Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye 8 ay sonra çıktığı dış kaynak arayışında uluslararası piyasalardan 2.5 milyar dolar borçlandı. 5 yıl vadeli eurobond ihracına 6.3 milyar dolar talep geldi. Yatırımcısına getirisi de yüzde 6.4 oldu.

        -13 Şubat’ta aynı tarihli eurobond ihracında yatırımcıya getirisi yüzde 4.45 idi. Faiz oranındaki 2 puanlık artışı ise aradan geçen zaman içinde Türkiye riskindeki yükselmeye yormak gerekiyor. Türkiye CDS’leri 13 Şubat’ta 264 puanlık düzeyinden yükselerek dün 504 puan seviyesindeydi.

        -Dünkü 2.5 milyar dolarla bu yılki toplam dış borçlanma 6.5 milyar dolara yükseldi. Koşulların uygun gitmesi halinde Türkiye yıl bitmeden yeni borçlanmalara gidebilir. Çünkü 2020 finansman programında 9.6 milyar dolarlık dış kaynak sağlamak hedeflenmişti. Hedefin tutturulmasına 3.1 milyar dolar daha var.

        2.5 MİLYAR DOLARIN GELDİĞİ GÜN KUR NİYE YÜKSELDİ?

        -Yeniden piyasalardan borçlanmaya başlamak önemli son dönemin önemli adımlarından birini oluşturdu. Dış kaynak akışını hızlandıran bu gelişme döviz rezervlerini güçlendirici ve kuru dengeleyici etkiye sahip.

        -Tek seferde 2.5 milyar dolar dış borçlanmanın yapıldığı bir günde dolar kuru 7.80’i gördü. Gün içinde en yükseğinden hesaplanan döviz sepeti 8.5 TL’ye kadar çıktı. Sepet bazında rekor 8.55 ile 29 Eylül tarihinde kırıldı. Dünkü düzeyi ile rekoru yakalamaya 5 kuruş kaldı.

        REKLAM

        -Dış borca çıkıldığı ve talebin iki katını aştığı, Türkiye’nin 8 ay sonra yeniden uluslararası borçlanma piyasasına döndüğü bir günde döviz kurundaki artış ilginçti.

        -Üstelik son dönemde finansal piyasalarda atılan normalleşme adımlarının pozitif etkileri görülüyor. Faiz artışı ile başlayan süreçte swap imkanlarının genişletilmesi, aktif rasyosunun kısmen düzeltilmesi, kredi kartı taksit ve vadesinin indirilmesi bu adımlar arasında.

        -Nitekim borsa 29 Eylül sonrasında yükselirken, Hazine faizleri geriliyor ve Türkiye risk primi de düşüyor. CDS primleri 29 Eylül’de 558.51 puan olan risk primi 5 Eylül’de 506.81’e indi.

        20 YILIN EN DÜŞÜĞÜNDE

        -Normalleşme sonucu düzelmeyen ise döviz kurlarının seyri veya TL’nin değer kaybı. Kur 29 Eylül sonrası gevşemesine gevşedi ve o tarihteki rekor düzeyinin hala 5 kuruş altında ama oynaklığı durmuş değil.

        -Enflasyon rakamlarının ardından TCMB tarafından hesaplanan ve TL’nin reel değerini gösteren eylül ayı Reel Efektif Döviz Kuru 62.21 olarak açıklandı.

        -Türkiye’nin ticaret yaptığı ülkelerdeki enflasyonu ve para birimi değerlerini hesaba katan bu verinin başlangıç tarihi 2003 ve başlangıç değeri 100. Bu durumda son 17 yılda tüketici enflasyonu bazında TL’nin reel değeri yüzde 37.79 oranında düştü. Kayıp bu yılın 9 ayında yüzde 19 düzeyinde.

        -Türk Lirası’nın 62.21’lik düzeyi Ağustos 2018 düzeyinin altında ve aslında son 20 yılın en düşük seviyesinde. Endeks daha önce Ağustos 2001’de 55.99 düzeyine kadar inmişti.

        TL’NİN DEĞER KAYBI YAVAŞLAYABİLİR

        -Geldiğimiz aşamada ve içinde bulunduğumuz koşullarda TL’nin aşırı değer kaybının artık duracağını ya da durmaya çok yakın olduğunu tahmin ediyoruz. Bunun en büyük gerekçesi bizzat aşırı değer kaybetmiş olan TL’nin kendisidir.

        REKLAM

        -Para biriminin değer kaybı eğer rekabetçilikte önemliyse Kasım 2016’dan beri TL değer kaybediyor. 100 olan normal değeri önce 90, sonra 80, sonra 70 ve nihayet 60’lı düzeylere indi. TL daha nereye kadar değer kaybetsin?

        -Finansal piyasalarda atılan normalleşme adımları ve yurtdışından borçlanmaların yeniden başlaması bu açıdan önemlidir. Koşullarda iyileştirmeler yapmak, kurda kötüye gidişi durdurur. Bulunabilecek dış kaynak pozitif yönde etki yapar.

        -Kur kontrol altında kaldığı sürece enflasyona negatif etkisi önlenir. Enflasyonda hafif iyileşmeler Reel Efektif Döviz Kurunu yükseltir, yani TL’yi değerlendirebilir.

        ABD’DE MALİ PAKETE ERTELEME

        -Başkan Donald Trump seçim kampanyasında strateji değiştireceğinin ilk işaretini verdi. Anketlere göre, ilk televizyon tartışmasında rakibi ile oy farkı daha büyüyerek çift haneli rakamlara çıkan ve geride kalan Başkan Trump hastane sonrası daha farklı bir kampanyaya doğru yöneliyor.

        -Korona virüsü yenen güçlü başkan imajı çizen Trump, ABD’nin ve küresel piyasaların dört gözle beklediği 2. Mali Yardım Paketi çıkarmak yapılan görüşmeleri iptal etti. Mali paketin çıkarılmasını da seçim sonrasına bıraktı. Hastaneden verdiği mesaj tersi yöndeydi.

        -Paket görüşmelerinin kesilmesi ve mali yardımların seçim sonrasına bırakılması dün akşam saatlerinde ABD piyasalarını tersine çevirdi. Adeta pişmiş aşa su kattı.

        -Mali yardım paketinin seçim sonrasına ertelenmesinin altın fiyatlarını vurması, bu emtianın küresel likiditeye ve dolara duyarlı seyrini gösteriyor.

        -Dün akşam olanlar ABD seçimini kazanmanın çantada keklik olmadığını, pilavın daha çok su kaldıracağını, seçim kampanyasının hastane öncesi ve hastane sonrası diye ikiye ayrılabileceğini gösteriyor.

        Diğer Yazılar