Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Amerika’da Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında seçmen bir tercih yaptı.

        Zaferi Cumhuriyetçiler’in adayı Trump kazandı. Piyasalardaki karamsar tablo sonrası; Amerika için olduğu kadar Avrupa için de kaos ve krizin başlaması yönünde bir beklenti oluştu..

        Zira gelenekselleşmiş ABD politikasının bir bölümünden bile vazgeçilmesi demek; AB için de tehlike çanları çalması anlamını taşıyor.

        Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Gürsel Dönmez, önceki gün Trump’un kazanması halindeki Avrupa’yı şöyle yorumlamıştı:

        “2017 yılının kasvet derecesini aralık ayı başında Avusturya’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi belirleyecek. Aşırı sağın adayı seçimi kazanacak gibi gözüküyor. Böyle olursa, Avrupa Birliği çatırdamaya başlar.”

        DÜNYADA KRİZ

        Dünyada çıkabilecek krizler doğal olarak Türkiye’yi de tehdit edecektir. Ancak hükümetin son dönümde uyguladığı “mutlaka yatırım yapın” çağrısı ve politikasına vatandaşın destek vermesi ile süreci hem en az hasarla, hem de büyüyerek geçirebiliriz.

        Sanayi devriminde büyük yol almış, önemli virajları dönmeyi başarmış bir Türkiye olarak yeniden tarıma önem vermeliyiz.

        Hatırlayın; 80’li yıllara kadar Türkiye tarımsal üretimin yıldız ülkesiydi. Ege, özellikle de Denizli kendi kendine yetebilen 7 bölgeden biri gösteriliyordu. Sonrasında yanlış tarım politikaları ile köyden kente göç hızlandı ve sonuç malum.

        Şimdilerde...

        Tarımsal üretim anlamında uygulanan yeni politikalar ve desteklemelerle bozulan üretim düzeni yeniden toparlanıyor.

        Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in yaptığı “Dünyada ilerleyen yıllarda gıda savaşları çıkabilir” uyarısını ben çok fazla önemsiyorum.

        Bu bir kehanet değil ama Bakan Çelik dikkate alınması gereken bir tespiti.

        TARIM ÜLKESİ

        “Gelecekte su savaşları çıkacak” uyarıları yanı sıra dünyanın hızla artan nüfusu ve büyüyen yoksulluğun getirdiği tehlikelere karşı da hazırlıklı olmalıyız.

        İlk hedefimiz; yeniden teknolojiyi de kullanarak kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesi olmalıyız.

        İkinci hedef; tarımsal üretimi artırarak dünyanın en gözde pazarı haline gelmeliyiz.

        Ki, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “köylü milletin efendisi” olsun.

        Türkiye’nin 2023 ile 2053 hedeflerine ulaşmasının tek yolu, Ege tarımının kalkınmasından geçer.

        Diğer Yazılar