Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen hafta enflasyon açıklandıktan sonra özellikle gıda ve sebzede yüksek fiyat artışlarının nedenini sorguladık. Yarın açıklanacak ekonominin yol haritasında da, en önemli kalemlerden birinin tarımda üretime keskin bir dönüş ile üretim sonrası ticaretin yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirttik.

        - Niye tarım ve niye tarla sonrası gıda zincirinin düzenlenmesi gerektiğine gelirsek, o da şu: Eğer enflasyonla mücadelede edilecekse odak noktasına gıda maddeleri konulmalı. Enflasyon sepetinin dörtte biri gıda ve Mart 2019 itibariyle genel enflasyon yüzde 19.71 iken, gıda-içecek grubu yüzde 29.77 yükseldi. Dahası son bir yılda işlenmemiş gıda fiyatları yüzde 41,71, taze meyve ve sebze fiyatları ise yüzde 70.69 arttı. İşlenmiş gıda grubu fiyat artışı da yüzde yüzde 18.69 düzeyinde.

        - Burada çok açık ve net olan durum, sebze grubu fiyatlarının açık ara yüksek çıkması, gıda sepetini yukarı çekmesi, gıdanın da enflasyonu yükseltici etkisidir.

        TÜKETİCİ FİYATI ÜRETİCİYİ KATLADI

        -Aşağıda dagörülebileceği gibi, yerel seçimden yerel seçime son 5 yıllık genel tüketici fiyatları artışı yüzde 69.8’i buldu. Bunun alt grubu olan gıdadaki tüketici fiyat artışı yüzde 93.6 ile genelin 23.8 puan üzerinde gerçekleşti.

        - Gıdayı da bu ölçüde meyvelerin yüzde 99.5, sebze fiyatının yüzde 168.2 yükselmesi artırdı.

        - Perakende gıdanın üretici tarafındaki ayağı Tarım Üretici Fiyat Artışı ile ölçülüyor. Orada sadece sebze, meyve yok, tahıllar da var. İşte Tarım ÜFE’nin son 5 yıllık artışı yüzde 84.9’u buluyor. Yani tüketici genel fiyatlarının 15.1 puan üzerine ve tüketici gıda fiyatlarının 8.7 puan altında birgerçekleşme var.

        FİYAT TİCARİ HALKALARDA ARTIYOR

        - Üretici ile tüketici fiyatları arasındaki dengeyi asıl bozan sebzelerdeki fahiş fiyatlar. Sebzenin de üretici tarafı değil, nihai satıcı tarafı yani zincirin son halkası. Çünkü tüketici tarafındaki sebze fiyatları 5 yılda yüzde 168.2 artışla tam olarak Tarım ÜFE’nin iki katı düzeyinde yükseldi.

        - Neden sebze fiyatlarının bu kadar yüksek olduğunun yanıtını aracılık sektöründe yer alan zincirlerden bulabiliriz.Çünkü üreticinin bu yüksek fiyatlarda pek etkisi yok. Ürün tarlada bir ise tezgahta 3-4’e çıkıyor.

        - Tüketici ise zaten nihai faturayı ödüyor. Yüksek fiyatlardan asıl ticaret bölümü kazanıyor olmalı. Ya da fiyatları asıl aradaki vergiler ve maliyetler artırıyor. Rakamların söylediği bu.

        ÜRETİMİ TERK EDEN ÇİFTÇİ KONUŞUYOR

        Geçen hafta yazdığımız yazıların üzerine Bursa’dan gelen bir mesaj üretici tarafının durumunu net biçimde açıklıyor. Adı bizde olan çiftçiye ulaştık ama açıklanmasını istemiyor. Tarımdaki sorunların ve çözümlerin sıralandığı mesajı şöyle:

        “Üç nesilden beri çiftçilikten gelme bir aileyiz. Dedemin babası , dedem, babam hep toprakla geçimini sağladı. 2009 yılında babamın vefatı sonrası ben hazır düzen kurulu olarak traktör üzerine bindim. Hazır yetişmiş yaklaşık 800 ağaç meyvenin işletmesini yapmaya çalıştım.(armut, ayva, şeftali). 2012 yılında traktörden indim, tüm işleri başkasına devrettim. Çünkü bu işten para kazanmanın mümkün olmadığını, işlerin daha kötüye gideceğini tahmin ettim.

        Sorunlar kısaca şunlar:

        1-Ürünü yetiştirirken yapılan masrafların geri dönüşü 1,5 yıl sonra oluyor.Yani malı sattıktan sonra para ödenmesi 1,5 yıl gibi uzun bir süre.

        2-Buna katlanıp malı sattınız, alan kişi parayı ödemiyor. Bu konuda bir garanti Söz konusu değil.

        3-Malı kendiniz satmaya kalkarsanız, yani tüccara değil kendiniz pazarlama yönelirseniz, Malı satacak yer bulamıyorsunuz.

        4-Hallerdeki komisyoncuların yüzde 95 ‘i, çiftçi malını komisyon karşılığı satmıyor. Haller çiftçi malı satmıyor. Ürünü alıp kendi satıyor.

        5-Küçük çiftçinin malını pazara sokması için her türlü engel var.

        Bu sorunların çözümü için naçizane önerim şudur.

        1-Tarıma verilen arazi üzerindeki teşviklerin kaldırılması gerekiyor. Üretim yapana destek verilmesi gerekiyor.

        2-Hallerde çiftçinin kendi malının satılması için gerekli olan her türlü işlem yapılmalı. Hallerdeki komisyoncular çiftçi malını komisyon karşılığı satmıyor.

        3-Çiftçi halde sattığı malını gösteren halden aldığı faturayı gösterip, bu fatura üzerindeki ürün miktarı üzerinden destek almalı.

        4-Çiftçiye verilen kredi destekleri , traktör alım desteği, sulama desteği kaldırılmalı , bunlar zaten çiftçi üzerindeki borcun artmasına sebep oluyor.

        Yani kısaca sorun ürün yetiştirmedeki maliyetler değil, sorun çiftçinin malını satamaması, Zaten küçük çiftçi pazara girebilse bu fiyatlar düşecek. Pazardaki fiyatın yarısı çiftçinin cebine girse çiftçi zaten Mercedes’e biner, ama engelleniyor. Çiftçi ürününü satamazsa bu işi bırakır ki, zaten bırakıyor. Bir gün pazara gittiğimizde

        cebimizde para olsa dahi alacak sebze bulamayacağız.İş buraya gidiyor.”

        ROGERS YANILDI

        - Ne tesadüf ki, Bursalı çiftçinin üretimi terk etmesiyle uluslararası emtia gurusuJim Rogers’ın Türkiye’ye geldiğinde “kariyer arayanlara tarım sektörüne girmelerini önerdiği” tarihler aynı. Türkiye’de tarım ürünlerini üretenler değil, ticaretini yapanlar kazandı. Lüks arabalara da onlar bindi. Bizim çiftçi yine yaya kaldı. Rogers’ın önerisi en azından Türkiye için tutmadı. Üretimi terk edençiftçi ise haklı çıktı.

        Diğer Yazılar