Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Enflasyon eylül ayında beklenenden düşük çıktı. Yüzde 0.97 artan tüketici fiyatları yıllık olarak yatay seyretti ve yüzde 11.75 oldu. Eylül ayı enflasyon eğiliminin sürmesi halinde ekimde yıllık rakamlarda gerileme meydana gelebilir.

        Çünkü geçen yılki ekim enflasyonu yüzde 2. Bu ekimde yüzde 2’nin altında çıkacak oranlar yıllık enflasyonu düşürecek. Ancak kasım ve aralık aylarında baz etkisi yine tersine dönecek ve enflasyonun inişini zorlaştıracak. Yılı muhtemelen yüzde 12 civarında bir enflasyonla bitirebiliriz.

        Eylül ayı enflasyonunun yüksek beklenmesi, kur artışı kaynaklıydı. Yarım dolar, yarım eurodan oluşan döviz sepetinin ağustosta yüzde 7, eylülde yüzde 4 artması, enflasyonun yükseleceği beklentisini kuvvetlendiren en önemli unsurdu.

        TALEP DURUYOR MU?

        -Ancak döviz kurlarındaki artışın etkisini tüketici fiyatlarında olmasa bile, üretici fiyatlarında gördük. Ağustos ayında yüzde 2.35 artmasının ardından üretici fiyatları eylülde yüzde 2.65 daha yükseldi. Bu oran aynı zamanda bu yılın en yüksek aylık artışı.

        -9 aylık üretici fiyatı da yüzde 13.44’e, son bir yıllık artış da yüzde 14.33’e yükseldi. Böylece son iki aydır yıllık üretici fiyatları tüketici fiyatlarının üzerine çıktı ve makas tersten açılmaya başladı.

        REKLAM

        -Üretici fiyatlarındaki maliyet kaynaklı artışın tüketici fiyatlarına yansımaması, genelde talep durgunluğundan kaynaklanır. Bir veya iki aylık sonuçlar biraz erken olabilir ama bu durumun bir iki ay daha sürmesi, tüketim zayıfladığına ve büyümenin durduğuna işaret eder.

        -Enflasyonda oluşan bu makasın işaret ettiği durgunluğu elektrik tüketimi de destekler bir eğilimde. Eylül ayı elektrik tüketimi yüzde 3.5 artmasına karşın ayın ikinci yarısında yavaşlama eğilimi belirgindi. Bu da üretimin hız kesmekte olduğuna işaret ediyor.

        BİLGİSAYAR FİYATI 1 YILDA % 74 ARTTI

        -Hem maliyet artışlarının yüksek hem de talebin canlı olduğu iki mal grubu bilgisayar ve otomobildeki fiyat artışları ise dudak uçuklatıcı. Tüketici enflasyonunun yüzde 11.75 olduğu son bir yılda bilgisayar fiyatlarındaki artış yüzde 74.3’ü buluyor. TÜİK madde grubu fiyatlarına göre geçen yılın eylül ayında ortalama 4.123 lirayla alınabilen bilgisayar bu eylülde 7.187 liraya çıktı.

        -Yine son bir yılda üretici fiyat artışı “bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler”de yüzde 17.9 oldu. Tüketici veya perakende fiyatlarındaki artış yüzde 74.3 olduğuna göre aradaki fark 57 puan gibi çok yüksek düzeye çıktı. Bu kadar farkı gerektirecek büyük bir vergi artışı olsaydı, kamuoyunda tartışılırdı diye düşünüyorum.

        -Burada daha etkili faktör arz talep dengesi olabilir. Pandemi döneminde evlerde daha fazla zaman geçirilmesi, sokağa çıkılamaması ve sosyal aktivitelerin azalması, evden çalışmanın yaygınlaşması, evden eğitim faaliyetlerdeki yoğunlaşma bilgisayarlara talebi hızla artırdı. Tedarik zincirlerinin pandemide aksamasından dolayı üretim aynı hızda artamadı. Arz talep dengesi bozuldu ve fiyatlar fırladı. Bilgisayar şirketlerinin en yüksek karı yazdıkları dönem olsa gerek.

        -Bu nedenle bilgisayar ürünlerindeki fiyat artışlarını döviz kuru artışı ile de açıklamak zor. Çünkü son bir yıldaki ortalama dolar kuru eylülden eylüle yüzde 32 arttı. Bilgisayar fiyatlarındaki artış bunun iki katından da yüksek.

