Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tarihe not düşülen günlerden biriydi önceki gün. Türk uçakları bir Rus savaş uçağını düşürdü.

        Aslında yeni hükümetten, Egeli bakanlardan ve özellikle çiftçiyi ayağa kaldıracak yeni hamleler ve projelerden söz edecektim bugün. Ancak, dünyayı sarsan Rus savaş uçaklarından fırlayan pilot koltuklarına değinelim önce.

        Askerliği “uçaksavar takım komutanı” olarak yaptığımdan mıdır nedir, konu ayrıca ilgimi çekti. Görev de gazetecilik olunca gün boyu ajanslardan düşen haberleri takip ettim. Çünkü Sovyetler’in dağılmasının ardından ilk kez bir NATO ülkesi, Rus savaş uçağını düşürdü. Putin’in tehdit ifade eden sözleri de dış basında geniş yankı bulurken, olayın Türkiye’yi Suriye bataklığına daha fazla çekeceği yorumları yapıldı.

        ***

        Aslında benzer sınır ihlalleri geçmişte de yaşanıyordu.

        Peki daha önce değil de neden 24 Kasım’da düşürdük?

        Sorunun yanıtı önceki hafta Antalya’da yapılan ve dünya liderlerinin katıldığı G20 zirvesinden taşan bir haberde gizli aslında.

        Hükümet, Çin ile yaptığı 4 milyar dolarlık uzun menzilli füze anlaşmasını iptal etmiş, “Füzeler yerli malı olacak” demişti.

        İptal edildiği söylenen ihale 2013 sonbaharındaydı. Fransa-İtalya ortaklığı ile ABD’nin de yarıştığı ihaleyi Çin kazanınca uzun süre Batı’dan Türkiye’ye yönelik sert eleştiriler geldi:

        Çin’le başka sektörlerde işbirliği yapabilirsin ama bir NATO ülkesinin savunmasında NATO dışından silahlar olmamalı.”

        Bu durumdan en çok da ABD rahatsızdı, geçen sürede küçük çaplı krizler yaşandı.

        Ekonomik işbirliği grubu olan ve Rusya’nın da içinde yer aldığı Şangay Beşlisi’nin lideri Çin’le füze anlaşmasını noktalamamız ABD başta NATO ülkelerini sevindirdi.

        Türkiye, bu kararla (Bir süredir tartışılan) tarafını kesin olarak belirlediğini ilan etti.

        Yani önce kendini sağlama aldı, sonra harekete geçti.

        Olayın bize eksi ve artı yansıması olacaktır elbet. Ki, Türkiye’nin risk primi uluslararası piyasalarda bir anda yükseldi.

        Önceki gün borsa yüzde 4.4’lük düşüş yaşarken, döviz ve faizde yükselişler kaydedildi. Rus turistlerin çoğu gelmeyebilir. Doğalgazda sorun çıkabilir, projeler aksayabilir, ekonomimiz aksayabilir vb.

        ***

        Suriye bataklığında geldiğimiz nokta malum. Yakın geçmişte defalarca hatalar yapıldı, kriz iyi yönetilmedi,

        Tarih boyunca Osmanlı’nın 15 kez savaş yaptığı, Kurtuluş Savaşı sırasında ise dost olup bize yardım eden Rusya ile yine aramız bozuldu.

        Mevlana’nın, “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” dediği gibi.

        Geçmişi bir kenara bırakıp, geleceğe bakarsak eğer;

        Olası daha büyük facialar yaşanmaması adına, kapıya dayanan, defalarca ‘git’ denmesine rağmen ‘gitmeyen’ uçak düşürme olayını meşru madafaa olarak görüyor;

        Yaşanabilecek birçok kriz ve savaş tehlikesini de, başlamadan önleyeceğine inanıyorum. Zira düşen uçak Suriye, Irak, İran gibi ülkelerin değil. Bir süper gücün savaş uçağıydı.

        Bir anlamda bu olay, Türkiye’nin gövde gösterisidir.

        Diğer Yazılar