Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dünyada koronavirus vaka sayısı 10 milyonu, salgından yaşamlarını kaybedenlerin sayısı yarım milyonu geçti. Buradan da virüsün öldürücülük oranının 20 kişide bir olduğu görülüyor.

        Virüs ilk dünya turunda ABD, Meksika, Brezilya, Hindistan ve Rusya’da yayılımını sürdürüyor. ABD pandeminin merkezi haline gelirken bazı eyaletlerde yeniden kısıtlamalara gidiliyor.

        Dünyanın Batı tarafında ilk dalganın en şiddetli aşaması yaşanırken Asya ikinci dalgayı bekliyor, hatta mücadele ediyor. İlk dalgayı atlatan Asya ülkelerinin bazılarında ikinci dalganın ilk atakları ortaya çıkıyor.

        İKİNCİ DALGAYA DAHA HAZIRIZ

        -21 Ocak’tan itibaren küresel gündeme baskın şekilde giren pandeminin 5. ayını tamamlarken umutlar ilaç geliştirmede ve aşının bulunmasında. Bu konuda 10’larca şirket belli bir mesafe aldı ve iyi haberler geliyor. Ama gerçekleşmeler en erken kışa doğru ve gelecek yılın ilk aylarında bekleniyor.

        -Kuzey yarım kürede sıcakların başlaması ve okulların kapalı olmasından yaz aylarının hastalıkta dalgalı bir seyirle geçebileceği tahmin ediliyor. Ama sonbahar ve kışa girerken soğukların başlamasıyla ikinci dalganın yaşanmasına daha yüksek ihtimal veriliyor. İlaç ve aşının kışa yetiştirilmesinin de önemi burada.

        -Ancak ikinci dalganın birincisi kadar yaşama ve ekonomiye yıkıcı etkide bulunmayacağı umuluyor. Çünkü ülkeler sağlık sistemlerini bir ölçüde takviye ettiler ve virüsü biraz olsun tanıdık. Nasıl davranabileceğimizi ve korunabileceğimizi az çok biliyoruz. İlaç ve aşı yetişti veya yetişmek üzere olacak.

        REKLAM

        -Dolayısıyla ikinci dalga yaşansa bile, ilk dalga gibi insanlar üzerinde korku salamayacak.

        DAHA DERİN DARALMA, DAHA GEÇ TOPARLANMA

        -Nitekim Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde “Muhtemelen dip noktayı geçtik, ki bunu biraz endişeyle söylüyorum, çünkü ciddi bir ikinci dalga olabilir. Toparlanma inişli çıkışlı, eksik ve dönüştürücü olacak” dedi.

        -Salgında küresel çaptaki bu gecikmeli toparlanma ihtimali karşısında ekonomide yapılan tahminler de değişiyor. IMF ve diğer uluslararası kuruluşlar küresel ekonomideki daralmayı daha derin, toparlanmayı biraz daha gecikmeli ve daha güçsüz görüyor artık. IMF yarıyıl raporunda küresel daralmayı yüzde 3’ten yüzde 4.9’a çıkardı. Nisan ayındaki tahminine göre küçülmeyi 1.9 puan artırdı.

        -Gelecek yılki ekonomik büyüme tahminini ise yüzde 5.8’den yüzde 5.4’e indirdi. Küçülmeyi artırıp büyümeyi düşürmek, pandeminin ekonomi üzerindeki etkisinin daha güçlü olacağına ve daha uzun süreceğine işaret.

        -En çok revizyona uğrayanlar ise ABD, Euro Bölgesi’nin Fransa, İtalya, İspanya gibi güney kanadı üyeleri ile İngiltere, Hindistan, Brezilya, Meksika gibi pandemiyi şiddetli yaşayan ülkeler.

        KIRILGANLIK NEDENLERİ

        -IMF Küresel Ekonomik Görünüme negatif yönlü kalın bir ayar yaparken, bir de uyarıda bulundu. Fon’un özel değerleme modeline göre riskli varlıklarda yüzde10’luk bir köpük var. Kötü haber satış getirebilir.

        -Bir tarafta bu uyarı ve beraberinde daralmanın daha derin olacağı, toparlanmanın gecikeceği bir ekonomi, diğer tarafta salgının yayılmaya devam etmesi, piyasaları daha kırılgan yaptı.

        REKLAM

        -Üstelik ABD’de seçim tarihi giderek yaşlaşırken, Başkan Trump’ın oy kaybettiğine yönelik anketlerin ortaya çıkması, çok gerilimli bir kampanyaya yol açabilir. Seçimler henüz fiyatlanmış değil.

        ALTIN DÖNEM GERİDE Mİ KALDI?

        -Küresel piyasalar ise FED ve merkez bankalarının verdiği hediyelerle çok iyi 2.5 ay geçirdiler. 23 Mart’tan başlayan bu dönemde MSCI endeksiyle gelişmiş dünya borsaları 8 Haziran’a kadar yüzde 42.8 prim yaptı. Yapılan uyarılar ve gelişmeler etrafında dünya borsaları ABD piyasalarının öncülüğünde 26 Haziran’a kadar yüzde 5.9 kayıp yaşadı.

