Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yılın üçüncü çeyreğini bitirip son çeyreğe adım atarken, finansal varlıkların bilançosunu çıkardık. Üçüncü çeyrek iyi geçti, tasarruflar reel olarak artıyor. Faizler ve enflasyon düşerken, TL mevduat artışları hızlandı. Ancak döviz mevduatları da rekor kırıyor. İşte yurtiçi yerleşiklerin varlıkları, yatırım eğilimleri, son çeyreğin ve 9 ayın bilançosu.

        Yılın ikinci yarısında dolar dünyada değerlendi. Dolar Endeksi üçüncü çeyrekte yüzde 3.4 artışla 99.377’ye yükseldi ve son 2.5 yılın en yükseğine çıktı. TL’nin de içinde yer aldığıJP Morgan Gelişen Kur Endeksi de dolar karşısında yüzde 4.1 geriledi.

        -Buna rağmenTL yılın üçüncü çeyreğinde dolar karşısında yüzde 2.5 değer kazandı.TL’nin diğer gelişmekte olan kurların aksine dolara göre değer kazanmasına rağmendövize yönelme devam etti.

        TL MEVDUAT % 10 ARTTI

        -Üçüncü çeyrekte tasarruflar da, TL mevduatlar da artarken, enflasyon düştü amadövize yönelme durmadı.Döviz mevduatları neden rekor kırmaya devam etti?

        -ÖncelikleTL’ye yönelmenin temelinde düşen enflasyonla gerileyen faizleri yüksekten yakalama isteği yatıyor.Ne zaman böyle bir faiz düşüşü yakalasaTürk halkı fırsatı kaçırmaz. Tasarruf sahipleri faizde inişi gördü ve TL mevduata yöneldi. Bu nedenle üçüncü çeyrekte TL mevduat artışı yüzde 10’u buldu.

        YAPTIRIM KORKUSUNDA AZALMA BELİRLEYİCİ

        -Yılın üçüncü çeyreğine seçimleri geride bırakmış ve Türkiye’ye S400 alımından dolayı ABD’nin kolay kolay yaptırım uygulamayacağı anlaşılarak girildi.28 Haziran’da G20 Zirvesi’nde ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye verdiği destek altın değerindeydi.Bu tarihten sonrabir büyük korku azaldı ve finansal piyasalarda belli bir güven geri geldi.TL mevduata yönelmede bu da etkili oldu.

        PARASALLAŞMANIN ETKİSİ

        -Yine seçim sonrası ilk icraatlar arasında Merkez Bankası ihtiyat akçesinin bütçeye aktarılması ve verilen emirleri dinlemediği gerekçesiyle Merkez Bankası başkanının görevinden alınması üçüncü çeyreğin başına rastladı. Şirketlerin borç krizi içinde kıvrandığı ve ekonominin kaynak ihtiyacının şiddetlendiği bir dönemde Merkez Bankası kaynaklarına başvurulması, ister istemez banknot matbaasının çalıştırıldığına yorumlandı.

        -Bollaşan bir paranın normalde değer kaybetmesi beklenir. Ancak bu beklenti üçüncü çeyrek içinde pek gerçekleşmedi.Hatta tersine bir tablo bile ortaya çıktı.

        -Ancak bu yola yeniden başvurulacağı kuşkusu veya tahmini, TL’nin hemen olmasa da bir aşamada değer kaybedeceği beklentisini yarattı.Böyle bir ihtimal karşısında başvurulacak doğal korunma yöntemi dövizdir. Bir kısım tasarruf sahibinin yaptığı da budur.

        - Şimdiye kadarkiparasallaşma net bir kırılma yaratmasa da, pek hazmedilmiş değildir. Devamı gelirse hazımsızlık artabilir ve beklentiyi de doğru çıkartabilir.

        TASARRUFA SON ÇEYREK DOPİNGİ

        - Yılın üçüncü çeyreğinde yurtiçi yerleşiklerinfinansal varlığı yüzde 6.7 artışla yüzde 3.2’lik enflasyonu ikiye katladı.9 aylık dönemdeki artış da yüzde 11.3’e vardı toplamda 2 trilyon 610 milyar liralık finansal varlığa ulaşıldı.

