Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ekonomi yeniden büyümeye dönerken ithalat da artıyor. Buna bağlı olarak döviz dengesindeki fazlalık erimeye başladı. Son olarak açıklanan ekim ayı rakamları ile cari fazla 2.7 milyar dolara indi. Yılı çok az bir fazla ile kapatacağız.

        Ancak bu yıl açık yeniden artmaya başlayacak. Yüzde 5’lik büyümenin meydana getirebileceği cari açığın 20 milyar dolara yaklaşacağı tahmin ediliyor. Beklenen GSYH’ya oranı yüzde 2.5’e gelir ki, Türkiye için sürdürülebilir, finanse edilebilir bir büyüklük.

        BÜYÜME İÇİN ÖNCE DIŞ KAYNAK

        -Cari açık vereceğimize göre önce bunun finansmanının sağlanması gerekiyor. Önce parayı bulup sonra açığı vermek mümkün.

        Cari fazladan cari açığa geçileceğine göre 2020 yılında Türkiye’ye daha fazla dış kaynak girişi olmalı. Olmalı ki açığı finanse edecek kaynak bulunsun, büyümenin de yolu açılsın.

        -Dış kaynak çekmek açısından küresel ortam geçen yılkinden daha iyi. Merkez bankaları 2019’da faizleri bir tur daha indirdi, likiditeyi artırdı. Bunun sonucu olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında belli bir hızlanma olacağı tahmin ediliyor.

        SERMAYE AKIMLARI HIZLANACAK

        -Dünyada sermaye yatırımlarını yakından izleyen Uluslararası Finans Enstitüsü IIF, 2020 yılında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerinin yüzde 13.7 artacağını tahmin ediyor.

        -2019 için 1 trilyon 59 milyar doları bulacağı hesaplanan sermaye akımı 2020 yılında net bazda 1 trilyon 205 milyar dolara yükselecek. Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarındaki net artış 146 milyar dolar.

        1.205 milyar dolarlık sermaye akışı 2017 yılındaki 1.260 milyar dolarlık akıştan sonra 5 yılın en yüksek rakamını oluşturuyor.

        -Bir anlamda IIF in öngörüleri de Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişmekte olan ülke gruplarına sermaye akışının hızlanacağını doğruluyor.

        PORTFÖY YATIRIMLARINDA ÇIKIŞ VARDI

        -Dolayısıyla Türkiye’nin de pay alacağı pasta küçülmüyor, büyüyor. En azından daha kolaylıkla pay almak mümkün.

        -Türkiye’ye yönelik portföy yatırımlarına yani kısa vadeli sermaye hareketlerine bakınca 2019’da henüz kesinleşmemiş verilere göre toplamda 2.7 milyar dolarlık net çıkış olduğunu görüyoruz.

        TL’NİN İSTİKRARI TEŞVİK EDER

        -2020’de ise sermaye çıkışı yerini net bazda sermaye girişlerine bırakabilir. Bunun gerçekleşebilmesi için küresel sermayeyi Türkiye’ye doğru iten faktörlerin yanından çeken faktörlerin de bulunması gerekiyor.

        -Sermaye hareketlerini özendirme bakımından Türk Lirası’nın değerinde istikrarı sağlamak önemli. Hatta kısmen değerli TL teşvik edici olur. Çünkü faiz kazancı düşük, TL değerlendiği oranda yabancı için kazanç artıyor. Bu da yabancıları en çok cezbeden durumlardan biri.

        BORSADAKİ YÜKSELİŞ YABANCIYI ÇEKER

        -Borsanın göstereceği pozitif performans da, Türk Lirası’nın istikrarı veya değerlenmesiyle birleşince yabancıları pekala cezbedebilir. 2020 yılı için yabancı sermayeyi çekmede belki de en güçlü taraf sermaye piyasası olabilir.

        -Özellikle getiri arayışındaki emeklilik fonları ve hedge fonları için, kalkan bir treni kaçırmak büyük eksiklik.

        EKONOMİYLE KREDİ NOTU DA İYİLEŞİR

        -Yabancı fonların borsaya gelmesinde kredi notunda iyileşmeler çekici gelişmelerden biri olmaya aday. Türkiye’nin kredi notu jeopolitik riskler, ekonomik zorluklar ve siyasi belirsizliklerden dolayı yatırım yapılabilir seviyesinin iki ve üç basamak altına indirildi. Jeopolitik ve siyasi riskler bir yana ekonomideki düzelme ülke notunu beraberinde sürükleyebilir.

        -Bütün bu nedenlerden dolayı 2018 ve 2019’da kısmen durgunlaşan, hatta gerileyen dış kaynak kullanımının 2020’de yeniden artışa geçebileceğini tahmin ediyoruz.

        Diğer Yazılar