniz var mı?

        Çocuklar için yeni bir program hazırlığı içerisindeyiz. Onları fazla ihmal etmemek kaydıyla hedef kitlesi çocuklar olmayan yeni işlerle de karşınızda olabilirim.

        ■ Oğlunuz Ali, sürekli başka çocuklarla ilgilenmenizi, rol icabı anneleri olmanızı kıskanıyor mu?

        Hiç öyle bir durum yok. O her şeyin farkında ve artık 9 yaşında. Biliyorsunuz şimdiki çocuklar bir harika.

        ‘OĞLUM BENİ VE KENDİSİNİ SİHİRLİ SANIYORDU’

        ■ Oğlunuz artık bunun bir “meslek” olduğunun farkına varabildi yani?

        Elbette... Ali, uzun süredir bunun benim işim olduğunun farkında. Çünkü bizim hayatımız oyunculuk üzerine kurulu değil. Biz çok seyahat eden, sevdiklerimizle çok vakit geçiren, bol bol oyun oynayan, hayvan seven, araştıran, yazan-çizen ve yaşadığımız hayattan sonuna kadar zevk alan bir aileyiz.

        ■ Oğlunuzun “bir dönem” sizin gerçekten sihirli güçlere sahip olduğunuza inandığı oldu mu?

        Evet 4.5-5, beş yaşındaydı ve Sihirli Annem’i izliyordu. Olan biten her şeye inanıyor; beni ve kendisini sihirli sanıyordu.

        ‘Doğal döneme dönenlerdenim’

        ■ Yıllardır sarı olan saçlarınızdan vazgeçip kahverengiye döndünüz? Özel bir sebebi var mı yoksa siz de modaya ayak uyduranlardan mısınız?

        Ben doğal döneme dönenlerdenim. Son 3 yıldır saçlarımı hiç boyamıyorum. Neredeyse hiç kuaföre gitmiyorum. Sarışın olduğum dönemler ‘Betüş’ içindi. Çünkü karakterin öyle olması gerekiyordu. Eğer yeni roller için saçlarımın kızıl ya da sarı olması gerekirse boyatırım.

        ■ Özel yaşantınızı çocuğunuzla eş zamanlı olarak sürdürebiliyor musunuz peki?

        Evet. Hayatımda birisi de var üstelik. Zamanı doğru kullanınca işleri yoluna koyabiliyorum.

        ■ Yeniden anne olmak ister misiniz?

        Bilmem ki... Belki olabilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