        REKLAM

        -Kaldı ki geçen yılın eylülünde bir bilgisayar ortalama kurla 721 dolar iken, bu eylülde 953 dolara yükseldi. Dolar bazındaki fiyatlar yıllık yüzde 32 büyüdü.

        OTOMOBİLİ DOLAR GİBİ GÖRMEK

        -Otomobil tarafında ise biraz daha farklı bir durum var. Benzinli otomobilin fiyatı geçen yılın eylül ayında ortalama 117 bin liradan bu eylülde 154 bin liraya çıktı. Son bir yıllık artışı yüzde 31.4’e vardı. Bu otomobillerin dolar bazındaki fiyatı ise geçen yılla hemen hemen aynı. Bu yılki fiyatı 75 dolar daha az ve 20.403 dolar.

        -Dizel otomobil fiyatı da 153 binden 242 bin liraya çıkarak yüzde 58 yükseldi. Geçen yıl 26.787 dolara satın alınabilen dizel otomobil bu yıl 32.073 dolara alınabiliyor. Bir yılda 5 bin dolardan fazla ve dolar bazında yüzde 20 artış söz konusu.

        -Durum bu olunca insanımız da otomobilleri dolar gözüyle görmeye başlıyor. Doların kendisine yatırım yapsa, getirisi hemen hemen yok gibi, sadece kur artışından kazanacak. Otomobil alsa kur artışı yanında bir yılda 5 bin dolar daha kara geçiyor, ihtiyacını da karşılıyor. Hem birinci el, hem de ikinci el otomobil piyasasında çılgınlık boyutunda yaşanan canlılığın ana nedenlerinden biri bu.

        -Diğer nedeni de, negatif faizden kaçışla otomobile sığınak ve enflasyona karşı korunma satın almak. Nasıl olsa otomobil fiyatları son yıllarda enflasyonun üzerinde yükseliyor ve döviz kadar artış kaydediyor.

        -Ayrıca pandemi süreci toplu taşımayı bulaşıcılık açısından riskli hale getirirken, bireysel ulaşımı öne çıkardı. İnsanları buna zorladı.

        -Enflasyonun birkaç puan altından verilen otomobil kredilerini yine talebin körüklenmesine saymak gerekir.

        ANLAŞILIR DURUM

        -Bütün bunlara rağmen otomobil talebindeki patlamanın fiyatlara yansıması sınırlı. Çünkü düzenlenebilen, kurallı çalışan ve üzerinde kamu otoritesi etkisinin olduğu bir sektör. Rekabetin varlığı ve sektörün yapısı, tüketici talebindeki patlamadan rant sağlamaya izin vermiyor. En azından birinci el otomobil piyasasında böyle.

        REKLAM

        -Bu nedenle perakende fiyatları yüzde 31 ve yüzde 58 artan otomobilde, üretici fiyatları son bir yılda yüzde 24.5 arttı. Bu fiyat artışının gerisinde, ana metal fiyatlarında yüzde 25 artış yaşanması etkili. Artışlar ve canlılığın büyük kısmı ikinci el otomobil piyasasında yaşanıyor.

        -Otomobilde son bir yılda bazı vergi düzenlemeleri yapıldığını biliyoruz. Bu vergilerin TÜİK’in derlediği otomobil fiyatlarını ne oranda etkilediğini ise bilmiyoruz.

        -Bilinen ve net olan durum ise bilgisayarların dolar bazında bile, bir yılda yüzde 32, dizel otomobillerin yüzde 20 daha pahalı alınabildiğidir. Doların ortalama aylık değeri ise geçen yılın eylülünde 5.7150’den bu eylülde 7.5407’ye çıktı. Bir yıllık artış yüzde 31.9. Belirtilen artışlar bunun da üzerindeki yükselişler.

        -Buna karşılık kişi başına gelir geriliyor. Geçen yıl 9.213 dolar olan kişi başına gelir bu yıl 8.381 dolara inecek. Gelirdeki azalmaya karşı yüksek fiyat artışları alım gücünü iyice düşürüyor ve enflasyonun daha şiddetli hissedilmesine yol açıyor.

        Diğer Yazılar