Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fitch’in not düşürmesiyle beklenen negatif gelişme gerçekleşti ve finansal piyasalarda kısmi bir rahatlama oldu. Stres biraz olsun azaldı. Beklenenin gerçekleşmesiyle birlikte piyasalarda belli kâr satışları oldu. Güvenlik endişeleri, TCMB’nin doğrudan faiz artırmaması, Trump’ın bilinmezliğinin getirdiği korku, Anayasa değişikliği, enflasyonun ve işsizliğin yükselmesi, yatırım yapılabilir kredi notunun tamamen kaybedilmesi negatif gelişmelerdi. Bu gelişmelerin en çok yansıdığı yer de döviz kuruydu, faiz de kısmen etkilendi.

        - Notun indirilmesiyle bütün negatif gelişmeler elbette geride kalmadı. Ancak gelişmeler açısından yılın en yoğun, en stresli ayı geride kaldı. Bundan sonra gündeme gelse de negatif gelişmeler daha seyrek olacaktır. Bu açıdan en kötüsü ocak ayında geçildi diye umuyoruz. Bilinen ve beklenen en son negatif gelişmenin gerçekleşmesiyle bu tür gelişmelere bir süreliğine ara verdik gibi.

        - 3.5 ayı kapsayan bu negatif gelişmeler sırasında, son olarak Fitch notu indirir satarım diye dövizde alım yapan da, fırsat kollayan da pekâlâ vardı. Ne de olsa son 3.5 ayda doların artışı yüzde 33’e kadar çıkmıştı. Cuma akşamı not indirimi ardından ilk işlem günü olan dün doların yüzde 2’ye yakın değer kaybı da bundan.

        - Bu çerçevede bir süreliğine dövizde yeni yükselişler, yeni rekorlar beklemiyoruz. Yüksek oynaklık devam edebilir. Çünkü gündem yoğundur. Nisanda referandum yapılacak. Ya başkanlık sistemine geçeceğiz ya da erken genel seçime gitmek durumunda kalacağız. Dış politik gelişmelerin nereye evrileceği de belirleyici olmaya devam edecek. Enflasyon, büyüme, işsizlikteki gidişi tersine çevirip çeviremeyeceğimiz de, piyasaların yönünü belirleyecek ekonomik gelişmeler olacak.

        Yüzde 33 artışla olumsuz pek çok gelişme fiyatlandı. 3.5 aya sığan bu dolar artışının içinde Türkiye’nin not indirimleri, Merkez Bankası’nın faizi doğrudan artırmaması, Anayasa değişikliği ile Türkiye’nin yönetim sisteminin değişmesi, güvenlik riskinin artması, ekonomide enflasyonun ve işsizliğin artmasına karşılık büyümenin düşmesi bulunuyor.

        - Ancak kısa vadede beklenmedik yeni şoklarla karşılaşmazsak, dövizde yeni rekor düzeylere çıkılmayacak gibi. Son not düşüşü de dolar kurunu 12 Ocak’taki güniçi 3.94’lük rekor düzeyine veya üzerine çıkarmaya yetmedi. Merkez Bankası’nın gecelik borçlanma maliyetlerini yükseltmesinin etkisiyle bu tepe noktanın belli bir süre rekor düzey olarak kalabileceğini tahmin ediyoruz. Nasıl ki 12 Ocak’tan bu yana 3.94 geçilemiyorsa, bir süre daha geçilemeyebilir. Hatta referanduma doğru TL’deki değer kazanımı belirginleşebilir de.

        - Eğer TL’de referandum öncesi değerlenme göremezsek veya kur artmaya devam ederse, bunu ya hükümetin ekonomiyi yapısal olarak dönüştürmeye ve kur yoluyla terbiye etmeye karar verdiğine yorumlayacağız, ya da gücünün artık yetmediğini düşüneceğiz. Artan kur karşısında hükümetin bazı alacaklarını düşük ve sabit kurdan tahsil etmeyi kabul etmesini, kur yoluyla terbiye politikasına ters yorumluyoruz. Dolayısıyla daha ağırlıklı beklentim referandum öncesinde TL’nin değer kaybının durdurulacağı yönünde.

        - Referandum sonrası ise gündem bir kez daha değişecek. Sistem değişikliğinin reddinin erken genel seçime yol açacağını yetkililer söyledi. Referandumun kabul edilmesi halinde ise Türkiye’nin yönetim sistemi değişecek. Muhtemelen Bakanlar Kurulu’nda da değişikliğe gidilecek. Ekonomiye de zorunlu biçimde yeniden odaklanmak durumunda kalınacak.

        SONUÇ: “Tarih cesurlardan yanadır.” Pablius Terentius

        Diğer Yazılar