        - TL mevduatları yüzde 10 artarken ve artışta döviz hesaplarını geride bıraktı. Döviz mevduatları yıl ortasındaki 185.5 milyar dolardan 193.7 milyar dolara yükseldi.Dolar bazında 8.2 milyar dolar ve yüzde 4.4 arttı.Döviz hesaplarının TL karşılıkları da son çeyrekte sadece yüzde 2.6 arttı.

        -Yurtiçi yerleşiklere ait olan TL ve döviz mevduatı arasındaki yarışta, TL atak yaparak yeniden döviz mevduatlarının üstüne çıktı. Toplam içinde TL mevduatların payı yüzde 50.2’ye çıkarken, dövizinki yüzde 49.8’e indi. Haziran sonunda TL mevduatların payı yüzde 48.5, dövizinki yüzde 51.5 düzeyindeydi.

        -Yılın ilk yarısında ise döviz hesapları 24.5 milyar dolar ve yüzde 15.2 artmıştı. TL mevduatında ise gerileme vardı.

        Son çeyrekte durumun TL lehine dönmesiyle 9 aylık dönem de düzeldi. TL mevduat artışı 9 ayda yüzde 9.1’i bulurken döviz mevduatının TL karşılığı yüzde 7.7 büyüdü. Dolar ifadesi olarakdöviz mevduatı yıl sonundaki 161 milyar dolardan 193.7 milyar dolara çıktı.32.7 milyar dolar veya yüzde 20.3 arttı.

        SON ÇEYREĞE NE KALDI?

        -Enflasyonda ve faizlerde elde edilebilecek kazanımların büyük bölümü üçüncü çeyrekte realize edildi. Artık geriye marjinal etkiler kaldı denilebilir.

        -Yaptırım korkusu ise Suriye’ye operasyonla birlikte yeniden geri dönebilir.Bu da finansal piyasalardaki dengeleri değiştirebilir.

        -Yılınson çeyreğinin sürükleyici gelişmesiise baz etkisi yanında düşen enflasyon ve düşen faizlerin sonucu olarakekonominin daralmadan büyümeye geçmesiolabilir.

        -ABD ile görüşmeleri başlayan karşılıklı ticaretin geliştirilmesi iseihracat ve ekonominin canlandırılması açısından kilit rol oynayabilir.

        -Ancak burada ilerleme sağlanabilmesi, siyasi ilişkilere ve dış politikaya bağlı. Bu bakımdan da Suriye gelişmeleri kilit konumunda bulunuyor.

        İSTANBUL'DA YARIM TRİLYON DOLARLIK MÜCEVHER HEYECANI

        Mücevher dünyasının G20’si orak kabul edilen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği ASEAN bu yıl 8’incisini düzenleyeceğiDeğerli Taş ve Mücevher Birlikleri Konferansı’nı ilk kez İstanbul’da gerçekleştiriyor. 35 ülkenin katılacağı konferansta 500 milyar dolar değerindeki mücevher pazarının temsilcileri 9-12 Ekim’de İstanbul’da bir araya gelecek.

        Toplantıyla paralel İstanbul Mücevher Fuarı’nın açılmasının ayrı bir önemi var. Toplantıya gelenler bu fuarda Türk üretimi mücevherleri toplu olarak görebilecek. Bu yıl 10 – 13 Ekim açılacak dünyanın beşinci büyük fuarı niteliğindekiİstanbul Mücevher Fuarı120’den fazla ülkeden 800’ün üzerinde şirket ve markayı bir araya getirecek.

        Konferansın İstanbul’da yapılmasını sağlayanMücevher İhracatçıları Birliği’nin Başkanı Mustafa Kamar ve Başkan YardımcısıEmin Güzelişmedya temsilcileriyle bir araya gelerek sektördeki gelişmeleri değerlendirdi.