        -Yine 23 Mart’ta gelişmekte olan borsalarda başlayan hareket 23 Haziran’a kadar devam ederek yüzde 33.8 prim yaptı. Son üç günlük kayıp ise yüzde 1.6 düzeyinde.

        - Türkiye Borsası ise bu dönemdeki pik notasını diğer gelişen borsalara paralel 22 Haziran’da yaptı ve üç ayda MSCI endeksiyle yüzde 24.0 prime ulaştı. İstanbul Borsası prim yönünden gelişmekte olan borsaları şimdilik 10 puan geriden izliyor.

        ALTIN, BAKIR VE PETROL DE ÇIKIŞTA

        -Elbette dalgalanma yaşayan ve prim yapan başka riskli varlıklar da var. Başta petrol -40 dolara kadar indi ve yeniden 40 doları gördü.

        -Altın ise 23 Mart’ta onsu 1.553 dolardan 26 Haziran’da 1.771 dolara çıktı ve yüzde 14 arttı. Aynı dönemde külçe altının gramı 390 TL’ye çıkarak yüzde 25.9 prim yaptı.

        -Bakırın da tonu 4.617 dolardan 5.986 dolara çıkarak yüzde 29.6 arttı. Bakır fiyatlarının yükselmesinde arz yönlü bazı sıkıntıların yanında en büyük alıcı olarak Çin’in alımlarını hızlandırması etkili oldu.

        ALEYHİMİZEYDİ ARTIK LEHİMİZE

        -Bu aşamadan sonra İstanbul Borsası’nı şimdiye kadar diğer piyasaların ayıran nedenler koruyucu ve destekleyici olabilir. 23 Mart sonrasında İstanbul Borsası’nın gelişen piyasalarla 10 puanlık farkı oluştu. Performans açısından daha geride kaldı.

        REKLAM

        -Bunda gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışlarının hızlanması ve en çok çıkışın da Türkiye’den olmasının rolü büyük. Türkiye borsasından ilk kez 6 aya yakın dönemde 4 milyar dolarlık net yabancı çıkışı yaşandı. Yabancıların hisse senedi sahipliğindeki oranı da yüzde 61’den yüzde 51’e indi.

        İLK KEZ İKİ HAFTA ÜST ÜSTE ALIMDALAR

        -Ancak mayıs ayı ile birlikte gelişen piyasalardan çıkış durdu, haziran ayında yeniden girişler başladı. Bu eğilim bize de yansımaya başladı. Haftalık sermaye çıkışları 5 Haziran’da 16 milyon dolara düştükten sonra 12 Haziran haftasında 50 milyon dolar artıya geçti. 19 Haziran’da da 76 milyon dolara yükseldi.

        -Böylece 2020’de ilk kez şeytanın bacağını kırdık ve yılın 25 haftasının 22’sinde sürekli çıkış yönünde olan borsadaki yabancı sermaye iki hafta üst üste alıma döndü. 17 Ocak haftasında da yabancılar 200 milyon dolarlık net alımda bulunmuştu

        BORSANIN DAHA İYİ OLMASI İÇİN 3 NEDEN

        -Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerinin giderek güçleneceği tahmin ediliyor. Bunda da, gelişmiş piyasalarda ilk şokun atlatılması ve istikrarın kısmen yakalanmasının ardından, ortaya çıkan parasal genişlemenin etkisiyle getiri arayışının şiddetlenmesi etkili olacak.

        -Ekonomi yönetimi de yılın ikinci yarısında sermaye hareketlerinin tersine dönmesini bekliyor ve uluslararası piyasalardan borçlanmayı planlıyor.

        -İstanbul Borsası’nın cazibesinin bir nedeni de yabancıların satıp çıktığı büyük ve derin hisseler. Hem endeks içindeki ağırlıkları fazla hem de geçen dönemde borsaya akın eden yerli küçük yatırımcılar tarafından ilgi görmedi, dolayısıyla fiyatı ucuz kaldı. Diğer piyasalardan negatif ayrışmasının nedenlerinden biri de buydu. Yabancı dönüşüyle birlikte endeksler yeniden toparlayabilir.

        - MSCI, Borsa İstanbul’u gelişen borsalar liginden sınır piyasalar ligine alma sürecini başlattı. Piyasalarda normale dönüş yanında, Halkbank davasında Türkiye lehine yorumlanacak gelişmeler, bire bir takas uygulaması ihtiyacını önemli ölçüde azaltıyor. Yabancıların satıp çıkmasında bu da etkiliydi. Bundan sonra bu konuda daha kötüye gidiş olmaz ancak düzelme olabilir.

        -Ya da belli bir süre sonra dışa kapanmayı ve küme düşmeyi hazmetmek gerekiyor. Ancak böyle bir amacın olduğunu düşünmüyorum.

        Diğer Yazılar