'Ne biz ne başkası REDD'i öldüremez'

Kübra PAR / HT PAZAR

REDD severlere müjde! Söylentilerin aksine grup dağılmamış, sadece artık yollarına 3 kişi devam edecekler. Yeni albüm yılbaşında raflarda olacak...

REDD Türkiye’nin en sevilen rock gruplarından biri. Geçtiğimiz hafta Berke ve İlke Hatipoğlu yollarını ayırdı ve REDD’in dağıldığına dair bir açıklama yaptılar. Kalan üyelerin karşı cevabı gecikmedi. İki farklı açıklama olunca dinleyicilerin kafası karıştı. REDD dağıldı mı dağılmadı mı? Doğan Duru, Güneş Duru ve Berke Özgümüş ile buluştum, işin aslını sordum...

REDD nasıl kurulmuştu?

Doğan Duru: “İnvictus Band” diye bir grubumuz vardı. Kadro değişince grubun sound’u ve kimyası değişti. “Ten” adında yeni bir grup kurduk ama o isim de pek içimize sinmedi. 2005’te ilk albümümüz çıkarken ‘reddetmek’in “Redd”ini isim olarak seçtik. Grubun ismi epistemolojik olarak da önemli. Bir grup REDD diye ortaya çıkıyorsa reddetme ön kabulünde oluyor demektir.

REDD neyi reddediyor?

Doğan Duru: Bizim açımızdan REDD, sadece müzik grubu değil, düşünsel bir değer. Farkındalık yaratan bir grup olduk. Bir çizgimiz var, hiç eğilip bükülmüyoruz. “Sesimizi çıkarmayalım başımız belaya girer, sponsorları kızdırırız ya da medyada yer alamayız, radyoda televizyonda parçalarımızı çalmazlar” diye düşünmüyoruz. REDD’i kavramsal bir dünya olarak görüyoruz. O yüzden ne biz ne de bir başkası REDD’i öldüremez.

REDD’in derdi nedir? Niye müzik yapıyorsunuz?

Güneş Duru: Yeni şarkılar yazarken bu coğrafyanın, bu ülkenin dertlerini bir kenara bırakıp sanki hiçbir şey yaşanmıyormuş gibi, dünya güllük gülistanlık bir yermiş gibi şarkılar yapmak istemiyoruz. Rock müzik bir reaksiyondur. Oysa Türkiye’de ana akım rock müzik son 12 yılda arabesk ve ağlak bir yere doğru evrildi. Terk edilen erkek ve acı var... Gençliğin beslendiği şey melankoli bile değil tuhaf, ezik bir acı biçimi. Bu acının içinde yaşadığımız toplumsal olaylara hiçbir gönderme yok, aksine ondan kaçınan sözler var. Her şey tamamen apolitik. Ama biz öyle bir dünyada yaşamıyoruz. Bütün akıntının tersine bir şey yapmaya çalışan çok az müzik grubu var. REDD onlardan biri...

Sizin şarkılarınızda da propagandist bir politik söylem yok ama...

Doğan Duru: Yok tabii ki... Aşk şarkıları da yazıyoruz. Müziği sadece protesto biçimi olarak kullanmak istemiyoruz. Varoluşsal, toplumsal bir meselenin peşindeyiz. Alt metinleri güçlü, daha düşündürücü şeyler yazmaya gayret ediyoruz.

Şarkı sözlerini daha çok kim yazıyor?

Doğan Duru: Ben yazıyorum. İronilere yer vermeyi seviyorum, aşk şarkısı sanılan birçok şarkının içinde farklı olaylar cereyan ediyor aslında.

‘ZAMAN İÇİNDE MÜZİĞE VE HAYATA BAKIŞIMIZ FARKLILAŞTI’

Gruptan ayrılan Berke ve İlke Hatipoğlu ile uzun süre birlikte çalışmışsınız. Kardeş gibi birlikte büyüdükten sonra ne oldu da aranız açıldı?

Güneş Duru: Evet neredeyse kardeş gibiydik. Hikâye bütün rock grupları için aynı aslında... Aynı mahalleden, sınıftan arkadaşlar bir araya gelir ve grup kurar. Fakat o genç yaşta başlayan ilişki, büyüdükçe zorlaşır. 20’li yaşlarda hayata ve topluma dair büyük kaygılarınız yokken rahat rahat anlaşabiliyorsunuz ama ortak alanlar zaman içinde azalmaya başlıyor. Yollarımızı ayırmamızın iki nedeni var. Müzikal olarak artık onlarla aynı paydada buluşamıyoruz. Yaşam biçimimiz ve hayata bakışımız da bir süredir farklı... Grup içindeki ego çatışmaları yüzünden albümleri istediğimiz seviyeye çıkaramadık. Sadece onları suçlamak doğru değil. Onların da farklı hayalleri ve beklentileri vardır. Sonuçta biz farklı ve yeni bir şeyler üretmek istiyoruz. Artık geri dönülemez yaşlara, 40’lara geldik ve arkamıza dönüp baktığımızda “Budur” diyeceğimiz şeyler yapmak istiyoruz. Temel problem bu...

Tartışma grubun REDD ismiyle devam edip etmemesi üzerine... İsmin devam etmemesi konusunda haklı değiller mi?

Güneş Duru: Grupta 5 kişiydik. Berke Özgümüş’ün katılımıyla sound’umuz oldukça değişti. Grubu ortadan ikiye bölüp matematik hesabı yapmak Berke’ye büyük haksızlık olur... Üç yıldır sorunlar yaşıyorduk. Neredeyse prova bile yapamaz hale gelmiştik. Dinleyiciyi daha fazla kandırmamızın âlemi yoktu. “Ya benimsin ya kara toprağın” mantığıyla bu grubun yok edilmesini kabullenemeyiz.

Onların yokluğu eksiklik yaratmayacak mı?

Berke Özgümüş: İkisi de çok yetenekli müzisyenler. Bu zamana kadar yaptıkları her zaman hatırlanacaktır. Ancak biz yeni bir sound anlayışıyla sahnede olacağız, eksiklik hissetmeyeceğiz yani.