Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Devlet iç borçlanma senetlerine yatırım yapan yabancı sermaye 2009’dan 2019’a kadar geçen 10 yılda kar değil zarar etti. 100 dolarlık yatırımları 81 dolara indi ve yüzde 19 zarar oluştu. Borsadaki 10 yıllık kazançları ise sadece yüzde 10. Zararın asıl nedeni TL’deki değer kaybı.

        Yatırım araçlarının performansı açısından 2019 yılı iyi geçti. Ancak bu performans yabancılara daha düşük oranda yansıdı.

        Çünkü 2019 yılında dolar kurunun TL karşısındaki artışı yüzde 12.4’ü buldu. Bu oranda bir getiri de yabancıların ağırlık bulunduğu yatırım araçları kazançlarından silindi.

        -Geriye ne kaldı denirse yüzde 19 olan yıllık Hazine ağırlıklı ortalama faizinden yüzde 5.9 ve yüzde 25.4 olan hisse senetleri değer artışından yüzde 11.6 dolar bazında getiri.

        -Bunlara iyi bir getiri mi? Dünya ölçeğinde değil. Çünkü dünya borsaları geçen yıl yüzde 24, gelişmiş borsalar yüzde 25, gelişen borsalar da yüzde 12 arttı.

        TAHVİLDE PAYLARINI AZALTTILAR

        -Amerikan 10 yıllıklarından da rahat yüzde 2 kazanç elde edildi. Türkiye’nin risk primi 300 baz puanın üzerinde seyretti. 2’nin üzerine 3 puanı ekleyin yüzde 5’i bulursunuz.

        -Uluslararası para Türkiye’ye gelmese de, gelişmiş ülkelerden bu kazancı sağlardı. Gelişmekte olan ülkelerde ise hem faiz yönünden hem hisse senedi yönünden daha cazip yatırımlar mümkündü.

        -Peki yabancı sermaye Türkiye finansal piyasalarına 2019 yılında geldi mi? Net bazda hisse senedine ve devlet iç borçlanma senetlerine gelmedi, hatta küçük çaptı gitti bile. Özellikle devlet iç borçlanma senetlerinden(DİBS). 2017 sonunda 32 milyar dolar olan yabancıların DİBS stoku 2018 sonunda 19 milyar dolara ve 2019 sonunda 15.5 milyar dolara indi.

        -Bu gelişmeyle yabancıların devlet iç borçlanma senetlerindeki payı bir yılda yüzde 14’ten yüzde 10’a geriledi. Oran en yüksek olduğu Mayıs 2013’da yüzde 25 idi.

        -Peki yabancıların kısa vadeli parasına ekonominin çok ihtiyacı var mıydı? Pek yoktu. Geçen yılın ilk yarısında daralma, yerini üçüncü çeyrekte büyümeye bıraksa da, yıllık büyüme oranının yarım puana gerilemesi ithalat ihtiyacını da azalttı, döviz ihtiyacını da.

        10 YILDA DOLAR BAZINDA %19 ZARAR

        -Aslında yabancılar için 2019 yılı fena geçmemiş bile denilebilir. Pek para kazanamasalar da, en azından zarar etmemişler.

        -Özellikle küresel kriz sonrasının düşük faiz ortamında yabancıların Türkiye’den elde ettikleri getirilerin bileşiği negatif çıktı. Bitişikteki tablodan izlenebileceği gibi, 2009-2019 yıllarını kapsayan son 10 yılın yarısında yabancılar devlet iç borçlanma senetlerinden dolar bazında kazandı. Kazançlar iki yıl haricinde çok sınırlı kaldı.

        –Ancak son 10 yılın 5’inde daha yüksek oranlı olmak üzere kaybettiler. Sonuçta 2009 yılında Türkiye’ye gelen bir yabancının 100 dolarlık devlet iç borçlanma senedi yatırımı 2019 sonunda 80.91 dolara indi. 10 yılda anaparasından bile 19 dolar kaybetti. 100 dolarlık yatırım 10 yıl sonra 81 dolara indi. Kazanmaya gelenler kayıplı çıktı.

