Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        “Borcun ilacını bilirim, verip kurtulmaktır” demiş Adam Smith. Türkiye de iki yılı aşkın zamandır net bazda dış borç ödüyor.

        Türkiye’nin ikinci çeyreğine ait dış borç verileri Hazine tarafından dün açıklandı. Yıl ortası itibariyle toplam dış borçlar gerileyerek 421.8 milyar dolara indi. Pandeminin yaşandığı yılın ikinci çeyreğinde borçlardaki azalma 8 milyar dolar olurken, ilk yarıdaki düşüş de 12.3 milyar dolara vardı.

        Dış borçlar 2018 yılının ilk çeyreğinde 466.9 milyar dolarla en yüksek seviyesine çıktıktan sonra gerilemeye başladı. Buna göre azalma 45 milyar dolar ve yüzde 9.7 düzeyinde oldu.

        ÖZEL SEKTÖR BORCU 239 MİLYAR DOLAR

        -Dış borçların azalması yanında bir başka önemli gelişme daha var. Borçlanmada makas değişikliği. 2018’e kadar özel sektör borçlanıyor, kamu kesimi borç eritiyordu. Sonrasında ise özel sektör borç daraltırken, kamu kesimi borçlanmasını artırıyor.

        -2018 ilk çeyrekten 2020 ikinci çeyrek arasında kamu kesiminin dış borcu 22.8 milyar dolar arttı. Artış yüzde 12 düzeyinde. Merkez Bankası’nın dış borcu da 1.4 milyar dolardan 19.6 milyar dolara çıktı. Buradaki artış ta 18.2 milyar dolar ve yüzde 1.258 düzeyinde.

        -Özel sektör ise ilk kez bu kadar büyük borç geri ödemesinde bulunuyor. 27 aydır devam eden net bazda geri ödemeyle özel sektör dış borç stoku 86.1 milyar dolar azaldı. Bu ödemeler sonucunda özel sektör dış borcu Mart 2018’de 325 milyar dolardan Haziran 2020’de 239 milyar dolara geriledi.

        REKLAM

        ŞİRKETLERİN BORCU 139 MİLYAR DOLAR

        -Özel sektörü de banka ve şirketler olarak ayırırsak 54.1 milyar dolar bankalar, 21.1 milyar dolar şirketler borç azalttı. Asıl borç geri ödemesi bankalar kesiminde yaşandı.

        -Şirketler ise borç geri ödemeyi 2018 ve 2019’da değil, asıl bu yılın ilk yarısında yaptı. 160 milyar dolarlık şirket borçları Mart 2018’den Aralık 2019’a kadar yatay seyretti ve sadece 400 milyon dolar kadar azaldı. Ancak bu yılın ilk yarısında ise şirket borçları 20.6 milyar dolar azaldı.139 milyar dolara inen şirket borçları yüzde 12.9 oranında küçüldü.

        -Dış borçların toplamında azalmanın 45 milyar dolarda kalması kamu kesimi borç stoku artışından kaynaklandı.

        -Şirketler ile bankaların toplamda 86 milyar dolarlık yükümlülük azaltımında her ay ortalama 3.2 milyar dolarlık borç ödemesi yaptı.

        BÜYÜMEYLE DIŞ BORCUN İLİŞKİSİ

        -2018’in ilk çeyreğine kadar dış kaynak alarak ekonomide büyüyorduk. Sonrasında ise borç ödemeleriyle dışarıya kaynak aktarmaya başladık. Ekonomi de bu sürede büyüyemedi. 2018 ilk çeyreğinde GSYH 883 milyar dolar iken, bu yılın ikinci çeyreği sonunda 743 milyar dolara indi. 140 milyar dolarlık azalma yüzde 15.7’ye denk geliyor.

        -Mutlak borç rakamlarındaki azalmaya karşılık borcun GSYH’ya oranı ise arttı. 2018’in ilk çeyreğinde yüzde 52.4 olan oran, bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 56.8’e yükseldi. Bu yükselişin nedeni ise dolar bazındaki GSYH’nın gerilemesinden kaynaklandı. Paydaki rakam 45 milyar, paydadaki ise 140 milyar dolar azaldı.

        -Yeni açıklanan YEP’e göre yıl sonunda GSYH 702 milyar dolara inecek. Yüzde 56.8 oranın artmaması ve aynı kalması için 421 milyar dolarlık borç stokunun 399 milyar dolara inmesi lazım. Aksi taktirde borcun GSYH oranı daha yükselecek.

        REKLAM

        -Ekonomi ne zaman ki büyümeye başlıyor, borç stoku yükseliyor. Ne zaman stok azalmaya başlıyor, büyüme de düşüyor, hatta daralma oluyor.

        -Geçmiş kriz dönemlerinde hep böyle oldu. 1994, 1998-99, 2001 ve 2008 krizlerinde net dış borç ödeyicisi durumundaydık. Büyümeyle borç stoku arasında bire bir ters korelasyon var gibi.

        DIŞ KAYNAĞA BAĞIMLILIK KADER Mİ?

        -Ancak hangisinin sebep, hangisinin sonuç olduğu biraz karışık. Borç ödemek zorunda kaldığımız için mi ekonomi durgunlaşıyor, yoksa ekonominin durgunlaşacağı anlaşıldığı için mi borç ödemeye başlıyoruz, belli değil. Belki her ikisinin de etkisi olabilir.

        -Sonuçta durgunlaşacak bir ekonomide, özel sektörün dış borç alarak ne yapacağı çok önemli. O borcu nasıl geri ödeyecek? Borçlanma maliyetleri zaten yükseldiği için, alıcılar için cazip olmaktan çıkıyor ve kriz döneminin geçmesini bekliyorlar.

        -Borç verenler açısından da riskin artması söz konusu. Daralan bir ekonomiden borcun tahsil edilmesi giderek zorlaşabilir. Zor dönemlerde her iki tarafın bekleyişe geçmesi söz konusu oluyor.

        -Bu nedenlerden dolayı “alalım dış borcu, büyüyelim” otomatikman büyümeyle sonuçlanmayabilir. Bence önden giden ve belirleyici olan büyümedir. Biz iş yapacaksak, büyüyeceksek kaynağı bir türlü buluyoruz.

        Diğer Yazılar