        TÜRKİYE’DE MÜCEVHERDE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ

        Mustafa Kamar’ın görüşlerini şöyle özetlemek mümkün:

        -“Altın denilince Türkiye’de akla hemen Zarrap davası, Halk Bankası, Kaz Dağları, Venezuela geliyor. HalbukiTürkiye’nin mücevheri var ama kuyumculuk akla bir türlü gelmiyor.

        -Mücevherde 4.5 milyar dolarlık ihracata geldik.Çin ve Hindistan’dan sonra dünya üçüncüsüyüz.İstihdam yoğun bir sektörüz ve 250 bin kişilik istihdam sağlıyoruz.

        ABD PAZARI AÇILIRSA KAPATİSEYİ ARTIRIRIZ

        -ABD’ye ihracatta ölçeği yeterli 7 sektörden biri olarak seçildik. Biz bu pazar için, üretimi 300 milyon dolardan üç ayda 1 milyar dolara, 1 yılda da 2 milyar dolara çıkarmaya hazırız. BunuTicaret Bakanı Ross’a söyledik.

        -Şu anda 250 ton altın işliyoruz. Tek vardiya ile 400 ton kapasitemiz var. Buna ikinci ve üçüncü vardiyaları eklediğimizde kapasite de aynı oranda katlanarak artar.

        -Hedef pazarlara yönelik faaliyetlerimizle gelecek bir yılda 6 milyar dolar, 2023 yılında da 12 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. 2023 yılı için hedeflenen ihracatı yakalayan tek sektör de biz olacağız.

        SORGUSUZ 3 KİLO SORUNU ÇÖZER

        - Dubai’de hiç üretim yok ama ihracatı 15 milyar dolara vardı.Mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılırsa mücevher ticaretinin merkezi haline geliriz.

        - Şu anda ülkemize yolcu beraberinde altın getirmek tümüyle serbest. Ancak, kimse getiremiyor. Çünkü kaynağı soruluyor.

        - Yolcu beraberi getirilecek altın miktarını 3 kilo ile sınırlasınlar ama kaynak sormasınlar. Bu adım atılırsa altın ticaretimiz, ihracatımız büyür.Özellikle dünya mücevherinde söz sahibi tüm ülkelerle dahilde işleme ve hariçte işleme rejimlerini uyguluyor olmamız gerekiyor.

        -Ticaret savaşlarında koz olarak kullanılan Swift probleminden altınla ticareti serbest kılarak ve geliştirerek kurtulabiliriz.

        ALTIN LÜKSK BİR TASARRUF ARACIDIR

        -Türkiye için altın sektörü stratejiktir.1983’ten beri resmileşen ithalat ve ihracat rakamları arasındaki farka göre ülkede 4-5 bin ton altın bulunuyor. Bugünkü fiyatla 200-250 milyar dolarlık bir varlık demektir.Altın öyle cari açığı artıran bir tüketim malı değildir. Lüks bir tasarruf aracıdır.

        -Altın krizlerde de ekonominin en büyük destekçisidir. Altının gramı kısa sürede 110 TL’den 270’e çıkınca, Türk insanı zeki, altınını sattı ve yüksek faize geçti.Geçen yıl ağustos ve eylülde 1.5 milyar dolarlık altın bozduruldu.

        -İthal edilen altınların bir kısmı işlendikten sonra mücevher olarak ihraç ediliyor. Ancak bir kısmı da yurt içinde turistler tarafından satın alınıyor. Turistik eşya satışı denildiğinde halı, deri ve kuyumculuk akla geliyor. Bunun toplamı da 3.5 milyar dolar.”

        DÜNYA MARKASI ÇIKARMA POTANSİYELİ TÜRKİYE’DE

        -Toplantıya katılan Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan YardımcısıEmil Güzelişdeşu saptamalarda bulundu:

        -“Valizinde 10 milyon doları Türkiye’ye getirenin sadece beyanı yeterli oluyor, kaynağı sorulmuyor. Altında ise kaynak soruluyor. Altın da dolarla aynı muameleyigörse sorun çözülecek.

        -Mücevherde pekala bir dünya markası çıkartabiliriz. Burada bir boşluk var ve en büyük potansiyel de Türkiye’de.”

        Diğer Yazılar