        YÜKSEK KAZANÇLAR GERİDE KALDI

        -Ortaya çıkan bu durum, küresel kriz öncesinin tam tersi. Çünkü devlet iç borçlanma senetlerine yabancı sermaye yatırımları küresel kriz öncesinde Türkiye’den yüksek kazanç sağladı. Hatta bazı yıllarda dünyanın en yüksek faiz kazancını elde ettiler. 1995, 2002, 2003 ve 2007 yıllarında yabancıların yıllık dolar bazındaki kazançları yüzde 40-70 arasında gerçekleşti.

        ASIL ZARAR KURUN ARTIŞINDAN

        -Dünyanın en yüksek reel faizinden son 10 yılda negatif getiriye geçilmesinde bazı yıllarda dolar kurunun TL karşısındaki artışının yüksek olmasının etkisi çok gibi görünüyor. Yani TL bu yıllarda değer kaybediyor. Yabancıların da TL varlıklara yatırım yaptıklarından, yatırımlarının değeri düşüyor.

        -Son 10 yılda dolar kuru, TL karşısında en hızla 2011, 2013, 2015, 2016 ve 2018 yıllarında arttı. Bu yılların dolar artışı yüzde 19.5-40.0 arasında değişti.

        -Bu 5 yıl aynı zamanda yabancıların devlet iç borçlanma senetlerine yatırımdan yüksek oranlı zarar ettiği yıllar. Yani zararlar faizin düşüklüğünden değil, TL’nin değer kaybının hızlanmasından kaynaklandı.

        -Kısaca yabancılar da, yerli sanayiciler gibi, faizden kazanç elde ederken, kur oynaklıklarından yüksek zarar yazdılar. Ancak faiz kazancı yabancıları kur zararından kurtaramadı. 10 yılda dolar bazında yüzde 19 gibi bir zararla karşılaştılar.

        BORSADA 10 YILDA % 10 KAR

        -Hisse senedi tarafında ise yabancıların durumu daha iyi. En azından kazandıkları yılların kazançları daha yüksek. 10 yılın sonunda da bileşik olarak yüzde 9.7 kar var. 2009’da Türk hisse senetlerine yatırdıkları 100 dolar 2019 sonunda 109.70 dolar oldu. Yabancıların 10 yıllık borsa kazancı yüzde 10’a bile ulaşamadı.

        -Tahvil yatırımlarına göre çok daha riskli ve uzun vadede kazandırdığı kabul edilen hisse senedi yatırımları, Türkiye’de yabancılara 10 yılda tahvile göre yaklaşık yüzde 30’ daha iyi getiri sağladı. Birinde 100 dolar 81 dolara düşüyor, diğerinde 109.7 dolara çıkıyor. Bu nedenle olsa gerek yabancılar da Türkiye hisse senedi piyasasındaki paylarını koruyor.

        HER ŞEY TL’NİN İSTİKRARINDAN GEÇER

        -Buradan çıkan sonuç finansal piyasalarda yerleşiklerin olduğu gibi, yabancıların da asıl gol yediği alan kurun seyri. Yani TL’nin istikrarını ve değerini koruyamamasından yerliler de yabancılar da, reel ekonomi de, finansal ekonomi de zarar görüyor.

        -Dünyada faizler tarihin en düşük noktasında. Türkiye’de kamu kesimi borçlanması da son 2-3 yıla kadar düşüktü. Enflasyonda öyleydi ve tek haneliydi. İktidarın da bütün hedefi reel faizleri yok etmekti. Bütün bunlar Türkiye’de de tarihin en düşük faizlerini görmesini sağladı.

        -Ancak tablodan izlenebileceği yabancıya büyük zararları faiz düşüşleri değil, TL’nin düşüşü yani dolar kurunun artışı verdi. Yabancı sermayeyi ve sıcak parayı çekmek için de TL’nin istikrarına ihtiyaç var.

        Diğer Yazılar